13

28 1 0
                                    

Evet sanırım depresyonumdan azıcık olsa bile uzaklaştım ve bölüm atmaya geldim iyi okumalar yazım yanlışı varsa özür dilerim.
.
.
.
.
.
×××

Dediğiyle gülümsemiş ve onu öpmüştüm.

"Sen hep sev beni tamam mı?"

"O nasıl söz bebeğim tabii hep seveceğim"

Tekrar yürümeye başlamış ve mutfağa gitmişti.

"Ne yiyelim miniğim?"

Bir kelime daha eklendi şimdi.

"Yeni bir kelime daha ekledim sanki? Hm~ miniğim mi~"

"Öylesin çünkü minicik birşeysin"

"Ben minik değilim sen çok büyüksün, hem hem boy farkı çok yok"

İnanmadım, bende inanmadım ama söyledim işte.

Beni yavaşça yere indirdi ve tezgahın arkasından kim baksa sadece Taehyungu göreceği konuma getirdi.

"Çok fark yok mu?"

"Evet, ama sen kaslısın!"

Neredeyse değil hiçbir şekilde beni kimse şuan göremezdi.

"Tamam tamam ben kucakta taşınmaktan boyunu unutmuşum tete"

Burnumu iki parmağıyla kıstırıp bıraktk sonra da tekrar kucağına alarak tezgaha otutturdu.

"Hmm benim boyum uzun muymuş?"

"Uzunmuş, ama çok tatlısın böyle güzel oluyor arada sana alttan bakmak"

"Ne mutlu bana"

"Neden? Herkesi böyle çekeceğin için mi? Böyle dikkat çektiğin için mi! Benden başka kadınlarda baktığı için mi? Ben yetmediğim için mi? Çok şanslı ol sen devam et kadınlar baksın sana tamam mı! Sen istemiyosundur kesin beni-"

Belimden tutarak kendine yaklaştırdı ve dudaklarımızı birleştirdi. Kısa bir öpücükten sonra konuşmak adına ayırdı dudaklarımızı.

"Ne mutlu bana miniğim çünkü uzun boyumu seven, senin gibi tatlı bir bebeği kaptım"

Tebessüm ettim ve tekrar dudaklarımızı birleştirdim.

Tezgahtan indirip kucağına aldı ve salona doğru adımlamaya başladı.

Öpüşürken yoluna devam edip koltuğa oturdu ve beni öpmeye kucağında devam etti.

Ellerimi ensesinde yanaklarıma çıkardım ve tutup kendime daha çok çektim.

Dudaklarımızı ayırıp konuştum.

"Kahvaltı?"

"Siktir et"

Tekrar birleştirdi dudaklarımızı.

Ellerim ensesine gitti ve kendime daha fazla çektim -sanki oluru varmış gibi-.

Elleri kalçalarımı buldu ve kavramaya başladı. Kalçalarımı kavrayıp sıktı, istemsiz boğuk bir şekilde inledim.

İnlemem onu daha çok cezbetmiş ve bir elini belime dolayıp kendine daha sıkı bastırmaya başladı.

Dudaklarımızı ayırırken zoraki yaptığı belli olacak şekilde zar zor ayrıldı dudaklarımdan.

"Kahvaltı yapalım miniğim"

"Siktir et diyen sendin~"

Yarım ağız şekilde gülümsedi ve tekrar konuşmaya başladı.

"Acıkmış olacağın aklıma gelmedi bebeğim"

Our incredible love - Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin