Neler oluyordu? Hiç bir şey anlamıyordum. Demet ne demek istiyordu?
"Neler oluyor biri açıklayabilir mi? Yoksa cidden kafayı yiyicem" dedim sinirle. Kafam artık hiç bir şey almıyordu.
"Neler olduğunu bize onlar açıklayacak kardeşim. Emin ol ben de senin kadar merak ediyorum." Demet'in sakin sesi ile söylediği şeyden sonra Cemre'ye baktım. O da mı bu işin içindeydi?
Merakla Cemre ve Berra'ya döndüğüme ikisinin bakıştığını gördüm.
"Bence artık her şeyi anlatmanın zamanı geldi." Cemre bunu söyledikten sonra Berra, veya artık kimse başını salladı.
"Peki o zaman anlatalım ama şuan burda ayakta olmaz" Berra konuşmuştu. Haklıydı. Burda öylece konuşamazdık hem havada kararmıştı. Bir yere gitmemiz gerekiyordu.
"Her zaman ki gittiğimiz banka gidelim o zaman" dedim kısık sesle. Sesim çıkmıyordu. Hiç enerjim bile yoktu. Bu ben değildim. Bide şuan karşımda Berra diye bildiğim kişi de çok gözüme batıyordu. İşin aslını öğrenmek için çok heycanlıydım.
Banka gidip oturduğumuzda Demet ve ben karşımızda oturan iki kıza bakıyorduk. Her ne oluyorsa umarım hızlı anlatırlar ki bir an önce kalkıp şu katilin peşinden gidebileyim diye düşünüyordum içimden. Neyse ki sonunda konuşmaya başlamışlardı.
"Evet Demet haklıydın ben Berra değilim." Dedi karşımda ki o kişi.
Neler olduğunu anlamıyordum madem Berra değil bu peki kim ikizi falan mı?
"Peki o zaman kimsin sen? Berra'nın ikizi falan mı? İkizi isen bile neden seni gönderme gereği duydu? Lütfen sorularımı hızlıca cevaplar mısın? Çünkü cidden vaktim yok." Evet bunları diyen bendim. Demet'te benim gibi meraklıydı. İkimiz de karşımızdakilere bakıyorduk.
"Ben Serra'yım ve Berra'nın ikizi falan değilim ama öyle olmayı tercih ederdim."dedi Serra.
İkizi değil miydi? Ama bu kadar benzerlik nasıl olabilirdi?
"İkizi değilsen nesin sen? Uzaylı falan mı? Açıklıycak mısın?"Demet'in aceleci sesi onun cidden meraklandığının kanıtıydı.
"Ben Berra'nın diğer kişiliğim." Dediğinde her şeyi kafam da oturtmuştum. Tabii ya nasıl düşünemezdim. Halbuki bu konulara o kadar meraklıydım ki detaylı açıklamasına bile gerek yoktu. Benim için. Tabii Demet aynı durumda değildi, anlamamıştı. Her ne kadar benden zekide olsa benim de elim armut toplamıyordu yani. Zaten direk bana bakmıştı, anlayıp anlamadığımı sorgulamak için.
"Nasıl yani?" Demişti Demet.
Serra'nın konuşmasına izin vermeden ben konuşmuştum."Yani kişilik bozukluğu. Bir beden ama iki ruh gibi düşün biri gider diğeri gelir, diğeri gider öbürü gelir gibi. Bazıları bilinçli olup diğer kişiliğinin ortaya çıkmasına izin verir ve yaptığı hareketlerin farkında olur. Ama anladığım kadarı ile Berra ve Serra da öyle bir şey yok onlar resmen iki farklı kişiler sadece aynı bedeni paylaşıyorlar. Yani Serra daha iyi açıklar tabii." Evet bu konuşmayıda ben yapmıştım. Bende beklenmiyecek hareketler. Demet anlamış gibiydi. Ben sustuktan sonra Serra devam etti konuşmaya.
"Aslında dediği çoğu şey doğru. Biz çift kişiliğiz.Kimin asıl kişi olduğunu bilmiyoruz. Ama Berra daha kırılgan ve daha utangaç biri benim aksime ben daha dışa dönüğüm. Ama yine de bakmayın öyle olduğuna daha küçükken benimle uğraşmaya çalıştıkların da Berra ortaya çıkardı ve onlarla kavga ederdi. Bazen de tam tersi oldurdu. Tabii genelde de tam tersi olduğu için ben hep koruyan taraf oldum ve hepte benim başım yanardı. Öyle işte." Serra açıklamasını yaptığın da aklıma başka sorular takılmıştı. Cemre ne alakaydı?
"Cemre'nin ne alakası var peki?" Demet aklımdaki soruyu yine sormuştu. İkiz olmak bunu gerektirir işte be!!
"Ben Serra ile daha önceden tanışmıştım. Yani biz arkadaştık zaten. Onun bazı işlerinde falan yardım ediyordum. Ama Berra ile tanışmıyorduk yani ben tanıyordum ama o beni tanımıyordu. Okula geldiği gün ise onun geleceğini biliyordum. Serra ile konuşmuştuk zaten. Hatta bizim okulu önerende bendim." Cemre'nin açıklamasına daha fazla şaşırmıştım. Ne demek Berra ve Serra'yı önceden tanıyordu?
"Ve bize anlatmadın?"diye sordum ve kaşlarımı çattım.
"Ben istemedim.Çünkü bu bir sır aslında şuan size söylememin nedeni ise yolumuza beraber devam etmemiz olucak." Serra'nın verdiği cevapla konuşmamızın asıl nedenini hatırladım ve kalbimde yine bir boşluk hissi hissetim.
"Yolumuza beraber devam etmek mi?" Bunu soran Demet'ti.
"Bakın dün Berra'ya kırmızı şehir olayını anlattığınız da Berra bana bir not yazıp gitti ve ben geldim. Normal de bir şey olmadığı sürece gelmem. Notunu okuduğumda zaten bu olayı bildiğimi fark ettim. Berra'nın bunu bana yazmasının sebebi ise sizin eskiye gidip bu olayların olmasını engellemek istemeniz. Belki siz ciddi değildiniz onları söylerken ama o ciddiye almış işte. Ama bugünden itibaren gerçekten geçmişe gidip annenizin ölümünü engellemeye çalışmayı istersiniz diye düşünüyorum."
"Tabii ki de isteriz kim istemez ki? Ama bu imkansız." Dedim. Saçmalıyor gibi gelmişti. Şimdiden Berra'yı özlemiştim. Ne zaman giderdi bu be??? Bir tane çok bilmiş yetiyordu zaten. Bi de bu çıktı başımıza pff. Neyse nazik olmalıyım, nazik olmalıyım.
"İmkansız diye bir şey yok Narin." Bunu diyen Cemre'ydi. Aynen kanks diye geçirdim içimden.Bu ne diyordu şimdi ya?? Ağlıycam. Kafam hiç bir şey almıyorduu.
"Açıklayın." Demet'in soğuk sesi ile Serra konuşmaya başladı.
"Zaman da yolculağa inanır mısınız?"
~~~~~~~
Umarım beğenmişsinizdirrr
Oy vermeyi unutmayınn
![](https://img.wattpad.com/cover/367915534-288-k690587.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİME MACHİNE(who are you?)
RandomYıllar önce yaşanan cinayetler, 30 yıl sonra başka bir cinayetten dolayı tekrar gün yüzüne çıkar. Tabii ki de bu sıradan bir hayatları olan o arkadaş grubunu etkiler ve hiç anlamadıkları bir zaman da kendilerini yeni bir dünya da bulurlar. ~ "Zaman...