6-Arkadaş

157 33 3
                                    

İyi okumalar.

--------

"Sağ tarafa doğru."

Chan, Suzy'nin yönlendirmesiyle Seungmin'in odasına doğru ilerletti Felix'in sandalyesini. Bembeyaz ve fazlasıyla da ferah koridorun sonundaki kapıda durduklarında Felix'in kapıyı çalıp yavaşça aralamasını bekledi. "Bay Kim?"

"Felix sensin sanırım. Gelin lütfen." Seungmin ayağa kalkıp ikiliyi odaya buyur etti. Birkaç gün sonrasına ancak randevu alabilseler de nihayet Felix'in kararı tekrar değişmeden buraya gelebilmek Chan'ın gözünde büyük bir şanstı. Odaya uygun bir şekilde sandalyeyi konumladı ve kendisi de masanın yanındaki tekli koltuklardan birisine oturdu. "Bay Kim, sizinle tanışabilmek güzel."

Seungmin elini uzattığında tokalaştılar. "Lütfen sadece Seungmin deyin. Felix ile yaşıtız zaten. Gelmeniz beni de mutlu etti."

Chan gülümsedi başını sallayıp. Tam konuşmaya girecekti ki hızla çalan kapıyla duraksadı. Nefes nefese Hyunjin başını uzatıp el salladı. "Gelebilir miyim?"

"Gel Hyun," Seungmin tekrar kalkıp Hyunjin'e sarıldı. "Hoşgeldin."

"Tanışmayı kaçıracağım diye çok korktum."

"Kaçırmadın, yeni geldiler." Hafifçe uzaklaştı arkadaşından. "Ayrıca sen neden bağırıyorsun?"

"Duymuyorum çünkü." Gülerek elindeki tek işitme cihazını gösterdi. "Çıkarken aceleyle taktığım için sağ tarafımdaki cihaz kulağıma oturmadı, koşarken de elime düştü. Aynan var mı?"

"Artık var," Kapının arkasına bir iki gün kadar önce astırdığı boy aynasını işaret etti. "Orada halledebilirsin."

"Teşekkürler..." Daha fazla rahatsızlık vermemek için fısıldayarak konuşmaya çalıştı. Felix merakla kendisini seyrederken Chan'ın da ondan aşağı kalır yanı yoktu. Uzun saçlarını kulağının arkasına kıstırırken yılların getirdiği alışkanlıkla elleri ustaca hareket edip cihazı kulağına yerleştirdi. Chan her bir hareketini dikkatlice inceliyor, ellerinin zarif adımlarını kaçırmadan izliyordu. Nihayet işini bitiren Hyunjin arkasını dönüp en başta vermesi gereken selamı verdiğinde gülümsedi, Chan da aynı samimiyetle karşılık verdi. "Seni görmek güzel."

"Sizi de öyle. Bang Felix?" Hyunjin Felix'in yakınındaki koltuğa oturup gence döndü. "Chan ile tanışıyorduk zaten ama seninle karşılaşmamıştık. Ben Hwang Hyunjin, tanıştığımız memnun oldum."

Felix uzattığı eli tuttu. "Bang Felix ama zaten biliyorsun."

"Abin senden bahsetmeye bayılıyor." İmayla Chan'a baktı. "Kardeş sevgisi böyle bir şey demek ki."

Omuz silkti utanırken. "Belki."

"Şimdi," Seungmin lafı devralırken devamındaki seanslarını aksatmamak için konuya girdi. "Önce yapılmış testlerinizi ve röntgenlerinizi incelemiştim. Dürüst olmak gerekirse bayağı zor ve uzun olabilecek bir yolumuz var."

"İşin sonunda yürüyebileceğinin garantisini verebilir misin?"

"Veremem," dedi Seungmin Chan'ın parlayan gözlerindeki ışığın nasıl söndüğüne canlı canlı şahit olurken. "Bunu doktor olarak hiçbir hastam için söylemeyi uygun görmüyorum ancak şu kadarını söyleyebilirim ki Felix'in yürümesi o kadar da imkansız değil."

"Ne?" Felix şaşkınlıkla karışık mutlulukla soruyu sorduğunda Seungmin ona baktı gülümseyerek. Ardından koltuğundan kalkıp masasının etrafından dolandı, Felix'in önüne çöktü. "Bacağını hareket ettireceğim, anlaştık mı?"

Silence | HyunChanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin