5|Nefret" İçindeki Nefreti sokup atabilecek tek bir duygu vardır. O da Merhamettir. "
" Nuri, çabuk doktor çağır, gelsin. " Kucağındaki kadını yatağa yatırır yatırmaz adamına dönüp emrini verdi Bîrindâr.
" Tamam ağam, hemen. "
Emrine uyup da giden adamın ardından yatakta baygın yatan kıza dönerek yanına yaklaştı. Sol eliyle hafiften kanamış olan yarasına dökünürken de konuştu. Onun kendisini duymadığını bilmeden.
" Amcanın yaptığı hatanın bedelini sana ödetmek istemezdim inan. Ama beni buna mecbur bıraktılar. Babamı aldılar benden. Kopardılar ailemden. Hiç suçu, günahı yokken gözümün önünde can verdi koca dağım. Bunun üzerine yıllardır kapanmayan yaram, gözümden sakındığım kız kardeşimin abine kaçmasıyla daha da derinleşti. Yıllardır, gece gündüz demeden hiç durmadan intikam yeminleri ederken en yakınım olan kardeşim tarafından ihanet uğramak canımı o yaktı ki; soluğum kesildi ve ben, ölüyorum sandım. Sana yaptıklarımın sende bir affı yok, biliyorum. Ama nolur, kızma bana. Seni, canının yanacağını bile bile kendime katmaya mecburum. Aksi halde olacakları ben bile durduramam. Umarım, bir gün anlarsın beni. "
Biten sözleriyle birlikte gözündeki yaşları sildi ve dışarıdan gelen ayak seslerini duymasına rağmen hiç aldırmadan doğrulup sırtını kamburlaştırdı. Sonra da yaraya doğru eğilip öptü. Adamların içeriye girmesi ile doktora durumu anlatıp adamıyla birlikte onu doktorla yanlız bırakarak odadan çıktı ve kapı da durup çıkmasını beklemeye başladı.
" Dikişleri biraz açılmış ve kanamış. Pasuman yaptım. Birkaç gün dinlenir, kendini yormazsa iyileşir. İlaçları yazdım. Geçmiş olsun. "
" Anladım doktor bey, teşekkürler. "
" Rica ederim. İyi Günler. "
" Size de. "
Durumunu anlatan doktora cevap verirken adamına dönen Birîndar ona
" Doktoru gideceği yere bırak. Sonra da konağa dön. Soran olursa da bu gece de burada kalacağımızı söyle. "
Diyerek emir verdi ve başını sallayıp doktorla giden adamını gönderdikten sonra koltuğa geçip oturdu. Sonra da yan bir şekilde uzanıp yatakta boylu boyunca uzanmış uyuyan kızın yorgun yüzünü seyretmeye daldı.
Sabaha kadar gözünü bile kırpmadan yüzünü seyretmeye dalan Birîndar günün ağırmasıyla birlikte karısıyla beraber konağa dönerken Nefret ettiği adamın ailesiyle tanışan Dilan gözlerini açtığından beri bir eliyle elinden diğeriyle de belinden tutmuş odasına doğru götüren adamın ağzından yarı baygınken duyduğu sözleri düşünüp durdu uzun uzun ve bir karara vararak kendine yeni bir yol çizdi kendince. O yola attığı ilk adım da elini tutmak için kendisine uzatılan eli tutmak oldu. Yüzündeki şaşkınlık ifadesiyle yüzüne bakarken kendisiyle birlikte yürüyen adamla yukarıya giden merdivenlere doğru yürüdü yavaş yavaş. Ta ki onun sesini duyana kadar.
" Dîldâr. "
Duyduğu tanıdık sesle hızla arkasına döndü ve koşarak boynuna atlayan adamın sarılmasıyla öylece kalakaldı. Ta ki onu kendisinden ayırıp yüzüne yumruk atan öfkeli adamın bağıran sesiyle kendine gelene kadar. Yarasını dair umursamadan adamın yanına giden Dîldar amcasının oğlu olan Ardil'i ona
" Sen nasıl sarılırsın lan karıma? Eceline mi susan it? Öldüreceğim seni. "
Diye bağırarak yumruklayan adamın kolundan tutup durdurdu onu.
" Dur artık, yeter. Öldüreceksin onu. Katil olman hiç bir işimize yaramaz. Aksine daha da çıkılmaz hale getirir. Kalk, odana götür beni. "
Karısından duyduğu sözlerle bir anda şaşkına uğrayan Birîndâr dediğini yapmadan önce karısına şaşkınlıkla bakan adama döndü ve öfkeli sesiyle konuşmaya başladı.
" Bana bak lan, şimdi burdan defolup gidecek ve bir daha gelmeyeceksin. Karımı da unutacaksın tabi. Zira O bir Kılıçhan değil, Karadağ artık bundan sonra. Dediklerimi yapmayıp ona yaklaşırsan da bedelini canınla ödersin. Şimdi defol git burdan. "
Konuşurken tekrardan eğilerek yakasından tuttuğu adamı geriye doğru iten Birîndâr karısına hüzünle bakarak ona
" Seni sevmiştim ben. Ama sen, ondan nefret edip korkuyor olsan da onunla konuşup katil olmasına engel olarak koruyorsun onu. Neden? Neden yapıyorsun bunu? "
Diyen konuşmasıyla üzerine doğru yürümeye başlarken karısının sesiyle durmak zorunda kaldı.
" Çünkü, zorla da olsa evlendim onunla ben ve karısı oldum onun. Bugün de zor da olsa bir karar alarak kabullendim bu durumu. Sen de artık kabullen ve yoluna bak. "
Yüzüne hayal kırıklığıyla bakan adama gerçekleri anlatan Dîldar kocasına dönüp elinden tutarken Ardil'in kendisine sorduğu soruyla durdu bir anda.
" Onu sevmeye mi başladın? "
Adamın sesiyle duran karısının tekrardan durmasıyla onunla birlikte durmak zorunda kalan Birîndâr hala gitmeyen adama olan öfkesini zapt etmek için derin derin soluklarken ona vereceği cevabın ne olacağını merak ediyordu.
Duyduğu soruyla tekrardan önüne dönen Dîldar ise zor da olsa şu cevabı verdi ona.
" Hayır, ama, bu onunla evli olduğum gerçeğini değiştirmez. Onunla evlendim ben ve zor da olsa kabullendim bunu. Sende kabullen ve önüne bak. Şunu da unutma; Biz seninle evlenmek için gün sayarken baban sırf karısı ona aşık diye gidip babasını vurdu. Sonra da teslim oldu. Geriye de kederinden intihar edip ölen yengemin mezarıyla enkaza dönen bizleri bıraktı. O yüzden eğer birine kızacaksan kocama değil bizi bu hale getiren babana kızacaksın. Buraya da bir daha gelmeyecek ve beni de unutacaksın. Çünkü ben artık Dîldar Kılıçhan değil Dîldar Karadağ'yım. Şimdi git ve bir daha da gelme. "
Canını yaktığını bile bile sözlerini sarf etti. Sonra da arkasını dönüp giden adamın çaresizliğini seyretti acı içinde.
Evet arkadaşlar,
Bölüm böylece bitti...
Bir sonra ki bölüme kadar 30 beğeni istiyorum... Umarım gelir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRÎNDAR - INJURED
Fanficİntikamdan Doğan Aşkın Öyküsü... The Story of Love Born of Revenge...