büyük barış antlaşması

171 20 9
                                    

“bundan sonra roseanne’e saygısızlık ettiğini sakın ama sakın görmeyeceğim miniğim, tamam mı? bak, o seni çok seviyor.”

bay jeon aramızı düzeltmek için tatlı şeyler söylerken lalisa’nın biraz olsun yumuşadığını ummak istiyordum.

koşturarak babasına sarıldığında bakışlarımı bir süre üzerlerine gezdirmiş, ardından çoktan dolu dolu olan gözlerimi kapıya çevirmiştim.

beklemediğim bir sarılma aldığımda ise neredeyse göğsüme gelen başı ile lalisa’nın bana sarıldığını fark ediyordum.

“özür dilerim roseanne, bir daha sana öyle şeyler söylemeyeceğim.”

samimiyetine güvenerek dudaklarımı birbirine bastırmış ve ben de kollarımı onun bedenine dolamıştım.

“sorun değil lalisa, sadece artık benden şüphe etmeni istemiyorum.. olur mu?”

lalisa anlamış gibi başını salladığında bay jeon kızına gururla bakarken bakışlarını bana çevirmiş ve ardından göğsünde birleştirdiği kollarını serbest bırakarak lalisa’ya sırt çantasını uzatmak için yere eğilmişti.

“tamamdır hanımlar! bu kadar ağlaşma yeter, lalisa sen okula gidiyorsun.”

lalisa dudaklarını büzerek babasına adımladığında çantasını ikiletmeden almış ve bize el sallayıp çıkmıştı.

artık yalnızca bay jeon ve ben kalmıştık.

“bugün şirkete gitmeyeceğim, çalışanlar da izinli biliyorsun. kahvaltı hazırlayalım mı?”

sorduğu soru ile heyecanlanarak başımı sallamış, ardından şortlu pijama takımımın askılı üstünü düzenleyip önüme bakmayı sürdürmüştüm.

bay jeon kesinlikle şefkatli bir adamdı, beni ona çeken asıl şey de buydu.

herkes onun kadar yakışıklı, zeki, zengin ve kaslı olabilirdi ama kimse onun iyi ahlâklı oluşuna yetişemezdi.

en önemlisi de sevgi doluydu, harika bir babaydı. kırk iki yaşındaki bir adama göre de fazla ateşli duruyordu.

kafamdaki düşünceleri yok edip mutfak tezgâhına yaslandığımda kaşlarımın havalanmasına engel olamayarak elimi zaten hazır olan tabaklara uzattım.

“ama bu haksızlık, beni kandırdınız!”

başını sallayıp o güzel gülümsemesini bana sunduğunda ben de onun gibi gülüp tabaklarımızı almıştım. o da bizim için birer kupa kahve dolduruyordu.

“nedense seni kandırmak son zamanlardaki favorim roseanne, ayrıca haksızlık falan etmiyorum... ben sadece sürpriz yaptım.”

onun derin ve uykulu sesi yüzümü güldürürken masaya geçtiğimizde farkında olmadan ilgiyle onu izlediğimi, incelediğimi fark etmiştim birden.

gözleri bana döndüğünde ise utangaç olmadan elimi yumruk yapıp yanağımı yaslamış ve şımarık bir ifadeyle konuşmuştum.

“son zamanlardaki favorim beni şımartmanız oluyor bay jeon.”

YORUMLARINIZI BEKLIYORUM CUNKU BU BOLUM BENI COK HEYECANLANDIRDI ☄︎ jk bizi deli mi etmek istiyosun be adam

satellite ౨ৎ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin