beşinci bölüm

293 29 54
                                    

"o gece yurtta sadece ben, channie hyung ve somi vardık. sen julie'ye gitmiştin, lee know hyung ve hannie hyung lee know hyungun ailesindelerdi, felix hyung ve hyunjin hyung dışarıda içiyordu, changbin hyung da ailesine gitmişti."

meraklı gözlerle dinlemeye koyuldum. ama jeongin bir olayı olduğu gibi anlatmaktansa olayı anlatmaya adem ile havva'nın doğumundan başlıyordu. çok fazla detaydan boğacaktım kendimi.

"somi ve channie hyung başta odaya çekilmişlerdi, muhtemelen işi pişiriyorlardı. sonra kavga etmeye başladılar."

o anı tahmin de edebiliyordum zaten.

"somi bağıra çağıra senden ne kadar nefret ettiğini söyledi çünkü hannah'nın gelişinde hannah ile ilgilenmişsin, somi de channie hyung ile yalnız vakit geçirememiş. channie hyung da ona bağırdı, seungmin gayet iyi yapmış çünkü senin triplerin yüzünden kız kardeşimle bile vakit geçiremedim, çocuk gibisin, çok şey istiyorsun diye."

ağzım açık kalmıştı. ama chan'ın beni savunma amacı olduğunu düşünmüyordum. somi'ye sinirlenerek bunları söylemiş olabilirdi.

"dur sen, dahası var. sonra daha çok bağırmaya başladı ve dedi ki seungmin'i savunuyorsan siktir git karşımdan falan. channie hyung da asıl sen siktir git, tabiiki de savunacağım o benim grup arkadaşım sen ise şımarık istekleri olan sevgilimsin dedi."

ağzım daha da açılmıştı, inanamıyordum duyduklarıma. kavga nedeni olduğumun farkında bile değildim ve inanmak istememiştim.

ayrılmaları nedensizce mutlu etmişti ve buna neden mutlu olduğumu sorgulamak istemiyordum. yine de chan somi'ye çok kaba davranmıştı görünüşe göre -ki chan ne yaparsa yapsın onu haklamak en büyük zevkimdi bu yüzden zevk ala ala onun ne kadar haksız olduğunu düşünecektim kendi kendime.

biraz kindar bir insandım.

"sonra somi eşyalarını falan topladı, toplarken konuşuyordu. diyordu ki ben gidiyorum yokluğunda sikik seungmin ile grup arkadaşlığı edersin, onu kıskandığımı bile bile sen bana onu savunmaya devam ediyorsun. sonra şey dedi, seungmin'i altına almasan böyle konuşmazsın zaten, aptal yok karşında."

"channie hyung da dedi ki lafını bil de konuş, seungmin hakkında konuşurken ağzını topla, etrafımdaki kimse hakkında kötü konuşma çünkü etrafımdakiler senin hakkında böyle konuşmuyor, sorun sensin,"

iç çektim ve jeongin'e baktım. "ben chan hyung'un bunu dediğine inanmam. beni sikseler inanmam."

jeongin omuz silkti ve anlatmaya devam etti. "sen dur, daha kötüsü de var. somi channie hyung'un biseksüel olmasını konu yaptı ve ona zaten bu yüzden güvenmediğini ve erkeklerle yaşadığını söyleyip bir şeyler ima etti. channie hyung da beni yönelimimden yargılayacak kadar alçaldığına göre ayrıldık, kız kardeşimden rahatsız olman da son damlaydı dedi ve somi'yi kovdu, sonra somi kapıyı çarpıp çıktı."

jeongin tam lafını bitirmişti ki adım sesleri duyduk.

chan, spordan yeni gelmişti ve yağmura yakalandığı için ıslaktı. bir kaç ince kıvırcık saç tutamı alnına düşüyordu, makyajsızdı ve siyah tişörtünün altından göğüs kasları belli oluyordu.

"sonra ne oldu, jeongin?" chan sinirden kaskatı kesilmiş yüzü ve sert bakışlarıyla jeongin'e yöneltti sözlerini.

jeongin chan'a bakıp yutkundu, sessizce bana baktı muhtemelen onu kurtarmam için.

"ben onu zorladım konuşması için," mırıldandım chan'a bakmadan. zaten jeongin'e kızmaya kıyamazdı chan, ama yine de jeongin'i aradan çıkarmaya çalışmıştım.

fan servis, chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin