İyi okumalar dilerim
Nemisa
Eski bir günlükten toparlanmış anılar;
Boşluktaydım. Doğduğum günden beri bu boşluğun içindeydim. Karanlıktaydım ve çıkamıyordum. Yaşadığım süre boyunca hiçbir kararı kendim almamıştım. Birileri hep benim hakkımda kararlar almış ve ben onu yaşamıştım.
Yıllarca acı çekmiştim. Doğuştan babasız büyümüştüm. Annem beni doğururken çıkan sorunlar yüzüne bel altı felç kaldı. Okula gitmeyerek küçük yaşta ağır işlerde iki kuruş para için çalışmıştım. Hep ezilmiş, yok sayılmıştım. Aslında bunlar o kadar canımı yakmamıştı. Bir süre sonra hepsine alışmıştım. Alışmak zorunda kalmıştım. İsyanların bir işe yaramadığını anladıktan sonra zorda olsa kabullenmiştim. Yaşadığım süre boyunca sadece tek bir şey beni en derinden etkilemişti. Kirli bir bedene sahiptim ve bu kirli bedene rağmen o kirinsaf duygularla temizleyerek seven iblis. Hayatımda tek güzel anım iblisti. İblis beni o sefaletle yattığım sokaklarda bulduğu zaman sevgiyle temizleyerek sevdi. Bana yardım etti, bir ev ve bolca para verdi. İlk defa gerçekten sevildiğimi hissetmiştim. O kadar güzel ilgilenmişti ki benimle, kendimi gerçekten özel hissetmiştim. Onun tek bir cümlesi beni benden almıştı "Ben bu bataklıktan çıkıp tanrı olduktan sonra senide Lilith'im yapıcam ve sonsuza kadar birlikte yaşayacaz." Bu söze kanmıştım. Benden önceki karısınada aynısını demiş mıdır acaba. Gözümü o kadar güzel boyanmıştı ki kendi ölümüme götürdüğümü bile fark etmemiştim.
TD teşkilatı, en pis işlerin döndüğü yerdi. Üye olanları öldüren ve ruhlarına 1135 yıl işkence ediyorlardı. İşkenceler bittiğinde mahşer meydanına ruhu gidemediği için yeryüzündeki herhangi bir bedene girebilmesine yardım ediyorlardı. Bu olaylar o kadar yaygınlaşmaya başlamıştı ki her gün saygısızca insan ruhlarını bu teşkilata veriyordu. Fakat kimse bilmiyordu ruhlarının işkence çekiceğini. Kandırmacaydı hepsi, insanları uyarmaya çalıştıkça daha çok insan akın ediyordu, dur durak bilmiyorlardı. Bana da aynısını yapmıştı.
Benide kandırmıştı. Beni gerçekten sevdiğine inandırıp başka bir kadından çocuğu olduğunu görmemem için gözlerimi sahte sevgiyle boyamıştı. Bedenim ölü olabilirdi ama acı hiç bu kadar net olmamıştı. İlk beni çıplak şekilde öldüresiye dövüyor, bedenime kızgın demirlerle semboller kazıyordu. Sembollerin hepsi bir anlam ifade ediyordu. Sonrasında ise sanki pişman olmuş gibi yaralarımı sarıyor, kremler sürüyor ve sevdiğini söyleyerek sarıp sarmalıyordu. Bu ikilem beni fazlasıyla yormuştu ve sonunda dayanamayıp kalan son gücümle kızgın demiri elinden alarak onu vurmuştum. Pek fazla birşey yapmasada sersemlemişti ve benim kaçmam için yeterince süre vermişti. Koşarak ordan kaçarak Büyücü Cedric'in evine giderek yeryüzündeki bir insanın bedenine girmek istediğimi söyledim. İlk başta karşı çıktı İblisin beni çok sevdiğini ve bunun geri dönüşü çok zor belki imkansız olabileceğini söylemişti. Tabiki bu söylediklerine kendinde inanmamıştı. O İblisten nefret ediyordu. Israrla bunu yapmak istediğimi söylediğimde ise daha fazla dayanamayarak kabul etmişti. İlk başta bana herhangi bir şey yanlış giderse neler olacağını anlatmıştı; ritüelde tek bir kelime yanlış söylenirse yanlış kişinin bedenine girmekten tut varlığımın bütün evrenden silinmesine kadar gidebileceğini söyledi ve eğer bedenine girdiğim kişi ölürse o kişinin ruhu mahşer meydanına gider bense o bedende mahsur kalır, ebediyen o bedende kalırdım. O yüzden bedenine gireceğim kişinin yaşı çok ileri olmaması gerekiyordu ama çok genç olursa o ruhla zamanla bütünleşerek tek ruh olma ihtimalimde vardı. Sonuçta o beden büyüdükçe bende büyüyorumdum. Çok dikkatli seçmeliydim. Bedenine girebileceğim kişilere bakarken Neva'yı gördüm. Nedense oda benim gibi çok acı çekmişti. kendimi ona yakın hissettim belki doğru bir seçim değildi ama benim için o an Neva doğru kişiydi. Onun bedeni benim kaçış kaynağımdı. O benim kurtarıcımdı. Cedric hızlıca birkaç büyü ve ritüel hazırlayarak beni Neva'nın bedenine sokmuştu. Neva'nın hiçbir şeyden haberi yoktu ve kendi hayatını yaşamaya devam ediyordu. O uyuduktan sonra ben uyanıyordum. Cedric bedeni nasıl yönetmem gerektiğini anlatmıştı. O yüzden çok zorlanmasamda alışmak zaman almıştı. İlk öldürdüğüm kişi bir doktordu çünkü annem bir doktorun hatası sonucunda felç kalmıştı. Katliam yaratıyordum. Her önüme gelen kişiyi kesip biçiyordum. Aklımda dönen şarkı sözler sanki benim için yaratılmıştı."Karanlıklardayım"
"Karanlıklarda"
"Nasılsa değişti tüm hayatım bir anda"
"Kurtardım tüm ailemi "
"Unutmadım geldiğim yeri "
"Deste deste paketledim hepsi bir anda"
"Aile her zaman önde geldi ve"
"Herkes bunun için ölmeye hazırdı "
"Uğruna savaşlar verildi"
"Plana sadık kalanlar kazandı"
"Çete içi sırlar"
"Ne tarafa dönsem herkesin güveni
hasarlı"Bu şarkı bendim. Benim için yazılmıştı. Her bir cümlesi beni anlatıyordu. Bu şarkıyı sokaklarda bağırarak söylerken herkese kan kusturuyordum. Ne kendimi durdurabiliyordum nede silaha mermi koymaktan kendimi alabiliyordum. İblise olan sinirimi yatıştırmaya çalışıyordum fakat hiçbir işe yaramıyordu. Bunu anlayınca dahada sinirlenerek insanları öldürmek istedim fakat bu hiçbir şeyi çözmiyecekti.
Günümüz ;
Neva Işık
Nerde olduğumu bilmiyordum her zamanki gibi. Şaşırmıyordum artık. Bilmediğim bir evde ve hiç görmediğim bir odadaydım. Çok sade ve şık dekore edilmiş bir odada beyaz çarşafların içindeydim. Yaralarım temizlenmiş ve tekrar sarılmıştı. Üstümde askılı beyaz bir gecelik vardı. Yataktan kalkmaya çalıştığımda yaralarımın acısı yüzüme vurup gözlerimi kapatsam da kalkabilmiştim. Yavaş adımlarla kapıya doğru gittim. Tam kapıyı açmamla karşıma çıkan bedene çarptım. Kime çarptığımı görmek için kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişi Baran'dı. "Niye yatakta değilsin dikişlerini tekrar mi patlatmak istiyorsun?"
Demişti. Sorduğu soru ile ne demek istediğini anlamamıştım. Ben dikişlerimi mi patlatmıştım.
"Ne zaman dikişlerimi patlatmışım ve benim niye haberim yok" demiştim.
"Hah kandırma beni Neva. Şimdide bilmiyormuş rolü mu yapıyorsun?"
Ne diyo bu ya.
"Ne diyorsun sen. Ben rol falan yapmıyorum kafayı mı sıyırdın"
dememle kaşlarını çatmıştı. Yaşlandığında o yüzünde öyle bir kırışıklık olucak ki şu kaşlarını çatmaktan. Neyse. "Sen değilsen kimdi o senin yatağından kalkıp hazırlandı. O dikişlerle ayakkabı bile bağladı sonra taksiye atlayıp gitti. Sen değilsen kimdi o zaman ?"
Ne anlatıyor bu çatlak herif.
"Kimden bahsettiğini gram anlamadım ama o ben değilim."
Hala kapının eşiğinde duruyorduk. Ben odanın içindeydim o ise girişte hemen karşımdaydı. Tam konuşmak için ağzını açtığında silah sesi geldi. Ne olduğunu anlamadan odanın camı kırıldı. Baran hızlıca beni kucağına alarak merdivenlerden aşağı indi.
"Ya ben yürüyebiliyorum ne show yapıyorsun?!"
Bağırarak dedigim seyi silah sesleri bastırıyordu.
"Bu kasları boşa yapmadım bı işe yarasınlar en azından"
demişti oda ne kadar dipdibe dahi olsak zor duyuyorduk birbirimizi.
"Ya benim üstümde ne kullaniyorsun manyak" demiştim. Bişi dememisti ve sadece koşar adimla merdivenlerden aşağı iniyordu. Bodrum gibi bir yere geldiğimizde beni bıraktı kapıyı üstüme kapatarak hiçbir şey demeden gitmişti. Kapıyı birkaç kere zorlasamda açılmamıştı. Oflayarak kapıya sırtımı yasladım ve olduğum yere çömeldim. Yukardan hala silah sesleri geliyordu. İçimde bir ses beni almaya geldiler diyordu. Ama kim beni alıcaktı ki. Bunu ben söylememiştim. İç sesde değildi bu. Sanki içinde başka biri daha vardı ve o söylemişti. Kendi isteğim dışında oturduğum yerden kalktım. Konuşamıyordum. Şuan yaptığım herşeyi istemsiz yapıyordum. Başka biri bedenimi kontrol ediyordu. Etrafa bakındım gördüğüm uzun demir ile oraya giderek demiri aldım. Kapının koluna sertçe vurarak açmaya çalışıyordum ama bunu ben yapmıyordum. Bana yaptırıyorlardı. Demir çubuk bükülmesine rağmen kapı açılmıştı. Hızlıca yalın ayak yukarı çıktım nereye gittiğimi bilmeden.••••••••••••
Düzenlenecektir.
Şarkının adı:
Karanlıklardayım şef-The DarK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Heryerde
Teen FictionNemisa'nın ruhu yıllar önce TD yüzünden ele geçiriliyor ve 1135 yıl sonra ruhu ölüm makinesi olarak ajan bir kızın bedenine girerek cinayet üstüne cinayet işliyor.Ajan kızımız cinayetlerin kimin işlediğini arıyor fakat bilmiyor ki kendi bedenindeki...