Bölüm 3
'Çaylak Labirent'e !!'
Zor bir uykunun ardından uyandığında bu sefer görev onu bekliyordu. Newt hemen başındaydı. Gün daha ağarmamıştı.
"- Geçe kaldın."
"- Zor bir geceydi."
"- Biliyorum , Alby Ben'e bakmak için Minho'yla gidecek. Sende gelmelisin."
Ayaklandı ve üzerine baş ucundaki hırkayı aldı. Kazak için hava sucaktı. Saçlarını sıkıca topladı ve hızla Batı Kapısına ilerledi.
"- Dikattli olun."
"- Merak etme , geç kalmayacağız."
"- Buralar size emanet , Newt."
Alby Newt'i kenara çekince kendilerine kısa bir zaman kaldı.
"- Geri gelin."
"- Herzaman ki gibi.."
Dedi ve güldü. Amy yüzündeki gülümsemeye bakakaldı. Minho ise her zamanki gibi kızın başına bir öpücük kondurdu. Bu onların uğuruydu."- Bunu söz olarak alıyorum."
Alby yanına geldi el ele sıkıştı ve gittiler.
....
"- Alby neden labirente girdi ki? Koşucu değil."
"- İşler değişti. Alby gün batmadan Ben'in izini sürmeye gitti. Yardım edecek misin ?"
"- Ben'in sokulduğu yere gidip ..."
"- Alby ne yaptığını biliyor , tamam mı?"
"- Hepimizden çok şey biliyor."
"- Bu da ne demek?"
"- Sana anlatılan şey neydi? İlk olarak buraya bir grup yollandı. (kitapta böyle geçiyor)Alby ilk gruptan sağ kalan bir kaç kişiden biri , hatırladın mı?"
Thomas yine bitmek tükenmek bilmeyen sorularıyla Newt'e baş belalığı yapıyordu anlaşılan . Yanlarına gittiğinde şükür ki soruları bitmişti ve ağacı kökünden sökmeye çalışan Zart ve Newt'e yardıma başlamıştı.
"- Aferin sana çaylak."dedi ve gülümseyerek Chuck'un saçlarını karıştırdı.
Yağmurun sesleri gelmeye başladığında ise içini bir ürperti aldı. Ne kadar zaman geçmişti ki gelmelerine az kalmıştı iyiki..
Yağmurdan kaçmak isteyen herkes barakaların altına sığındı. Amy de aynı şekilde. Saçları iyice ıslanmıştı. Yağmurun soğuğu artık onu etkilemese de hasta olmamak için atletinin üzerine uzun kollu geçirdi ve ceketini öyle giydi.
"- Şimdiye dönmeleri gerekirdi."
İstemsizce kolundaki saate baktı.(kitapta koşucuların saatleri var.)
"- Peki ya dönmezlerse."
"- Dönecekler."
"- Ya dönmezlerse ?"
"- Dönecekler dedi ya !"dedi kendisine hakim olamadan . Gözü sürekli saatindeydi. Bir yandan da uzaktaki Batı Kapısına bakıyordu.
...Yağmurun dinmesi ve güneşin açmasına rağmen ortada kimse yoktu. Diğer kapılardaki koşucular dönmüştü fakat hala ne Minho ne de Alby ortalıkta yoktu. Batı Kapısının girişi çok kalabalıktı. En önde duruyordu. Onu görmeyi bekliyordu. Dönecekti bunu biliyordu.
Kapların sesi duyulduğunda gözlerini yumdu bir kaç saniyeliğine. Eli boynuna gitti.
"- Hadi millet , birilerini göndersek ya."dedi dahi Thomas.
"- Bu kurallara aykırı. Ya dönerler ya da içeride kalırlar."
"- Başka birini daha kaybetmeyi göze alamayız."
Kapının esintisi yüzüne vurduğunda gözleri sulandı ve gözünü kapatınca gözlerinden bir kaç damla yaş aktı. Hala labirente bakıyordu. Kapılar gürültüyle harekete başlamıştı.
"- Olamaz."
Arkasını döndü. Gidemiyordu ama bakamıyor du da .
"- Orada!"
Thomas'ın sesiyle tekrar labirente döndü. Gözlerini kıstı ve karanlık labirente baktı. Minho sırtında baygın Alby'yle gelmeye çalışıyordu.
"- Hadi Minho, başaracaksınız!"
"- Daha hızlı , hadi!"
"- Koş Minho!"
"- Başarabilirsin!"
"- Onu bırakmak zorundasın!"
Kapılar gittikçe birbirine yaklaşıyordu. Amy ise tedirginlikle izliyor ve bağrıyordu.
"- Minho ! Bırak onu !"
Demeye kalmadan Thomas hızla öne atıldı ve dar aralıktan hızla geçti. O geçer geçmez kapı kapandı ve herkes şok içinde bakakaldı.
"- Ne yaptı o çıkıntı."
Kimse cevap vermedi. Hava kararıyordu ve bu onları korkutuyordu. Gözlerini kapadı ve bekledi. Bunun bir rüya olmasını ve uyanmayı diledi.Bu bir rüya değildi.
"- Alby sokulmuş olmalı."
"- Bu artık bir şeyi değiştirmez. "
"- Bu ne demek şimdi Gally, onlar geri gelecekler."
"- Ah! Bunun olmayacağını biliyorsun Amy, labirentte kimse bir gece geçiremez."
" - Ama o Minho, en güçlümüz."
Sesi bir fısıltı gibi çıktı. Kendini inandırmak istiyor gibi. Kalabalık hala oradaydı. Chuck hala yanında duruyordu.
"- Seninle bekleyeceğiz."dedi Zart elini omzuna koydu.
"- Sağol.."
"- Üzgünüm Amy, seni üzmek için söylemedim."
Gally'nin sesi arkasından geldi. Ona garip bir ifadeyle bakıyordu.
"- Aslında öyle söylemek istedin. Başka türlüsünü bilmiyorsun."
..
Gecesi oldukça zorlu geçiyordu. Kimse uyumamıştı , oda öyle. Ne yapacağını bilemiyordu. Yarın o labirenti koşacaktı. Bu kesindi. Tava'nın yanına gitti. Ona basit bir erzak hazırlamasını istedi. Ardından da Newt'in yanına gitti. Bir köşede tek başına bekliyordu.
"- Sence geri gelebilirlermi?"
"- Bilmiyorum. Nasıl hissediyorsun?"
"- Hissedemiyorum sanki bir anda tüm hislerim yok olmuş gibi."
"- Bir an sende gitmek istedin değil mi?"
Gülümsedi. "- Hemde nasıl. Çaylak cesur çıktı."
"- Yada aptal."
"- Eğer gelemezlerse ne olacak."
"- Devam etmek zorundayız."
"- İki liderde olmadan mı?"
"- Şimdi bunların sırası değil, sonra konuşuruz. "
İkisi de sessizce oturdukları yerden Kayran'a bakıyorlardı. Meşaleler yanıyordu. Kimse uyumamıştı. Bazıları oturuyor bazıları boş boş dolanıyordu.
Bir süre sonra gözleri kapanmaya başladı. Zorlasa da bünyesi onu dinlemiyordu.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maze Runner
Fiksi PenggemarKayran'daki tek kız Amelia'ydı. Taki işler garipleşene dek.