Asi başını sallayıp onu kabul edeceğini söyleyip onun evden çıkışını ıslak gözlerle izleyeli neredeyse bir hafta olmuştu.
Alaz kendi kendine araştırarak bağımlılığına da yardım edebilecek bir psikiyatri kliniği bulmuştu. Genel olarak kendini tanıttığı bir seansı da atlatmıştı. Sandığı kadar kötü değildi. Alaz kendi hakkında konuşmayı severdi zaten.
Hoşlanmadığı konular açılınca yine kendinden bekleneceği gibi ters tepki verdi ilk, ama terapisti bunun normal olduğunun bilincinde ve tecrübesindeydi.
Alaz neden terapiye başladığı sorulduğu zaman başta kısa ve ukala cevaplar vermiş olsa da terapisti istediği cevaplara ulaşmayı başarabilmişti.
Bağımlılığının başlangıcı konusuna da girmişlerdi ama katmanları olan bir hikaye olduğunu anlayınca bir sonraki seansa bırakmanın uygun olacağına karar verdiler.
Alaz kendi için küçük de olsa bir adım atmış olmanın mutluluğuyla çıktı merkezden. Heyecanlıydı da, Asi'nin yanına yakışacak biri olmayı koymuştu kafaya, Asi'nin isteği onun değişmesi değildi. Gelişmeseydi.
Asi'yi bir daha kendi yüzünden ağlarken görmemek için tüm ömrünü terapilerde geçirebilirdi. Babası gibi olmamak için de tüm parasını harcayabilirdi ona yardım edebilecek herkese.
İlk seansı sabah saatlerindeydi. Evden kimseye bir şey demeden çıkmıştı. Şimdilik çok duyurmak istemiyordu bu durumu.
Terapistin odasından çıkınca Çağla'dan gelen mesajlarla karşılaştı. En üstte beliren mesajda 'bu günü unutmuş olamazsın, sana inanamıyorum 🤦🏼♀️' yazıyordu. Telefonun ekranından tarihe baktı. 28 Nisan.
Yirminci doğum günleriydi ikizlerin. Bunca senedir kutlanıyor olmasının sebebi de babalarının hatırlatıyor olmasıydı, ya da Feride'nin hatırlıyor olması. Annesi farkında bile değildi şu an doğum günleri olduğunun.
Alaz da unutmuştu. İlk defa terapiye gideceği için gergindi sadece ama Çağla tabii ki unutmamıştı. Akşam kendileri için bir parti bile düzenliyor olabilirdi. Sabah da onu bulamayınca kızmış olmalıydı.Mesajların tamamını okudu ve bingo! Doğru tahmin! İlk önce nerede olduğunu sormuş sonra emojilerle doğum günlerini kutlamış sonra da cevap alamayınca unuttuğunu fark edip sinirlenmişti. Eve geçince halledemeyeceği bir şey değildi.
Bir de gitar mevzusu vardı aklını kurcalayan. İlk defa gitarı tanıtma fırsatını kaçırdığı için aklını da kaçıracak gibi oluyordu hatırladığı anlarda ama sonrasını o devralacaktı.
Enstrüman satan bir müzik dükkanına girdi. Duvarda çeşit çeşit gitar asılı duruyordu. Asi'nin anlattığına göre elektro gitar daha çok ilgisini çekiyordu ama gitar çalmaya başlamak için klasik gitarlar daha uygundu. Klasik gitarların dizildiği yeri incelemeye başladı ve gözüne siyah bir gitar çarptı. Bu gitarı diğerlerinden ayıran şey ise sapında beyaz yıldızlar olmasıydı. Gitara yaklaşıp bir kere eline aldıktan sonra gitarı çantaya koymalarını istediğini söyledi ve alıp çıktı. Pena almadı çünkü Asi'nin ellerini kullanmak isteyeceğini düşünüyordu.
Gitarın çantasını sırtına taktı ve mahallenin yolunu tuttu. Gitarı arabasına yerleştirirken çantanın üzerindeki kırmızı fiyonku gördü ve çıkartmadı, hediyeydi sonuçta.
Arabayı mahalleye sürerken ara ara heyecandan kalp atışını hissedebiliyordu, radyoyu açıp direksiyonda ritim bile tutuyordu.
Evin önüne gelince durdu ve gitarı yeniden sırtına takıp önce dış kapıyı açıp içeri girdi sonra da kapıyı tıklatıp açılmasını bekledi. Asi içeriden geliyorum diye uzatarak bağırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
So Sorry For Your Loss - AsLaz
FanfictionAlaz istediği kişiyle istediği şeyi yapsın Asi de kafasını kırsın, ödeşsinler döngüsünü kırıyoruz. Alaz da bazı şeylerin gözünün önünde olmasıyla yaşamaya çalışacak... Asi yakışıklı bir çocukla öpüşecek, dayan bakalım dayanabiliyor musun? (Alaz'ın o...