Bölüm 2:TAŞINMA

83 20 2
                                    

sabah sabah,güneşin yüzüme uyandırmak istercesine çarpan ışıklarıyla yatakta doğruyla çalıştım ama olmadı. Ben de tavanı uyanmaya çalışır bir şekilde izlemeye başladım. Aklıma yatağımdaki son günüm olduğu gerçeğine yüz vermemeye çalıştım bir yandan da kalkmak istemedim. Ama artık kalkmak gerektiğini hatırlatmak istercesine alarmım da çalınca bana hiç söz hakkı vermeden ayaklarım işleve girerek beni banyoya doğru sürüklediler. Ayna da kendime baktığımda saçım başım dağılmıştı. En iyisi bir banyo yapayım.

/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/(/

Banyomu yaptığımda artık daha rahattım. Günlük işlerimi de hallettiğimde kendimi huzurla yatağıma attım.Banyo yapmak iyi gelmişti. Saate baktığımda hala erken olduğunu gördüm. Ama annem de uyanmış olsa gerek aşağından takırtılar geliyordu. Ben de artık aşağıya inmem gerektiğine kara vererek dolabıma doğru ilerledim. Pantolon giysem daha iyi olacak çünkü bugün taşınma işleri var ve yardımıma ihtiyaçları olabilir. Bu düşünceyle altıma kot dar paça, üstüme "sweet" baskılı ,omzu açık arkası uzun önü kısa olan beyaz t-shirt'ümü giydim. Spor ayakkabı giyeceğim içinde "nike" gri çoraplarımla takım olsun diye aynı marka olanı giyeceğim. Makyaj yapmaya gerek duymadım çünkü taşınacağız sonuçta. Saçlarımı tarayarak odamdan çıkıp merdivenlere doğru yöneldim.

Artık bu evi anılarımla beraber arkamda bırakarak geleceğime başlangıcıma doğru yürüyordum. Aşağıya indiğimde odamda ne kadar çok oyalandığımı farkettim. Kahvaltı hazırdı ve artık mutfağı toplamışlardı. Bugün burada son kahvaltımızdı. Düşüncelerimden annemin;

"Hadi kızım kahvaltı hazır! Ne bekliyorsun?",demesiyle gerçek boyuta çıktım. Daha fazla bekletmemek adına;

"Tamam anne.",diyerek kahvaltı masasına oturdum. Benim oturmamla annem de masadaki yerini alarak kahvaltımızı yapmaya başladık. Sessiz geçen bir kahvaltının ardından nakliye şirketini beklemeye başladık.


"*"*"*"*"*""*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"


Şu anda evimiz tamamen taşınmıştı. Ev dışarıdan gerçekten harika görünüyordu. Mimar olduğu için evimizi annemin ricasıyla abim dekore etmişti. Dış cephesi krem kahverengi olan evimizi en iyi şekilde temsil eden beyaz, zarif oymalarıyla bir bütün oluşturmuş kapıdan içeri daldığımda içerisinin dışarıdan daha daha güzel olduğunu anladım. İlk ayak bastığım yerin hol olması hayranlığımı daha da arttırdı. Çünkü annem çok ciddi ve klasik bir kadındı. Evimizde hiç böyle bir renk olmamıştı. Pembe beyaz duvarların üzerine adeta güneş gibi doğarcasına konmuş olan tablolar geniş olan holümüzü daha da geniş göstermişti. Meşe ve beyazın hakim olduğu yerlerde ise kırık beyaz bir halı serilmişti. Ama halı parkeyle uyum içerisinde olduğu için hiç yokmuş gibiydi.

Sanırım eve uğramayan abim gizli sürprizleri seviyor ya da ben öyle olduğunu düşünmek istiyordum. Kapıyı biraz daha açtığımda kocaman bir portmantoyla karşı karşıya kaldım. Ben evimizin küçük olacağını düşünürken bizim 3 katlı villadan güzel çıktı. Hemen portmanto'nun yanındaki boy aynası dolabı sahiplenircesine ahşap çerçeveyle kaplıydı. Ev dublex olduğu için hol 2 kapıya ve bir merdivene açılıyordu.


Hemen ilk kapıya giderek kulpu aşağıya indirdim. Salon eskisine göre yavru kalıyordu ama standartlarının en iyisiydi. Holdekiyle uyum içerisinde olan parkeler, yerini krem ve çiçekli duvar kağıtlarıyla değiştirmiş duvar yüzeyleri sanki baharı oluşturmaya çalışır cinstendi. kahverengi, pembe çiçek desenli koltukta bunu onaylıyordu. yerdeki halıysa tüm renklere inat parkeyle arkadaş olmak istercesine koyu kahverengi, siyah desenler ve beyaz ağırlığındaydı. Ahşap ve beyaz tonlarındaki yemek masası davetkar bir şekilde koltuğun hemen arkasındaydı. Camlar boydan ve zarif tüllerle bezenmiş bir gelin edasındaydı.

"Harika kız bu ev",diye bir ses duymamla korktum ama ses içten geliyordu."çok şanslıyım yaaa", dedi yine içsesim. Bu neden hep böyle saçma zamanlarda gelir ki? "Ya şanslı olduğun doğru da neden hep böyle saçma salak zamanlarda geliyorsun sen?,dedim hiddetle. O ise bıkkın ve bir o kadar da bilmiş bir sesle,"işim bu",dedi. Valla bu güzel anımı mahvedemem o yüzden cevap vermeyerek etrafı tekrar süzdüm. Tabi ki göz devirmeyi ihmal etmeyerek.


"Beğendin mi?",diye ses duymamla annemin geldiğini anlayarak salonda gözlerimi onu bulmak için talan ettim. Sonunda onu gördüğümde ;

"Bayıldım! Abim kırk yılın başı bir işe yaradı.", dedim hayran hayran.

"Abin zaten eve bile gelmiyor tamay! Uğraşma.",dedi buruk ve sana doğru kısılan sesiyle. Evet, abim babam öldükten 1-2 sonra fazla eve gelmemeye başladı. Şimdi de kendine bir ev yaptı ve orada oturuyor. Aslında hep söylerdi lisede de bana ev yapcam, gitcem diye öyle de oldu zaten lise de fazla gelmeyen abim üniversiteyi kazanınca tamamen taşındı. Aslında bazen özlüyorum ama o öyle istedi. derin bir iç çekere anneme destek olurcasına sarıldım.Ve;

"anne ben senin hep yanındayım",dedim. Annemse burukça gülümseyerek;

"Çok büyük konuşuyorsun kızım. Hep yanımda olmayacaksın",dedi. Bu ne demekti şimdi. Neden öyle dedi ki ben hep yanında olacaktım. of anne aklımdaki soruların hepsini sorabilirdim ama annem de şu an iyi değil gibi? Bu yüzden sorularımın üstüne siyah bir örtü sererek benim gibi dalgın olan annemi olduğu yerde sallayarak;

"Anne ",dedim. İrkilerek kendine gelen annem;

"efendim",dedi.

"hadi temizlik var daha"dedim heyecanlı bir şekilde. Bir dakika işareti verip holden telefonunu aldı. Daha fazla dayanamayarak;

"Ne yapıyorsun?",dedim.

"Temizlik şirketini arıyorum",dedi normal bir şekilde.

"Anne birlikte yapmayı kastediyordum",dedim burukça.hiç temizlik yapmadım ve evet merak ediyorum.

"Eeee, tamam tamaycım yapalım ama yapabilir miyiz? Yani ne zamandır temizlik yapmıyorum biliyorsun",dedi korku ve şaşkınlık içinde. Anneme cevap verme gereği duymadan gözlerimi devirdim. Ve;

"üstünü değiştir kovaları hazırla anneciğim!",dedim ve merdivenlere doğru yol aldım. Yukarı da ise 3 oda vardı. Odalardan ilkine girdiğimde annemin odası ve ebeveyne banyosu vardı. Yan odada kocaman bir kitaplığın ve büyük bir masa sandalyelerin olduğu oda vardı. Hemen onun yanında ise benim odam olmalıydı. Odama heyecanla girdim. Ve evdeki tek renksiz odanın benim odam olması beni hem korkuttu, hem şaşırttı hem de sevindirdi. Korktum çünkü kimse odasına girdiğinde siyah fon perdeleri çekilmiş, bana yatarsan seni öldürürüm bakışları atan yatak ve zıt olan beyaz duvarlar üzerndeki monteli siyah gardrop uyum içindeydi makyaj masamın üstündeki not ise kırmızı bir kağıda yazılmıştı. dikkatimi çeken şeyse sadece oydu. kağıda baktığımda okuduklarımla olduğum yerde kalakalmıştım...



BELİRSİZLİK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin