Asker Tomris ŞAHİN (Gerçek ailem)

ASKER MİSİN?

Sabah uyandığım da yanımda Alparslan yoktu. Demek ki mutfakta o zaman. Günlük rutinim halledip mutfağa gittim. Bir de ne göreyim.

Siyah bir önlük ile omlet yapan bir Alparslan onun yanında ise Alparslanın paçalarından tutan bir Ayaz vardı. Onların bu hallerinin fotoğrafını  çektip telefonu geri kapattım. Flash sesini duyan kocam ve oğlum benim olduğum tarafa doğru baktılar.

Onların yanına gidip oğlunun yanaklarından öpüp "günaydın oğluşum. " Arkadan kocamın çocuklar gibi mızmızlanmasını duyup ona döndüm. Sanki şekeri elinden alınmış bir çocuk gibi yüzü düşmüştü.  Sonra onun yanağından öpüp " Sana da günaydın sevgilim. " Dedim. O da bana karşılık olarak " Sana da günaydın karıcım. "  " Anne " Ayazın sesinden ona doğru dedim  . Ayaz gözlerini doldurmuş bana bakıyordu. Beni kıskanmıştı ne de olsa benim oğlum ama babasının kıskanç özelliğünide almayı unutmamış.
" Sanada günaydın bebeğim. "" Günaydın annem. "
   Kahvaltımızı yapıp ayazı bakucusına bıraktık. Alparslan ile beraber karargaha gittik. Duyumlarıma göre karargaha yeni bir  albay daha gelecekmiş. Yani koskoca karargahta iki tane albay olacak demektir bu. 

Nöbetçi asker bizi tanıdığı için direk kapıyı açtı. Bizde içeriye girip albayın odasına doğru çıktık. Albay postası bizi görünce  temkil verdi. Ve kapıyı açtı. İçeriyr doğru yürümeye başkadık. Ama keşke yürümeye başkamasaydık. İçeride öz babam ve biyolojik ikizim vardı. Onlarda bizi görünce tabiki şaşırdılar. Ama biyolojik ikizim bayıldu..

Utkuyu uyandırıp albayın karşısına oturduk.
Albay konuşamaya başladı  " Öncelikle sizi neden çağırdığımı merak ediyor olmalısınız. "

𝚈𝚊𝚗𝚒 𝚖𝚎𝚛𝚊𝚔 𝚎𝚍𝚒𝚢𝚘𝚣 𝚖𝚎𝚛𝚊𝚔 𝚎𝚝𝚖𝚎𝚖𝚒𝚣 𝚗𝚘𝚛𝚖𝚊𝚕.
 
İç sesimi ilk defa haklı buldum.

" Kırmızı dosyadaki kod adı tek göz olan bir terörist bir köye baskın yapacakmış . O köyü koruyup tek gözü getirin. "
" Komutanım iki sorum olacak. "
" Sor yüzbaşı"
" Tim ile mi gideceğiz. "
" Hayır sadece ikiniz diğer sorun. "
" Tek gözü birazcık direk orda öldürsem olur mu"
" Hayır sağlam getirmen gerekiyor onda bize lazım olan bilgiler var. " " Emredersiniz komutanım. "
" Görev iki gün sonra ona göre hazırlığınızı yapın. " " Emredersiniz komutanım "
" Kızım olanlar için kusura bakma gel bugün akşam yemeğinde herşeyi tekrar konuşalım. "
" Gerek yok mahir bey ben oğlunuzun ergen davranışlarını çekemem.  Lütfen bir daha karargah dışında konuşmayalım. "
Benim konuşmam bitince alparslan " Şimdi izniniz olursa çıkabilir miyiz komutanım. "
" Çıkabiliraini asker "

Albayın odasında çıktıktan sonra alparlanın odasınas doğru ilerlemeye başladık. Odanın önüne gelince alparslan cebinden anahtarı çıkarıp kapıyı açtı ve içeriye çektik.

    
    Alparslan bana bakıp " İstersen mahir beyin teklifini kabul et. İster etme bu sadece senin kararın ve ben sen ne karar verirsen arkandayım bunu asla unutma " Diyip anlımı öptü.
 
   " İyiki seni tanımışım. İyiki o gün o kavgaya karışmışım. "

" İyiki güzelim iyi ki "

  Telefonumu elime alıp Gül anneyi aradım. İlk çalışta açmıştı.

( gül : + , Tomris:× )

+ kuzum nasılsın
× iyim anne sen nasılsım babam, dedem, babaannem nasıllar
+ iyiler kızım iyiler çok şükür eee alparslan nasıl ayaz nasıl napıyor benim torunum.
× iyiler anne ayazda ne yapsın bakucusuna bıraktık. Şuan karargahtayız da sana bir şey soracam
+ sor kızum bir sorun mu var
× yok anne hani Mardin'de bir düğün var ya Eroğlu aşiretinin o ne zaman
+ haftaya kzıım siz gelecek misiniz
× gelecez anne yıllık iznimizi kullanacaz
+ tmaam kuzım geleceğiniz zaman bana haber ver olır mu
× tamam anne haydi kendinize iyi bakın
+ sizde kızım 

Telefonumu kapattığım zaman  alparslanın çoktan hazırlandığını  gördüm.

( 𝚎𝚟𝚎 𝚐𝚎𝚕𝚍𝚒𝚔𝚝𝚎𝚗 𝚜𝚘𝚗𝚛𝚊. )

Ayazı alıp gelmiştik be  akşam yemeğini hazılarken alparslan da ayazın elbisesini değiştiriyordu. Bu atalar başım çok dönüyordu arabadayken yarına doktoruma randevu almıştım. Ama bunun lparslana daha söylemedim. Önemli bir şey değildir .

Yemeklerimiz yedikten sonra alparslan'a ayzın ödevlerine yardım ederken bende bulaşıkları yıkıyordum. Bir anda etrafım dönmeye başkadım ve hemen tezgaha tutundum. Ama tutunurken elim bardağa çarpmıştı ve bardak yere düştü. Sonra cam parçaları toplamaya çalışıtken alparslanın bağırışı duydum
" Tomris! " Koşarak yanıma geldi ve beni kucağına alıp salona götürdü ayazı göremedim galiba uyuyordu. " Iyımısın güzelim ne oldu birden  bire " " Bir şeyim yok hayatım sadece bir an balım döndü o kadar önemli bir şey merak etme. " " Ne merak etmemesi Tomris gel hadi hastaneye gidelim. "" Yok gerek yok hadi yatalım .  " Tamam sen bilirsin "

( 𝚎𝚛𝚝𝚎𝚜𝚒 𝚐𝚞̈𝚗. )

𝚂𝚊𝚋𝚊𝚑 𝚔𝚊𝚕𝚔𝚝ı𝚐̆ı𝚖 𝚐𝚒𝚋𝚒 𝚑𝚊𝚣ı𝚛𝚕𝚊𝚗ı𝚙 𝚑𝚊𝚜𝚝𝚊𝚗𝚎𝚢𝚎 𝚐𝚒𝚝𝚝𝚒𝚖.

Kan testi yaptılar ve şuan Doktor'un odasındadoktoru bekliyordum. Kapının açılma sesini duyduğum zaman ayağa kalktım. 
" Hoş geldiniz Tomris hanım buyrun geçin. "" Hoşbulduk doktor hanım.
" Tomris hanım size maalesef ki kötü haberlerim var. " Dediği zaman içime bir Kurt düşmüştü...

Evet canım okuyucularım bir bölümün daha sonuna geldik biliyorum baya geç geldi ama bazı nedenlerden dolayı atamadım. Kusura bakmayın.

Sizce  doktor Tomris ne dedi?

Kötü haber?

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. 

Diğer bölümde görüşürüz. 🍀🍀