11 - KANLA KAPLI GELECEK?

16 4 5
                                    

26 Ekim 2010 - 1 Ağustos 2015

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

26 Ekim 2010 - 1 Ağustos 2015

Neredeyim böyle? En son hatırladığım tek şey uyuduğumdu. Şimdi ise hiç bilmediğim bir yerdeydim.

Hesaplamalarıma göre 20 dakikadan fazladır yürüyordum ama hiçbir şey bulamamıştım. Daha neden burada olduğumu bile bilmiyordum. Hilec- yani Gabriel'ın işi olabilir mi diye düşünmüştüm ama son karşılaşmamızdan sonra böyle bir şeye karışmayacağını biliyordum. En azından öyle düşünüyordum.

Ara sokak gibi bir yere girdiğimde yerde oturan bir kız çocuğu gördüm. Kendimden başka birini görmek derin bir nefes almama sebep olurken kafasını eğmiş kıza yaklaşmaya başladım. "Küçük kız. Yaralı mısın?" Tepki vermedi. "Konuşmamak çok ürkütücü bir şey biliyorsun, değil mi?"

Eğildiğim ve onunla yüz yüze gelmeye çalıştığım sırada ağzından akan kanı fark ettim. Kan önünde duran kırık cam parçalarının üstüne damladı. Hemen ardından başını kaldıran kız yerden aldığı bir parça camla ayağa kalktı ve camı savurmaya başladı. Kolumu sıyıran cam ile acıyla suratımı buruşturduğumda üzerime atladı. Üstüme çıktığında elindeki camı suratıma saplamak için iki eliyle tuttu. Ağrıyan koluma rağmen bende iki elimle ellerini tutup onu engellemeye çalıştım ama fazlaca güçlü oluşu beni zorlamaya başladı.

Canımla cebelleştiğim sırada yan tarafımdan gelen bir ayak, kıza tekme attı ve kızı benden uzaklaştırdı. Hızla yerimden doğrulup karşımdaki kişiye baktığımda ağzım şaşkınlıkla aralandı. Aynı zamanda onun da.

"Nessie?"

"Dean?"

Yerden kalkmaya çalıştım ama dengemi kaybederek geri düştüm. Elini uzattığında bir süre eline baktım. Ardından da elimi uzatarak beni kaldırmasına izin verdim.

"Senin ne işin var burada?"

"Hiçbir fikrim yok. Asıl senin ne işin var? Burada neler döndüğünü biliyor musun?"

Burun kemerini sıkarak düşünmeye başladı. Belli ki onunda bir şeyden haberi yoktu. Etrafımıza baktım. Bakışlarım karşıdaki duvara kaydığında üstünde yazan 'CROATOAN' yazısına kitlendi. Dean'i dürttüm ve duvarı işaret ettim. Dikkatini duvara verdiğinde gördüğü yazıyla suratı değişik bir hâl aldı. "Kahretsin."

Sol aradan yürüyen bir kalabalık tam duvarın önünde yerlerini aldı ve karşı karşıya kalmış olduk. Pek tekin göründükleri söylenemezdi.

Dean yanıma yaklaştı ve elimi tuttu. Ani temasıyla irkildiğimde bakışlarını onlardan çekmeden sessizce konuştu. "Üç dediğimde koşacağız, tamam mı?.. Üç!"

Saymasını beklediğim sırada koşması anlık bir denge kaybına sebep oldu ancak çok sürmeden toparladık. İnsanlar, ya da başka bir şey emin değilim, peşimizden koşup bizi takip etmeye başladılar. Yolumuza çıkan her aradan geçip onlardan kaçabileceğimiz bir yer aradık ama önümüze çıkan demir çitlerle olduğumuz yerde durduk. İkimizde aynı anda arkamızı döndük. Aralarından biri öne çıkıp üstümüze yürümeye başladığı sırada yan tarafımızdan onların üstüne mermiler yağmaya başladı. Bir yara almamak için yere eğildiğimizde, Dean üstüme kapanarak beni korudu. Bir süre öyle bekledikten sonra yerden tam kalkmadan mermiler arasında zorlukla bir ara sokağa girdik. Görünmeyeceğimiz bir yere geçip oturduk ve derin nefesler alırken sırtımızı duvara verdik.

𝔸 ℕ𝔼𝕎 𝕃𝕀𝔽𝔼 / 𝘿. 𝙒𝙄𝙉𝘾𝙃𝙀𝙎𝙏𝙀𝙍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin