12/08/2017
Bazı insanlar çoktan ölmüştür ama yaşamak zorundadırlar. Zamanı geldiğinde ise, eksik olan toprak üstlerine atılacaktır.
Sömestr tatilinin ilk günüydü. Aynı zamanda da Elfin'in de doğum günü bugündü. Yetimhanede doğum günü kutlulamak yasaktı. Hatta çoğu özel günler kutlanmazdı.
Bizim için en önemli olan zaten doğum günleriydi. Anneler gününü kutlayacak annemiz yoktu yada terk etmiştiler. Babalar günü de aynıydı bizim için sıradan bir gün gibi geçiyordu hepsi.
Bir tek öğretmenler günü kutlanır onda da zaten Öykü Hoca hediyeleri seçerdi. Kendi hediyesini ise bize aldırırdı. Ne kutlanacaksa sadece onun için kutlanırdı burada.
Günümüz
Yatakta bir sağa bir sola döndüm. Uyuyamıyordum. Neden uyuyamıyordum? Onun yanımda olmasını istiyordum. Oysa sadece bir kez beraber uyumuştuk.
Telefonu alıp mesaj attım. Birazdan gelicekti. Bu düşünce bile kalbimin hızlı bir şekilde atmasına yetiyordu.
Kapıyı açıp içeri girdiğinde kalbim sanki daha fazla atabilecekmiş gibi hızla atıyordu.Çok kısa bir sürede bu kadar sevgi kalbe zarardı. Ben bunu bir yerde okumuştum ama nerede? Neyse nerede okuduysam okudum. Sonuç olarak oradaki kızla aynı duyguları paylaşıyorduk
Hem ne demiş Nisan
'Sevgi süt mü bitsin Evrim abla'
Değildi. Hakk veriyordum bitmezdi.
Ateş yanıma gelip burnumun ucuna minik bir öpücük bıraktı. Bende onun yanağını öpüp geri çekildim."Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun Fulya Çiçeğim, benim kalbim seni her gördüğümde duruyor resmen"
Sen birde benim kalbi gör
"Benim kalbimde aynı şekilde, deli gibi atıyor"
"Demek beni her gördüğünde kalbin deli gibi atıyor öyle mi Fulya Hanım"
"Öyle"
Dudağıma bir öpücük bıraktıp geri çekildi. Elini kalbimin üstüne koydu.
"Sadece benim için bu denli atsın kalbin"
"Sadece senin için bu şekilde atacak"
Tekrar dudaklarıma yaklaştığında ondan önce davranıp dudaklarına yapıştım. Çok kısa bir süre öpüştük sadece. Yoksa ikimizinde kalbi ciddi anlamda durabilirdi.
Biraz konuştuktan sonra uyumuştuk.
Sabah kalktığımda Ateş beni izliyordu. "Günaydın güzelim" dedi Ateş. ''Günaydın sevgilim'' dedim ve yataktan çıktım. ''Hadi kalk kahvaltı hazırlayalım geç kalacağız'' diyip salona geçtim. Ateş'te arkamdan gelmişti. Ateş'in sözde yatağını toplayıp mutfağa geçtim. Ateş omlet yapıyordu. Bende krep yapmak için malzemeleri hazırladım. Diğerleride uyanıp mutfağa geldi hep beraber kahvaltı hazırlamıştık. Gerçekten çok eğlenceli bir zaman olmuştu bizim için. Ama sanırım Buğra fazla eğlenmemişti.
kahvaltımızı yapıp hazırlanmak için herkes ayrı bir yere geçmişti. Kızlar olarak benim ve Elfin'in odasını kullanmıştık. Erkekler ise misafir odasına geçmişti. Üzerime beyaz crop onun üstüne de beyaz ve üzerinde mavi kelebekler olan bir sweat giydim altına da siyah kısa bir tayt giydim saçlarımı at kuyruğu yapıp ön tarafından iki tutam saç bıraktım. Hafif bir makyaj yapıp çıktım.
Salona geçtiğimde Ateş oturup televizyon izliyordu. Beyaz bir gömlek siyah kumaş pantolon ve üzerine siyah deri ceket giymişti. ''Sevgilim'' dedim ve yanına gittim. ''Fulya Çiçeğim, çok güzel olmuşsun ama acaba o taytı değişsen mi?'' dedi ve yanağımdan öptü. '' Yoo bence güzel oldu'' dedim. '' İyi sen nasıl istersen güzelim'' diyip tekrar öptü.
Diğerleride hazırlanıp geldiğinde Ateş televizyonu kapattı. Herkes aşağıya arabaların yanına gittik. Ben, Ateş ve Elfin Ateş'in arabasında, Eflin, Buğra ve Berke bizim arabadaydılar. Elfin telefonunu radyoya bağlayıp şarı açtı. İkimizde şarkıya eşlik ederken bende bir yandan video çekiyordum.
Üniversiteye geldiğimizde arabaları park ettik. Arabalardan inip içeri geçtik. ilk defa yarım saat önce gelmiştik. Kafeteryaya inip kahve içip sohbet ettik. Beş dakika kala sınıflarımıza çıktık. İlk dersimiz Simay Hoca ileydi. Ve bugün staja gidecektik.
''Günaydın gençler, nasılsınız bakalım?'' dedi Simay Hoca. İyidim ama bugün staj olduğunu hatırlayınca kötüleşiyordum. ''İyiz Hocam ama staj olmasa daha iyi olucaz sanki'' dedi Gizem. ''Bende o konu hakkında konuşacağım, bugün staj yok geri dönebilirsiniz'' dedi. Şaka mı yapıyordu mesaj atarak söyleye bilirdi bunu. ''O halde neden mesaj atmadınız buraya kadar gelmemiş olurduk.'' dedi Elif. Gıcık mıcıktı ama haklıydı şuan.
''Çoğunuzun numarası yok bende neyse hadi çıkın gidin''dedi. Sınıfta ki herkes çıktı. Biz de kafeteryaya inip zilin çalmasını bekledik. Zil çaldığında Berke ve Eflin de kafeteryaya geldi. Onlara bizim bugün stajımız olmadığını ve birazdan çıkacağımızı söyledik.
Üniversiteden çıktık. ''Buğra hani bana bahsettiğin bar vardıya oraya gidelim mi?'' diye sordu Elfin. ''Olur'' diye cevap verdi Buğra. '' Biz sinamaya gidicez gidin siz'' dedi Ateş. '' Bizde gidelim lütfen'' dedim. '' Olmaz ben biletleri aldım bile'' dedi Ateş.
''Ne zaman?''
'' Az önce''
Elfin ve Buğra bizim arabaya binip bara gittiler. Bizde sinemaya geldik. Flimin başlamasına on dakika kalmıştı. Biz erkenden salona girip yerimize oturduk. Beş dakika sonra salon tıka basa dolmuştu. Flimde başlamıştı zaten. 1 saat sonra çıktık flimden. Elfin mesaj atmıştı sahil kenarında bizi bekliyorlarmış. Arabaya binip sahil kenarına gittik.
Hepsini gülerken görmeyi bekliyordum ama hepsi üzgündü ve Elfin ağlıyordu. Yanlarına vardığımızda hızla Elfin'e sarıldım. ''Ne oluyor?'' diye sordu Ateş. '' Buğra şehir değiştiriyormuş bir süreliğine yokmuş'' dedi Berke. ''Ne!!'' dedim ve Etrafıma bakındım ama Buğra yoktu.
Gideceğini söyleyip gitmişmiydi bizi beklemeden hemde
Neden gidiyordu hem
yeni bölüm geldiiiiiiiii nasıl buldunuz
Buğra neden gidiyor sizce?
bölüm kısa oldu ama kusura bakmayın aklıma bir şey gelmiyor yani..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FULYA ÇİÇEĞİM
Novela Juvenil"Sana çıkma teklifi etsem kabul eder misin Fulya Çiçeğim?" "Ederim"