Evvel zaman içinde çok uzaklarda altın diyarda altından bir kraliyet varmış, bu kraliyetin en büyük özelliği ise altından şatoya ve altından insanlara sahip olmasıymış, öyle ki kraliyet ailesi altın rengi saçlara ve altın rengi gözlere sahipmiş. Halk altın konusunda o kadar bol bir hayat yaşıyormuş ki kimse fakirlik çekmiyormuş, herkes eşit haklarla beraber mutluluk içindeymiş. Bu mutluluğu engellemeye çalışan, altını seven koca sürüngenler varmış ve halk bu koca ateş püskürten kıskanç sürüngenlere Ejderha ismini vermiş. Ejderhalar insanların altınlarını kıskanıyor, kendilerine istiyormuş. Ne zaman altın almak için Altın Kraliyete gelseler insanları öldürüyor, yiyor, ve soyuyorlarmış. Altın halk için ejderhalar öyle bir konum haline gelmiş ki halkın masallarına ve tarihine bile dahil olmaya başlamışlar. Öyle ki altın halkın yaşlı altın insanları küçük altın insanlara gece uyumazlarsa ejderhaların onları almaya geleceğine dair söylentiler yayıyormuş. Altınlarını kaybetmek istemeyen küçük altın altın insanlar bu söylentileri duyduğu gibi hemen altın başlarını altın yataklarına koyuyor, uslu bir altın çocuk oluyormuş.
Ejderhalar gittikçe altın için istekli hale gelmeye başlayınca Altın Kral buna bir çözüm bulmak istemiş, artık altın halkının ölmesini ve altınlarının ejderhaların elinde harap olmasını istemiyormuş. Bunun üzerine altın halkın altın ordusu, altın silahlar bilemişler, altın atlara binmişler, altın oklarını ellerine alarak altın inançları ile ejderhalara saldırmışlar.
Nice altın seneler geçmiş, nice altın seneler gelmiş. Altın Kralın altın ordusu ve ejderhalar oldukça zayıflamış, altın uğruna devam eden bu savaş için bir sürü altın kan dökülmüş. Altın Kral son bir kez daha savaşmak istemiş ama altın ordusu artık altın kollarını kaldıramayacak haldeymiş, altın yüreğine altın korku düşen Altın Kral, daha fazla altın insanını ve altınlarını kaybetmek istememiş, hemen harekete geçme kararı almış. Altından zırhını, altından tacını kuşanmış, altından atına binip Ejderha Kralın inine ilerlemiş.
Ejderha Kral onu görmeye gelen Altın Kralın ricasını kabul etmiş. Altın Kral Ejderha Krala savaşmayı kesmeleri gerektiğini söylemiş. Altın Kralı dinleyen Ejderha Kral barışı tek bir şekilde kabul edecekmiş, o da ejderha halkının altın halkıyla aynı bollukta altına sahip olmasıyla olabilirmiş. Altın Kral altınlarını vermek istememiş, ejderhaların altın diyarla hiçbir alakası yokmuş ve Ejderha Kralın yaptığı bu teklif kabul edilemezmiş. Altın Kral altın atına atlamış ve şatosuna sürmüş.
Altından şatosuna geldiğinde Altın kral altından balkonuna çıkmış, altından savaşın sonucunu duymayı merak eden altın halk hemen balkonun altına toplaşmış. Altın Kral Ejderha Kral ile yaptığı konuşmayı altın halka anlatmış, altın halkta ejderhalar ile altınlarını paylaşmak istememiş. Bunun üzerine Altın Kral altın ordunun zayıfladığını anlatmış. Ejderhalar ile son bir savaş için altın halkı birliğe çağırmış. Altın halk altınlar için olsa bile ejderhalar ile savaşmak istemiyormuş. Altın kral Ejderha Kralın kafasını getirecek kişiye daha fazla altın getireceğini söylemiş ama altın halk yine istememiş. Zaten yeterince altına sahiplermiş.
Altın Kral tüm altınlarını kaybedeceğini anladığında tüm gece boyunca altın halkı için bir çözüm aramış, çözümü ise altından daha değerli bir şeyi sunmakta bulmuş.
Sabah olunca Altın Kral yine altından şatosunun altından balkonuna çıkmış. Altın halka Ejderha Kralın kafasını getiren altın kişiye altından daha değerli bir şey vereceğini söylemiş. Bunu duyan altın halk Altın Krala inanmamış, altından daha değerli bir şey yok diye düşünmüşler. Dediklerini kanıtlamak isteyen Altın kral altından şatonun altın kapılarını aralamış, kapıdan altın atın üzerinde altın bir kız çıkmış, Altın Kralın altın kızıymış bu.