Evet yavrucanlar...
Yine mazeretler... mazeretler...
Malum Ramazan. Oruçla birbirimizi tutuyoruz.
Eh bir de Wattpad deki ekleme sorunu...
Neyse yeni bölümü sevin emi?
SEVİLİYORSUNUZ!
***********************************
Yafes:
Ben mantıklı bir adamım. Adamdım! Düşünmeden hareket etmem, konuşmam, karar vermem... Duygularım mantığımın önüne geçmez, pişman olacağım şeyler yapmaktan sakınırım, yani şimdiye kadar sakındım.Ama biraz önce yaptığım şeyi hangi akla hizmet yaptım, dilim benden bağımsız hareket ederken ne düşünüyordu bilmiyorum, doğru bir şey değildi yaptığım farkındaydım da; bu kayıtsızlık, zerre kadar pişmanlık duymamak da ne demekti?
********************************************
Bir saat öncesi;
Ani bir hamle ile ayağa fırlayan Yafes, çatılmış kaşlarıyla Mehmet'e dönerek gayet soğuk bir o kadar da otoriter bir sesle: "Önemli bir sorun yok inşallah, arkadaşımız doktor, yardımcı olabilir." Dediğinde sesin sahibine dönen Mehmet'in gördüğü şey karşısında tüm dikkati dağılmış, bakışları afallamış ve yüzüne acayip bir aydınlık çökmüştü ve elbette ki bu arada Işık'ın alnını ovalayan eli de yaptığı işi çoktan bırakmış ve Yafes'in masasındakileri inceleyen gözleri daha bir ışıldamıştı. (Kızın alnından uzaklaşan parmaklarla Yafes geniş bir soluk aldı-nedense-)
Büyük bir saygıyla masadan ayağa kalkan Mehmet yan masaya doğru ilerleyip "Hoş geldiniz efendim" diyerek evvela beş delikanlı ile daha sonra da masadaki diğer misafirlerle göz teması kurmuştu.Mehmet masalarına doğru ilerlerken korumalar ayaklanacak gibi olunca Yafes belli belirsiz bir baş hareketiyle durmalarını işaret etti.
Selim ve Yusuf'un bakışları birbirleriyle kesişmiş ve o bakışlardan belli belirsiz bir tedirginlik geçmişti.Ancak bu dikkatli bir hukuk adamı olan Mehmet'in dikkatinden kaçmamıştı elbette ve bu iki adama dönerek açıklama yapmak ihtiyacı hissetmişti:" Şey efendim ben hukukçuyum ve bitirme tezim Sarayda hukuk düzeniydi ve saray yetkililerinden sağlanan özel izinle bir süre orada çalışma fırsatım olmuştu." Dediğinde masadakilerin yüzünde bariz bir ferahlama oldu.
Yafes yine kendinden bağımsız dilinin yönetimi ele geçirmesiyle arkadaşlarını da şaşırtan bir şey yapmış ve :" Siz ve aileniz bize eşlik edin isteriz." Deyince Mehmet'in gözleri ışıl ışıl olurken, masadakilerin bakışları şaşkınlık içerisindeydi. Yalnız dört adam pişkinlikle bakıyordu bu yaşananlara.
Mehmet aldığı bu teklifin cazibesi ile kızların fikrini sormaya bile gerek görmeden onlar adına teklifi kabul etmiş ve kızlar daha ne olduğunu anlamadan birleştirilen masalarla kendilerini oturan karizmalar ordusunun içinde bulmuşlardı.
Işık ve Zeynep birbirleriyle göz teması bile kuramamışlardı. Zübeyde'nin zaten hiçbir şeyden haberi yoktu.Eh emir büyük yerden olunca gelen misafirler için oturma düzeni değişti, ömür vefa etti ve Işık'a Yafes'in karşısı düştü. Buna kader de denilebilir elbette...I
şık'ın kaşı gözü yerinde duramıyor. Elleri, ayakları isyan ediyordu. O kadar ki; elini kolunu neresine koyacağını bilemeyen Işık'ın bacakları da oturdukları yerde horon tepiyordu. Zeynep'in durumu da iç güveysinden halliceydi elbette.
Durumdan memnuniyet seviyeleri arşı alada gezen iki kardeş ise ağzı kulaklarında masadaki insanlara kocaman kocaman gülücükler bağışlıyorlardı.