🌼🌼

8 2 0
                                    

12/07/2013

Aklım almıyor
Bir baba kızına bunca acıyı neden yaşatır. Kısacık hayatını neden cehenneme çevirir. Kahramanı olması gerekirken katili olur. Aklım bir türlü almıyor...

"Baba baba" diyerek aşağı indi. Fulya Babasına elbisesini göstermek için ama Erdem orada değildi. Annesinin yanına gitti hemen. "Anne babam yeydee" dedi. Nehir baktı sadece küçük kızına bir şey demedi. Diyemedi. Ne diyecektiki zaten Kızım baban birazdan gelecek ve seni yetimhaneye bırakacak mı demeliydi ne yapmalıydı ne demeliydi bilmiyordu. İçinden ama çok derinlerden gelen bir ses ona "Al kızını kaç git buralardan" diyordu. Dinlemek istiyordu iç sesini ama korkuyordu ya yakalnırsa ya kızını öldürürse. Ne yapardı o zaman en iyisi susup oturmak dedi kendi kendine.

"Babanın biraz işi var gelicek şimdi ve bizi çok güzel bir yere götürecek" dedi yalan söylüyorum kızım hiç güzel bir yer değil orası bizi ayıracak orası. "Yaaa neyeye götüyecek babam bişi" dedi annesinin yanına oturmaya çalışırken. "çok uzak bir yere hatta orada bir sürü arkadaşlar olacak istersen orada kalabileceğinide söyledi" çok güzel bir şeymiş gibi anlattı bunları küçüğüne ama değildi. "siz kalıymışınız Oyada babam şevmeşki öyle şeyleri beni de şevmiyo oydakileri hiç şevmez kışar onlara şeş yapıyorlar diye ama" dedi küçük Fulya annesinin dizine başını koyup. Gözlerini kapattı ve oracıkta uyuya kaldı. Annesi Nehir ise sessizce ağladı. Gözlerinden sessiz bir yaş aktı. O da oracıkta uyuya kaldı.

Erdem geldi. Kapıyı çaldı açan olmadı. Sinirlenmişti. Tekrar çaldı bu kez kapıyı evdeki tek çalışan Nazife Hanım açmıştı. "Nerdesin sen Nazife iki saattir çalışıyorum açan yok diğerleri nerde" diye çıkıştı sinirle Nazife Hanım'a Türkçesi pek iyi değildi. Nazife'nin okumamıştı zaten ilkokulu bitirince almıştı babası okuldan okuma yazma öğrenmesi yetiyordu onu için ama Nazife için yeterli değildi. Ama ne diyebilirdi ki babasıydı sonuçta lafının üstüne laf söylemez diye öğretmişti annesi. "Duymamışam Erdem beyim yukardaydım süperge açıktı sesi de çoktur o yüzdendir yani kusura kalmayasın." dedi mahçup bir şekilde.

"Diğerleri ne halt yiyordu o sırada" dedi Erdem sinirli bir sesle salona ilerken. "Fulya inmişti az önce aşağı Nehir Hanım'ın yanına gittiydi konuşuyodular uyuya kalmışlar herhal" dedi Erdem'in arkasından salona geçerken. "NEHİR" Diye bağırdı. İrkilerek kalktı Nehir kızının yanından. "Noldu Erdem" dedi ürkek ve uykulu sesi ile. "Napıyosunuz hazırladın mı kızın eşyalarını falan herşeyini"dedi ve kızını kucağına aldı." Hazırladım"dedi titrek bir ses ile. "Erdem bırakmasan olmaz mı ben bakarım çocuğuma yemin ederim her şeyine bakarım baba dedirtmem lütfen kalsın orada yapamaz ki hem utanır o küçücük daha korkar bırakma hı? Bak babamlara bırakırım orada kalır akşamları ben sabah giderim yanına lütfen Erdem bırakma kızımı oraya bak Fulya'nın ağzından bir daha baba lafını duymayacaksın söz veriyorum."dedi ağlayarak ayaklarına kapanmıştı Erdem'in kızı için. Çünkü asla böyle bir şey yapmazdı. Nehir kızı için kapanmıştı o şerefsizin ayaklarına.

"Kes artık ağlamayı Nehir senin öz kızın bile değil ayrıca ne bu haller kendine gel hem sende istiyordun bana ne Gamze'nin kızından ben bakmak zorunda değilim diyordun ne oldu şimdi ne değişti he söylesene" dedi Erdem öfkeyle ve ayağına yapışan Nehir'i geriye doğru itti.

"ilk konuştuğu zaman yanında ben vardım onun Erdem Anne dedi bana. Bana doğru emekledi. İlk adımı yine banaydı neden çünkü sen yine yurt dışına çıkmıştın. Yoktun ben vardım yanında ben. Ben hiç kimsesi değildim onun annesiydim. Beni annesi olarak biliyor öylede bilmeye devam ettsin istiyorum ama belli bir yaşa kadar her şeyi anlatıcam aklı bastığı zaman ben diyicem senin öz annen değilim Gamze'ydi senin öz annen senin o şerefsiz baban ann-"yedi tokat yüzden sözünü tamamlayamadı.

"Sen kimsin de bana şerefsiz diyorsun kim verdi sana bu hakkı Nehir. Kendine gel yoksa ben seni kendine getirmesini iyi bilirim.Anladın mı?"
Sustu bir şey demedi Nehir bu da Erdem'e göre bir evet anlamı kazandırıyordu. "Oraya gidince sesini kesip oturucaksın bir kelime dahi etmeyeceksin". Dedi ve arabaya ilerledi. Nehir'de arkasından onu takip etti.

Üç saat sonra Geldiler Yetimhaneye dağlık bir yere benziyordu. Nasıl bıraka bilirdi kızını buraya Nehir. Nasıl tek başına bırakıp gidebilirdi. İçeri girdiler. Öykü'nün odasına gelip kapıyı çaldılar. Fulya uyanmıştı. Öykü'nün yüzünü inceliyordu. Annesine döndü. "Annecim bu kim?" diye sordu. Erdem Nehir'e ve Fulya'ya bakıyordu. İlk defa onları böyle görüyordu. İlk defa onları böyle sarılıp öpüşürken görüyordu. "Bu Abla burada ki arkadaşların öğretmeni İsmi Öykü seni onunla tanışmak için geldik buraya doğum günü burada kutlayacağız ama sen arkadaşlarla kutlayacaksın sanırım bizi kabul etmiyorlar içeri." dedi ağlamamk için zor tutuyordu Nehir kendisini.

"Ama ben şenide iştiyorum" dedi ve Erdem'e döndü. "Baba annem neyden giymiyoy içeriye şen neyden giymiyoyşun" diye sordu Erdem'e.
"İstemiyorlar dedi ya işte ne habire aynı şeyi sorup duruyorsun otur şuraya sesini çıkarma. Hem o ne biçim elbise ben sana böyle mi giydir dedim rezil ediyorsunuz beni" dedi Nehir'e doğru söyledi son cümleyi. "Fulyacım annen ile babanı içeri alamyız çünkü onlar çok büyükler biz Küçükler için bir doğum günü odası hazırladık." dedi Öykü. "yaaa bakabilirmiyim odaya şimdi yütfenn" dedi Fulya Öykü'ye."Tabiki bakabilirsin" dedi ve dışarıdaki güvenlikleri çağırdı. Fulya'yı götürüp oyalamasını istedi. Fulya ve güvenlik odadan çıktılar. Erdem ve Nehir ise odada kaldılar ve Erdem bir kaç evrak imzalayıp Fulya'yı yetimhaneye kaydettirdi.

Çıktılar odadan Fulya geldi yanlarına. "Hadi gidelim anne" dedi Fulya. Nehir'in gözünden bir yaş daha aktı."Şimdi sana bir şey söylicem kızım. İstersen küs bana, sinirlen, konuşma haklısın çünkü. Hemde o kadar haklısın ki bir şey dahi demeyeceğim. Biz babanla eve döneceğiz ama sen burda kalıcaksın ve istediğin hiç bir zaman geri dönemiyeceksin" dedi ve gözlerinden akan yaşlar daha da şiddetlendi. "Ama ben istemiyorum burayı burada annesi babası olmayanlar kalıyormuş benim annem ve babam var istemiyorum ben burayı bazıları da aileşi telk ettmiş sizde mi beni telk ediyoşunuz anne" dedi Fulya ağlayarak.

"Hayır annecim ben seni hiç terk etmem, etmiyorum, etmiyeceğimde sadece baban..." dedi ve durdu. Erdem'e baktı. Tepkisiz olmasını bekliyordu ama onunda gözlerinde hüzün vardı biraz da olsa üzülmüşmüydü diye düşündü. "Baban yurt dışına çıkıcak iş için. Bende çalışıyorum ya hani benimde bir kaç aylığına gitmem gerekiyor o yüzden burada kalamanı istedik." dedi kızına. "Yalan söyleme anne hiç beceremiyorsun" dedi Fulya. Küçüktü ama aklı yetişkin birinden bile daha iyi çalışıyordu.

"İstemiyorsunuz beni sevmiyorsun işte söylesene bana neden yalan söyledin anne neden ne yaptım ki ben çok mu ağladım, ağlamam bir daha, yaramazlık mı yaptım vallah bir daha yapmam, çok mu mama istedim, kendim alırım söz veriyorum nolur bırakmayın beni burada"dedi ağlayarak. "Baba, naptım ki ben sana hiç evde değilsin zaten nasıl bıktın ki benden" dedi Erdem'e. Ama Erdem onu zerre umursamadı ve çıkışa gitti. Nehir ise yürümekte zorluk çekiyordu güvenlikler onu alıp dışarı çıkardılar. Fulya ise giden onu oradan bırakıp giden ailesine baktı. Çöktü oraya ve sessizce ağlamaya başladı. Söz vermişti annene sessiz olacaktı ağlarsa bile sesini duymayacaklardı.

Bu bölümü özel bölüm olarak atıyorum Fulya'nın yetimhaneye nasıl gittiğini öprenmeniz için. Ailesini tanımanız için atıyorum

Özel bölümleri Cuma günleri atacağım büyük ihtimalle 3 haftada bir gelicek özel bölümler

Nehir'i nasıl buldunuz?, sevdiniz mi?

Erdem'i nasıl buldunuz? sevdiniz mi?

Nazife sizce nasıl biri iyi mi kötü mü?

Kendinize iyi bakın yeni bölümde görüşürüz bb💙💙

FULYA ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin