Bölüm öncesi notu: Bölümü okuduktan sonra yukarıdaki videoya göz atmanızı öneririm. :)
Bölümün dramatikliği biraz kaçacak ama olsun. Bu benzetmeyi gördükten sonra bunu paylaşmasam olmazdı. Keyifli okumalar! (Mun ve Mi-sun misali 😃)Bölüm şarkıları:
Jungkook - Still With You (4. yıldızlara kadar dinlenebilir.)
Doja Cat - Street (4. yıldızlardan itibaren dinlenebilir.)
5. bölümün özeti: Mi-sun, Mun, Hana ve Jeok Bong AVM'ye gidiyorlar. Mi-sun Wong ile karşılaşıyor. Mun, Mi-sun'u bir sahile götürüyor ve aşkını itiraf ediyor.
"Mi-sun, seni seviyorum..."
Afallamıştım. Mun, beni seviyordu. Ne zamandan beri seviyordu? Acaba ilk görüşte aşk gibi miydi? Bana aşkını itiraf etmesi çıkma teklifi etmesi mi oluyordu? Eğer öyleyse ne cevap vereceğimi bilmiyordum.
Ben de kaçtım. Evet, kaçtım.
Mun: Nereye gidiyorsun?
Mun arkamdan bağırdı ama ben çoktan yoldan geçen bir taksiye binmiştim bile. Gerçi kaçsam da en sonunda sığınakta yine karşılaşacaktık. Ama olsun. Şimdilik utancımı gizlemem yeter. Takside Jungkook'un Still With You şarkısı çalıyordu.
"황홀했던 기억 속에
나 홀로 춤을 춰도 비가 내리잖아
이 안개가 걷힐 때쯤 젖은 발로 달려갈게
그때 날 안아줘""Bu büyüleyici hatıralarda
Hala yalnız dans ediyor olsam da
Bu sis kalktığında, ıslak ayaklarımla sana doğru koşacağım
O zaman bana sımsıkı sarıl."
***
20 dakika sonra sığınağa varmıştım. Taksiciye parayı ödeyip içeri geçmek için zile doğru yöneldim. Zili ilk çalışımda kimse açmadı. İkinci kez çalacakken kapı açıldı. Kapıyı açan Hana'ydı.
Hana: Hoşgeldin.
Ağzımdan belirli belirsiz bir "Hoşbuldum." çıktı ve direk odama girdim. Ardımdan Hana girdi.
Hana: Mun nerede ve bizi neden bırakıp gittiniz?
- Şey...Nereden başlayacağımı bilmiyordum. Aklımda cümleleri sıralarken Hana'ya doğru göz ucuyla baktım. Bir anda gözleri büyüdü.
Hana: Yoksa!?
- Hana, sakin ol... Sakin. Birazdan sana baştan sona en ince detayına kadar her şeyi anlatacağım. Ama önce bir soluklanayım. Hâlâ yaşadığım şeylerin etkisindeyim.Kendime bir bardak su aldım ve içip her şeyi Hana'ya anlatmaya başladım. En sonunda sadece Mun'un bana aşkını itiraf ettiği bölüm kalmıştı.
- Ve daha sonra Mun beni bir sahile götürdü. Burada eskiden ailesiyle kovalamaca oynadığını ve bunun onu değerli hissettirdiğini söyledi. Bana kendimi değerli hissettirmek istediğini söyledi.
Yanaklarım yanıyordu. Büyük ihtimalle kızarmıştı.
Bak ben sana ne dedim? Kesin âşık demedim mii?
Yazarcım zaten utanıyorum bir dur.- Ve sonra... Beni sevdiğini söyledi.
Hana: NE, NE, NE, NE, NE! BU BİLDİĞİN BİR AŞK İTİRAFI. NE KADAR ROMANTİK! SEN NE YAPTIN?
- Kaçtım.
Hana: Ne yaptın, ne yaptın?
- Kaçtım.
Hana: Ya afedersin ama sen salak mısın? Âşık değilsen değilim, seni arkadaş olarak görüyorum diyeceksin. Duygularınız karşılıklı ise sevgili olacaksın bu kadar basit. O zaman Mun'u gördüğün ilk yerde ona neden kaçtığını açıklaman gerekiyor.
- Ama neden kaçtığımı ben bile bilmezken ona nasıl açıklayacağım?
Hana: Ne diyeceğini bilmiyorsan duygularından emin değilsin demektir. Bir süre duygularını gözlemlemen ve Mun'u gördüğünde kalbinin ritmini dinlemen gerekiyor.