18

441 59 74
                                    

"o koşan yuuji mi?" diye sordu nobara, yanlarından hızla geçen cismi göstererek.

"sanırım." diye cevapladı başını onlara bir şeyler anlatan görevliden nobara'ya çeviren maki, daha sonra arkasından koşan siyah saçlı çocuğu gördüğünde ise emin olarak devam etti. "kesinlikle o."

"iyi ama ne yapıyorlar?"

bu soruya botanik bahçesi sınırları içerisindeki kimsenin bir cevabı yoktu.

önceki gece

megumi gereğinden fazla gergindi. artık babası yerine koyduğu öğretmeninin yanında kalırken yanında tamamen gerildiği bir başka öğretmeninin de orada olması bunun nedenlerinden biriydi. asıl nedeni ise yapmak üzere olduğu şey ve buna yol yapmaya çalışırken her şeyin içine ettiği korkusuydu.

bu evde kimse onu yargılamıyordu.

belki de bir insanın başına gelebilecek en trajik ve romantik hikayelerden birine sahip olduklarından olabilirdi bu. her şeyin ötesinde gojo'nun kendisine olan zaafının da gayet farkındaydı megumi. yıllar sonra çıkagelen çok sevgili eski sevgilisi, şimdiki nişanlısı geto ise yüksek ihtimalle kendi ilişkilerini bu genç oğlanlarda görüyor, ekstra ilgili davranıyordu. en önemlisi gojo'nun geri durmasını sağlamayı başarabiliyordu.

"meguşko, yargılama falan yok ama neden en yakın arkadaşını engellediğini bize söyleyecek misin?" diye sormuştu gece başının belası beyaz saçlı adam.

"bir kez olsun normal bir şekilde hitap edemez misin?" diyerek sorudan kaçmayı denemişti megumi.

"hayır, çok merak ediyorum, nedir siz siyah saçlı emo adamların engel atma sevdası?"

"beni neden karıştırıyorsun?" diye sordu tekli koltukta oturmuş, bacak bacak üstüne atmış olan suguru. yeni duş aldığından hala nemli olan saçları omuzlarına dökülüyor, odayı hoş bir kokuyla kaplıyordu. elindeki kahve fincanını yavaşça sallıyordu. megumi bu adama baktığında bazen gojo'nun bunca yıldır ne uğruna acı çektiğini çok iyi anlıyordu.

"ben yuuji'yi engelledim çünkü söyleyeceği şeyi duymaktan korktum." diyerek konuyu bu karmaşık ikiliden uzaklaştırmaya çalıştı megumi. sonuçta hep onu kurtaran geto olamazdı, kendisi de ona yardımcı olmak istemişti. üstelik bu ikisinin geçmişi yeniden gündeme getirerek bunun üstüne yapacakları herhangi bir konuşmaya dahil olmak istemiyordu.

"teknik olarak-" duymuyorsun, diyecekti gojo sevdiği adam tarafından susturulmasaydı.

"benim nedenimle birebir aynı." diye atıldı geto, yersiz saçmalığı engelleme gayesiyle. "ama önemli olan biz değiliz burada. sen anlat bakalım, ne yapabiliriz düşünelim."

aslında megumi'nin kimseye bir şey anlatmak gibi bir planı yoktu ancak bu adamda insana güven veren bir şey vardı. öyle ki bir tarikat kurmaya veya büyük kitleleri dolandırmaya kalksa ona koşulsuz şartsız güvenen bir dolu insan bulabilirdi. neyse ki bu özelliğini iyiye kullanmayı seçmiş, kendiyle aynı kadere sahip çocukları iyiye yönlendirmek için öğretmen olmuştu.

her ne kadar henüz bunun farkında olmasa da o gece megumi'nin hayatında birçok açıdan bir kırılma noktası olmuştu. öncelikle, duygularını itiraf etme kararını vermişti. bu durum uzun süredir kafasında dönüp duruyordu ancak bu kararı vermesini sağlayan artık yuuji'nin de hislerine karşılık verdiğine ikna olması ve itirafın ondan gelmesi ihtimaliyle paniğe kapılmasıydı. haliyle aniden karar vermesi gerekmiş ve engeli basıp kaçmıştı.

bir diğeri ise hayatında ilk defa duygularını açmayı yavaştan da olsa başarıyor olmasıydı. o gece onu büyüten, onunla birlikte büyüyen adama ve onun biricik nişanlısına, o güvenilir adama neler hissettiğini anlatmıştı. ertesi gün yapma kararına vardığı şeyi de anlatmıştı. bu iki adam ise onu destekleyip yüzünü güldürmeyi başarmışlardı.

sapphire stones | itafushiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin