"n'oluyor lalisa?" diye bir hışımla lalisa'nın kapısını açarak odasına dalmıştı jungkook.
"hm, naptın kızım sen?!" diyerek elini savurarak sesini yükseltmişti yeniden.
lalisa ağlamaklı bir ifadeyle yatağında otururken başını babasına doğru kaldırıp mırıldanmıştı.
"yalan söyledin, kandırdın beni!"
jungkook anlamaz bakışlarla kızına bakmayı sürdürürken roseanne o esnada kendi odasına adımlıyor ve bir yandan da lalisa'nın yüksek sesini bütün evde işitiyordu.
"sadece yardım ediyorum dedin, sonra bebek olacak dedin, yalan söyledin!"
lalisa'nın sesi eşliğinde odasındaki her şeyin yıkılıp döküldüğünü görmüştü roseanne, şaşkınca izliyordu etrafı sadece.
"sen onu seviyorsun, seviyorsun işte!"
lalisa'nın sesini roseanne duyacak diye endişelenen jungkook bir kapıya, bir de kızına dönüp bakıyordu.
"lalisa, sabrımı taşırma benim."
"âşık olmuşsun! sen ona âşık olmuşsun! hem de o seni sevmiyor, başka birini seviyor!"
jungkook bedensel olarak hareketlerini kontrol edemezken en ürkütücü ses tonuyla bağırmıştı.
"lalisa yeter artık, sus!"
"inanmıyorsun değil mi? inanmıyorsun! al o zaman, bak!"
elinde tuttuğu fotoğrafı babasına uzattı küçük kız.
"bak! sevgilisinin fotoğrafını yastığının altında saklıyor!"
jungkook elinden çekip aldığı fotoğrafı incelerken roseanne'in başında şimşekler çakmaya başlamıştı. içeriden duyduğu sesler daha da içinden çıkılmaz hâle getiriyordu olayları. her şey tamamen birbirine girmiş vaziyetteydi.
lalisa son kez babasının şaşkın yüzüne karşı bağırdı.
"sen hâlâ onu sev!"
jungkook odaklanmış bir hâlde elindeki fotoğrafı inceliyordu, aslında fotoğrafta anlaşılmayacak bir şey yoktu. daha doğrusu yanlış anlaşılabilecek bir şey yoktu.
bu fotoğrafı bir çiftin çektirebileceği gibi yakın arkadaşlar da çektirebilirdi.
jungkook fotoğrafı lalisa'ya geri vermeden bir hışımla odadan geri çıktığında lalisa yatağında devirilip ağlamaya devam etmişti.
roseanne de odasında dolu gözleriyle etrafı inceliyor, jungkook'un gelip gelmeyeceğini kestiremediği için sessizce oturuyordu.
jungkook tam merdivenlerin başında, roseanne'in aralık kapısının birkaç adım uzağındaydı.
yatağında oturan roseanne jungkook'a, merdivenlerin başında roseanne'i ve aynı zamanda da ara sıra indirdiği bakışları ile elindeki fotoğrafı izleyen jungkook aralarındaki belirsizliğe bakıyordu.
elindeki fotoğrafı buruşturup cebine atan jungkook, öfkeyle dolu bakışlarını kızdan çekip merdivenleri hızlı hızlı inmiş, ardından evden çıkıp arabasına binmişti.
roseanne biliyordu ki jungkook çok kızmıştı, konuşmak isteyecek durumda bile değildi.
ᰔᩚ
AY NOLUYO YAA BU COCUKLA FOTOGRAF NEREDEN CIKTI SIMDI 😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
satellite ౨ৎ rosékook
Fanfictionkeşke senin kızın olsaydım dedirten türden bir babaydı jungkook, diyen ise yalnız ve bitkin roseanne. #1 - #babasorunları