the blood is either poured or it's spilt, like

448 43 74
                                    

CLO̷UDY
+18 uyarılı hikaye.
That boy is a psychopath.

That boy is a psychopath

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zayr: Okuldayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Zayr: Okuldayım.

Zayr: O kurabiyeleri çoktan hazırlamış olsan iyi olur.

Zayr: Kutularından çıkartmanı bekleyecek kadar sabrım yok.

Görüldü.

Yazıyor...

Karya: Sınıfta da hala kimse yok.

Görüldü.

Karya: Rahat rahat yiyebiliriz.

Karya: Gel hadi, çoktan çıkardım.

Görüldü.

Kurabiyelerin hepsini sabahın köründe kalkıp özenle hazırlamıştım ve sınıfa çıkmadan önce de içecek bir şeyler almıştım; Zayr'in hayatı boyunca hiç kurabiye yememiş olması bile canımı bu kadar acıtırken, bu yaptığım onun için en azından da ona değer bir şeydi ve sınıfta kimse olmaması da rahat rahat yemesi için oldukça iyiydi. Ona karşı hissettiğim bu şeyin ne olduğunu bilmiyordum ya da içimdeki bu garip duygunun ne olduğunu anlayamıyordum ama yalnızca onu mutlu etmek istiyordum, gülümsediğini görmek ya da onun gibi ufak tefek mutluluk belirtileri, ne olduğu çok da önemli değildi. Mutlu olsa bile bunu belli edecek yapısı da yoktu, genelde her şeyi içinde yaşıyormuş gibiydi ve bunun nedenin de geçmişte yaşadığı şey olduğunu anlamak zor değildi.

Kafamı önüme eğip sırasının üstüne baktığımda birçok karalama vardı, defterine yazmadığı zamanlar sanırım sırasını karalıyordu; sadece karalamaydı, ne bir yazı ne de bir resim, hiçbiri değildi. Karalama.

Kapının olduğu taraftan bir ses geldiğinde kafamı kaldırıp hızla oraya baktım ve yine kalbimin bu denli atmasına neden olacak o şeyi gördüm. O kişiyi. Zayr uzun boyuyla kapıdan içeri girmişti ve yine o çantasının tek kolunu omzuna takmıştı; lacivert kravatı yine beyaz gömleğinin üstünde dağınık şekilde duruyordu ve bir eli de kravatıyla aynı renkteki pantolonundaydı. Siyah saçları her zaman olduğu gibi düz ve dağınıktı, alnının üstüne gelip oradaki sargı bezlerini kapatmıştı. Ve kehribar gözleri, bir saniye bile geçmeden benim gözlerime değmişti ve bu hissin tarif edemediğim bu yanı beni, bir daha hiç tarif edemeyeceğim duygularla tek başıma bırakıyordu ama eğer bunu o anlarsa, ne olacağını da bilmiyordum.

CLO̷UDY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin