Sonra ise gitti.
~Kalan Sahne~
Seven gidermiydi? Seven sevdiğini terk eder miydi? Sevse bile açılamayıp uzaktan başka birileri ile mutluluğunu mu izlerdi? Yada İmkansız olarak düşünmek miydi ve bu yüzden onu hep uzaktan izlemek miydi? Gitmek o kadar kolay mı sandın? Bende sevdim bende.. Sevdim çok acılar çeksemde sevdim. Seven insan, sevdiği kişiyle olamasa bile onun her şeyini her santimini bilir. Bir anda simsiyah olan renklerin aniden rengarenk olmasıdır. Aralarında kilometreler olsa bile yanında hissetmektir sevmek. İmkansız diye birşey yoktur. Aslında sevmek yanında acılarıda getirmektir. Biliyorum çoğu herkes sevdiği adamı veya kızı başkasıyla mutluyken gördü. Sormuştur herkes kendisine "Onda olup bende olmayan ne?" Diye. Emin olun siz çok güzelsiniz ve çok iyi kalplisinizdir. Emin olun o sizi kaybetmiştir siz onu değil. Bazen aranızda kilometreler vardır belki ama kilometreler buluşamıyacağınız anlamına gelmez emin olun. Asla pes etmeyin. Asla sevmekten vaz geçmeyin. Biz aynı okuldaydık gene olamadık diyende çıkacaktır elbette. Ama emin olun onlardan daha iyilerine layıksınız bu bir yazar sözü olarak düşünmeyin. Bunu bir ablanız veya neyse o demiş gibi düşünün. Sevildiğinizi asla unutmayın :)
"Ben seni çok sevdim, ben seni çok sevdim
Belki zordur anlaması sessizliğimden
Ben seni çok sevdim, ben seni çok sevdim
Sen oku kelimeleri gözlerimden~Cem Adrian - Ben seni çok sevdim"
Han arkasına bile bakmayan Minho'ya bakıyordu. Gözlerini ayıramıyordu, kalbi acıyordu Han'ın. Seviyordu fakat dokunamıyordu. "Gitme!" Bile diyemiyordu. Kim diye bilirdi onu sevmeyen birine. Aşıktı.. tabi buna aşk denilebilirse. Tek taraflıydı. Han aşıktı, Minho ise sevmiyordu bile. Ümitte vermek istemiyordu Han'a. Çünkü polisler onu aldığında yüzündeki o arkandan bıçaklanma tepkisini görmek istemiyordu. Minho, Han'dan kaçmayı tercih ediyordu. Polisler etrafı bastığında Han'ın o bakışlarına dayanamıyacaktı.
-Beni neden sevmiyorsun Minho?
Dedi Han. Ağlamamak için zor tuttuyordu. Ellerini saçlarına götürdü. Seviyordu. Biranda hayatına girmişti ve girdiği gibi her şey değişmişti. Gönül davasıydı Han ve Minho. Tek taraflı olan bir davaydı. Aşık olanın acılar çektiği bir ilişkiydi. Minho odasına girdi. Kapısı kilitledi ve telefonunu çıkardı.
-Evet içeri girdim efendim Han'ıda hallettim bana fazlasıyla güveniyor
-Civciv?
-Civcivi kaybettik efendim
-Nasi yani ?
-Civcivi göreve almamalıydık efendim size söylemiştim. Civciv şuan evde değil su samuru ile dışarıda ben sincap ile evin içindeyiz.
-Civciv bu olayı çözücek kızıl şeytan. Eğer civciv çözemezse gizemli kardeşler diye birşey kalmaz şeytan.
-Civcivi tutamıyorum artık efendim aşkla kafayı bozmuş onu çok kısıtladık bırakın özgürce gençliğini yaşasın bunu hak ediyor efendim.
Minho ruhsuz gibiydi konuşurken.
-Ben kardeşimin mutlu olmasını istiyorum efendim her şeyden önce o geliyor. Bırakın bu işi ben hallediyeyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otona Blue/Hyunlix
RomanceLee Felix ve Lee Minho suçların yaptıkları birçok şeyi gün yüzüne çıkarıyorlardı. Ve sıradaki hedef ise Hwang kardeşlerdi. Mafya lideri olan Hwang Hyunjin ve Kardeşi Han Jisung'un nasıl bir insan olduğunu halka göstericektiler. Başına geliceklerden...