10. BÖLÜM: Ölüm

125 90 15
                                    

Keskin bir güneş ışığı arabanın camından içeri sızarken ön kapının açılma sesi kulaklarımla buluştu ve soğuk bir hava yüzüme çarptı.

"Kuzey uyan!" Toprak'ın sesi ve keskin soğuk gözlerimi açmama destek olurken hep aynı şekilde durmaktan ağrıyan boynumu avcumun içine aldım.

Omzumda uyuyan Ecrin de kıpırdandı ve omuzumdaki ağırlık kalktı.

"Boynumu hareket ettiremiyorum. "Diye söylenen Ecrin kafasını sol tarafa doğru çevirmeye çalışıyordu.

"Al benden de o kadar." diye yakındım.

"Ne o iyi uyuyamadınız mı?" diye sordu Toprak takılarak.

"Çok güzel uyuduk sorma." dedi Ecrin boynunu bir sağa bir sola çevirirken. Arabanın arızalı kapı tarafında oturmadığıma şükrederken kapıyı açıp dışarı çıktım. Birkaç metre ileride elindeki haritayı inceleyen Tarık dikkatimi çekerken Ecrin de arabadan indi. Ecrin ile çok iyi anlaşıyorduk kafa kızdı. Kuzey uzun bir uğraş sonucu Açelya'yı uyandırdıktan sonra herkes siyah arabanın kaportasında toplandı.

Hava güneşliydi ancak dün geceki yağmurun ve soğuğun etkisi sürüyordu. Tarık elindeki haritayı kaportaya koydu ve kaşlarını çatarak haritayı incelemeye devam etti.

"Dün gece biraz düşündüm." dedi Toprak bize bakarken. Sanki uzun zamandır dünyayı bir virüsün ele geçirmesini bekliyormuş gibi bir hali vardı.

"Başka ülkelere de geçebileceğimiz için ben Bulgaristan'a yol alalım derim. Ancak birkaç soru işareti var. Sınır ne durumdadır? Ülke ne haldedir? Benzin ne zamana kadar idare edecek bizi?Yolda bizi neler bekliyor? Birkaç haritaya daha ihtiyacımız var ayrıca." diye tek tek sıraladı Toprak. Ecrin sıkıntılı bir nefesi havaya bıraktığında içimdeki tedirginlik boyutunu artırmıştı.

"Evet, sorunlar var ancak risk almak zorundayız." Dedi Tarık güven veren bir ses tonuyla.

Ecrjn gözlerinin önüne düşen bir tutam saçı yavaşça kulağının arkasına ittikten sonra "Önümüz kış, yeterli silahımız ve yiyeceğimiz de yok. Bilemiyorum." dedi.

"Ne olursa olsun savaşmak zorundayız." diye direndi Kuzey.

"Yiyecekler iki hafta yeter yolda uğrayabildiğimiz yerlere uğrar yiyecek ararız, silahlara gelince mermilerimizi boş yere harcamayacağız bizi bir süre idare edecektir.Benzin istasyonuna uğrar benzin alırız ve bidonlara yolda bir ters durum olasılığı için benzin doldururuz" Dedi Tarık. Soru işaretleri hâlâ vardı ancak aklıma başka bir plan da gelmiyordu.

"Pekala anlaştık o zaman?" diye sordu Toprak. Herkes onaylayınca Kuzey derin bir nefes alıp "O halde yola çıkabiliriz, tek arabayla devam edeceğiz olası bir durumda birbirimizi kaybedebiliriz." diye açıklama yaptı Kuzey.

Birkaç dakika sonra geniş siyah arabanın içine kurulmuş, yola çıkmıştık. O beyaz arabayı orada bıraktığı için Tarık'ın canının yandığına emindim çünkü benim bile canım yanıyordu.

Bir süre sonra içerdeki duruma alışmıştım. Açelya ve Toprak aralarında gülüşüp duruyordu, Kuzey Bulgaristan'a gidince yapacaklarını hevesle anlatırken Ecrin sürekli araya giriyor ve müdahale ediyordu. En son konserve yiyecekler konusunda ufak(!) Bir tartışmaya girmişlerdi ve Kuzey Ecrin'e uyumasını söylemişti bunun üzerine Ecrin daha da sinirlenmişti. Tarık yola odaklanmıştı, ama arada bir Kuzey'in ve Ecrin'in tartışmalarına gülüyordu. Ben ise arada bir Ecrin'e katılıyor ve bazen de  Kuzey'i sinir edip gülüyordum. Eğlenceli araba yolculuğumuz tıkanmış otobana gelince durdu.

"Araba buradan geçmez." dedi Toprak  kaşlarını çatarak.

"Neden durduk?" diye sordu huysuz bir ses tonuyla Açelya.

KAÇIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin