6.BÖLÜM:HAKAN

15 3 0
                                    

-Senmisin ilacım. Ben kalbinde bir kiracı, yerleşicem sımsıkı ben. Aşk baaaaşladı.

Şuan yerde olmasaydım şarkının sözlerine seve seve devam edecektim. Taş gibi birşeye çarpmıştım ve başım zonkluyordu.  Kafamı kaldırıp bağırmaya hazırlanıyordum.. sadece hazırlanabildim. Taşa çarptım derken böyle bir taş olmasını beklemiyordum. Koyu kumral hafif dalgalı saçları olan. Kol kasları gömleğinden belli olan bir taş. Tabi bu bana çarpmış olması gereğini değiştirmiyordu. Hemen çöktüğüm yerden kalkıp yere düşmüş olan kulaklığımı aldım:

-Dikkatli olsana be. Senin yüzünden yere yapıştım.

Karşımda ki çocuk:

-Pardon bana çarpan sizsiniz. Özür dilemeniz gerekirken gelip birde üste çıkmaya çalışıyorsunuz.

Dedi. Ay tamam bununla biraz uğraşmam lazımdı galiba. Normal de birisi bana çarptığında karşımda ki kişi konuyu uzatmaz özür dileyip giderdi. Aynı onun dediği gibi

-Pardon, dedikten sonra konuşmaya devam ettim:

-Ne demek ben çarptım. Koskoca yol. Az ötede yürüseydin. Gelipte benim önümden niye yürüyorsun.

-Madem koskoca yol gidin siz kenardan yürüyün. Ayrıca gözlerinizi telefondan çekip, dinlediğiniz şarkının sesini kısıp biraz etrafınıza baksaydınız bana çarpmazdınız zaten.

Ya sabıır. Haklı olmak zorundamıydı. Ay hayır bunu kabul edemem.

-Madem telefona değilde etrafıma baksaydım sizin gibi bir sorunluya çarpmayacaktım. Sizde o zaman telefona bakıyordunuz ve bana çarptınız. Siz azıcık başınızı telefondan kaldırsaydınız.

Adam eliyle çenesini ovuşturduktan sonra:

-Telefona baksaydım sizin elinizde telefon olduğunu ve son ses müzik dinlerken zıplayarak yürüdüğünüzü nerden bilecektim? Biraz mantıklı konuşun lütfen. Bizde çok istemiyoruz sizin gibi "sorunlu" insanlara çarpmayı.

O bana sorunlumu demişti?

-Ha o zaman sapıksın. Hem telefona bakmıyorum deyip önünde yürüyen insana nasıl çarpıyorsun. Pis sapık zıplayarak yürüdüğümü bile fark etmiş. Önünde olup ona çarpacağımı fark etmemiş.

Evet yine haklıydım. Yüzüme havalı bir gülümseme yerleştirip karşımdaki sorunlunun daha fazla konuşmasına izin vermeden bilerek yanından geçerken omuz attım. Sonra arkama bile dönmeden sorunlunun duyabileceği şekilde konuştum:

-Pardon size çarptım. İsteyerek oldu.

Aptal. Böyle insanlarla da uğraşabiliyorduk işte. Telefona bakıp şarkıyı değiştirip bir yandanda yürürken omzuma bir el dokundu. Başımı o yöne doğru çevirdikten sonra gülümsedim.  Hakan'dı. Aynı mahallede oturuyorduk. Arada bakkala ekmek almaya gidince görüyordum. Tanışma hikayemiz de aşırı saçma ve rezil bir andı. Markete girip yine bir sürü abur cubur almıştım. Alış veriş yaparkende kasada zaten öderim deyip üç tane çikolatayı yemiş içecek içmiştim ( marketten çıkmam biraz uzun sürüyor) tam kasaya gittim boş olan çikolata paketlerini uzatıyorum. Ücret söylendi ve düşünün sizce ne oldu. Tabiki cüzdanım yanımda değildi. Kasada duran kadına diyorum evim yakın bekleyin biraz geliceğim. Yok başkalarını arayın cüzdanınızı getirsin ne malum kaçmayacağınız dedi. Harika değilmi? Ben kasada kadınla tartışmaya girince arkamdan Hakan geldi ve dediki:

-Hanımefendininkileri ben öderim.

Hayır böyle şeylerden gram etkilenmem. O an sadece ne kadar rezil olduğum vardı aklımda. Gerek yok ödemeyinde diyemiyorum. Sessizce benim adıma yedi yüz liralık alış verişimi ödedi. Hayır başka rezil olduğum bir konuda saçma sapan oyuncaklar almış olmamdı. Işıklı ve müzik çalan klozet bile vardı.... Hakan gülmemek için dudaklarını ısırmıştı. Baya feci derecede rezil olmuştum. O günden sonrada arada karşılaşınca sohbet ediyorduk. İyi çocuktu. Güzel arkadaş olmuştuk.

ŞAMPİYONLAR LİGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin