Chan'dan
"Chris... Dokun bana."
Bembeyaz çarşaflar arasına uzanmış, yarı çıplak pürüzsüz bedeniyle sırtüstü bir şekilde yatağımda yatıyordu Hyunjin. Üstünde sadece oldukça uzun, ona bol gelen, önü açılmış bir gömlek vardı. Suratında bana ihtiyacı varmışçasına bekleyişte olan bir ifade bulunurken uzun, parlak saçları yanaklarına doğru düşmüştü. Dolgun pembe dudakları hafif aralık hâldeydi. Pürüzsüz beyaz bacakları üzerine vuran loş ışıkla parlarken onlardan gözlerimi ayıramıyordum.Elimi yavaşça onun bacağında gezdirdim. Ona dokunduğum anda mırıldanma gibi sessiz bir şekilde inledi.
Sesi çok güzeldi, o inatçı kişiliğine karşı itaatkar ve uslu sesi vardı, bundan hoşlanmıştım. Elimi onun kasıklarına doğru götürdüğümde daha keskin bir şekilde inledi. Bu hali çok güzeldi.Yavaşça göğsüne doğru yaklaştım. Onun sert göğüs uçlarına doğru bir hamle yapmaya koyulmuşken benim için zarif göğsünü kaldırdı. Onu bu kadar zarif davranışlar içerisinde görmek garipti.
Göğsünü kaldırırken kollarını yavaşça boynuma doladı. Hyunjin'in parmakları saçlarımda dolanırken onun göğsünde dilimi gezdirmeye başlamıştım. Göğüs uçlarını sertçe emiyordum. O ise hafifçe saçlarımı çekiyordu.İnlemeleri kulağımda yankılanırken, o bakire bir kız gibi inliyordu. Arada dudaklarını ısırıp inlemesini engellemeye çalışsa da bu konuda başarısız oluyordu.
Köprücük kemikleri vücudunda emsalsiz bir bütünlük yakalarken onun her noktasını öpme isteğiyle baş başa kalıyordum. Hayatımda gördüğüm en güzel erkek vücudu Hwang Hyunjin'in olabilirdi.
"Bana istediğini yapabilirsin, aklından neler geçtiğini biliyorum." dedi bir elini yanağıma yerleştirirken. Yüzünde yumuşak, hoş bir gülümseme vardı. Çıldırmak üzereydim. Bu zamana kadar, niye bu uslu tarafını hiç göstermemişti?
Dudaklarımı onunkilerle buluşturmak için yüzüne doğru yaklaştım. Yakından bile pürüzsüz görünen yüzüne bakarken mayışmış, kısık gözleriyle bana bakan halini görmek; sanki şu ana kadar hissedilmemiş hislerle buluşmamı sağlıyordu.
O kadar yakındık ki nefeslerimizin birbirine karıştığını hissedebiliyordum. O keskin gözlerini dudaklarımdan ayırmıyordu, ki aynı zamanda ben de onunkilere esir düşmüştüm. Bunların hepsi beni daha da tahrik ederken, yavaşça ona yaklaşıp aramızdaki kısa mesafeyi kapatmak için hareketlendim.
....
Dudaklarımız tam anlamıyla buluşmak üzereyken rüyamdan uyandım.
Gerçekten, bu nasıl bir rüyaydı? Ergen bir oğlan gibi cinsellik içeren rüyalar mı görüyordum yani? Hem de benden oldukça genç, inatçı ve her türlü anlaşamadığım bir kişi hakkında... İlk kez böyle bir durumun içindeydim.
26. yaşıma girmek üzereyken benden 5 yaş küçük bir çocuk yüzünden uykumda sertleşmem... Gerçekten bundan utanıyordum.Ben erkeklerden hoşlanmıyordum, en azından şu ana kadar bundan hiç şüphem yoktu. Hwang Hyunjin, tam bir baş belası.
.
.
.
Hyunjin'den
Dün gece Mingyu'nun evinden gururlu bir tavırla çıkmamdan sonra yaşadığım çaresiz durumu hatırlayınca, kendi odamda uyandığımı görmek beni sevindirmişti. Yine de başımın feci ağrıdığını hissetmemle derin bir iç çektim. Dün gece bana kimin yardım ettiğini hatırlamaya çalışırken yanımdaki ahşap komodinin üzerinde bir not kağıdı buldum,
'Bir dahakine sana ben isim takacağım.
Bay Gıcık'Anında içimden çeşitli küfürler savurmaya başlamışken ne ara sarhoşken ona takma adını söylediğimi hatırlamaya çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noise - Hyunchan
Fanfiction~Chan yorucu bir günün ardından dinlenmeyi hak etmişti. Ta ki alt kattaki komşusunun evinden kulak patlatacak kadar gürültülü olan şarkı sesleri yükselene kadar.~