"Nasıl bir gece yaşattı o yavşak sana?" diye sorup Asi'ye döndü.
"Alaz, şansını zorlama. Bugün hesap vermesi gereken tek kişi sensin!" dedi Asi.
"Tamam, sakin ol Asi. Hesap sormuyorum sana, soru soruyorum sadece." diye ısrar etti Alaz.
"İyi bir gece yaşattı, bu kadarını bilmen yeterli!" deyip kestirip atmaya çalıştı.
"Hayır değil, kapında bayıldığım gecenin detaylarını duymak istiyorum, gönder gelsin, çok hazırım" dedi sahte bir neşeyle.
Asi bıkkınlıkla konuşmaya başladı. Bir şeyler anlatmadan kurtulamayacağını anlamıştı.
"Gittin mi sen hiç evine? Gördüğüm en güzel evdi." diye evi anlatmaya başladı, hatırlayınca yeniden heyecanlanmıştı. "Hayır gitmedim ama senin anlatasın var belli ki"
"Ya çocuk bir kere parasını boşa harcamamış, öyle özel iç mimar tutup da döşenmiş bir ev gibi de durmuyor, ev yani bildiğin, yuva gibi, sıcak duruyor bir kere. Her bir mobilya bağırıyor böyle 'ben pahalıyım' diye sanki ama güzel bir uyum içindeler birlikte" diye keyifle anlatıyordu Asi.
Alaz Asi'nin evlere olan bu ilgisini dinlemekten bahsettiği ev Özgür'ün de olsa hoşlanmıştı. Sevgiliyken olduğu gibi ona hoşuna giden şeyleri heyecanla anlatmasını özlemişti, şu an sadece tadını çıkarmak istedi.
"Kedisi vardı bi de, Leo. Hayatımda sevdiğim en yumuşak tüylü kedi falan olabilir. Pahalı mamayla beslenince böyle oluyormuş kedinin tüyü bile, sokakta ne bulursa koparan kedilerin sert tüylerine alışık olunca ben tabii bi an şaşırdım. Çok sırnaşıktı bi de ama nankör biriydi, mama kabında ses duyduğu gibi bıraktı beni." Omuzlarını silkti. "Tavuklu kuru mamadan daha önemli değilim herhalde"
"Sonra?" diye sordu Alaz. Sorarken korkuyordu ama kız konuşurken nefesini tutuyor gibi oluyordu, konuşmaya devam etsin, susmasın istiyordu.
"Sonrası işte terasa geçtik, terası da çok güzeldi, insanları izledik, tek tek tahmin ettik yaptıkları işleri, konuştuk da"
"Ne konuştunuz?"
"Alaz keşke ses kaydı alsaydım, daha net anlatırdım sana, o zaman sen de kendini bizimle birlikte hissederdin hem, tüh!" dedi alayla ama Alaz içini rahatlatacak tek bir kelime arıyordu sözlerinde, o derece zor durumdaydı.
"Seni dinlemek hoşuma gidiyor Asi, devam et." dedi. "...Lütfen!"
"Tamam, evini falan anlattı bana. Kahve içtik, oturduk. Ailesinden bahsetti. Ben de bahsettim." deyip durdu. Alaz'ın çatıda ona bağırdıklarının acısı geçmemişti daha tam.
"Gerçi benim bir ailem var mı da anlatayım değil mi? Anlayabileceğim şeyler değil ailesel kompozisyonlar benim." dediğinde Alaz kızın ona birden fazla şey için kızgın olduğunu anladı. Bunu da düzeltmesi gerekiyordu.
"Öyle demek istememiştim. Kızgın mısın bana hâlâ? Affetmedin mi beni? En azından o konuda."
"Özür dilemedin ki" dedi. "Hatta gayet de öyle demek istedin, ben daha az canım acır belki diye senden önce söyledim, sen de kabul ettin Alaz. Yüzünde pişmanlık belirtisi bile yoktu ya! Tamam o an çok zor bir şeyin içerisindeydin ama ben sadece senin yanında olmaya çalışıyordum, beni öyle kırmaya hakkın yoktu!" dedi ve Alaz'ın yüzünün tam tersine çevirdi kafasını.
Güçlü kalması gerekiyordu, birkaç saat önce yeterince ağlamıştı. Hem ağlaması gereken o da değildi.
Kız ağlamamak için büyük bir nefes alınca Alaz yanında oturan Asi'nin beline sardı iki kolunu.
Kendi kafasını saçlarına yasladı. "Biliyorum, özür dilerim" dedi ama Asi hareketsiz durmaya devam ediyordu. Alaz tekrar ederek özür dilemeye başladı kısık bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
So Sorry For Your Loss - AsLaz
FanfictionAlaz istediği kişiyle istediği şeyi yapsın Asi de kafasını kırsın, ödeşsinler döngüsünü kırıyoruz. Alaz da bazı şeylerin gözünün önünde olmasıyla yaşamaya çalışacak... Asi yakışıklı bir çocukla öpüşecek, dayan bakalım dayanabiliyor musun? (Alaz'ın o...