BÖLÜM BİRAZ KISA OLABİLİR AMA
İŞLERİM YOĞUN OLDUĞUNDAN DOLAYI DİKKATİMİ KALEME VERECEK VAKTİM OLMADI.Kuzey_Sancakk Sana iltifaten.
Gözlerim yüzüme çarpan ışıkla yavaşça aralandı ve etrafı taradı. Gece dört kişi bu odada uyusak da şu an yalnızdım. Bir an için beni bırakıp gittiklerini düşündüm fakat saçmaladığımı fark etmek uzun sürmemişti. Tarık odaya girdi ve yatakta oturan bana baktı.
"Uyanma zamanı!" dedi gülümseyerek. Gözlerim ağrıyordu. Dinlendiğimi hissetsem de hala uyuyabilirdim. Perdeler açılmış ve güneş ışığı içeri sızmıştı.
"Gidiyormuyuz?" diye sordum. Sesim üzerimdeki yorgunluğun kırıntılarını taşıyordu.
"Evet biz birşeyler yedik sende hazırlan." gözlerim üzerini taradı. Kendi kıyafetlerini giymişti. Ayağa zar zor kalkıp sersem adımlarla odadan çıktım. Kuzey beni sırıtarak izlerken arkamdan geldi ve mutfağa girdik. Masanın üzerinde birkaç meyve ve kahvaltılık vardı.
"Mısra daha hazır değil değil mi?" diye söylene söylene mutfağa girdi Kuzey.
"Yemek de mi yiyemeyeceğim?" diye sitem ettim.
"Tamam ye de çabuk ol, Evrim nerede?" dediğinde Kuzey. Tarık "Kadınla konuşuyordu" diye cevapladı. Birkaç bir şey yedikten sonra kuruyan kıyafetlerimi geri giydim.
"Dikkatli olun" dedi Serab biz kapıdan çıkmadan önce.
"Herşey için tekrar teşekkürler" dedim gülümseyerek. Serab tebessüm etti, henüz bitmemişti. İyi insanlar hâlâ vardı.
Erimeye başlayan karların üzerinden içi nemli botlarımla yürümeye başladım. Kuzey elindeki haritaya bakarak yürüyordu.
"Ya dün ki adamlarla karşılaşırsak?" diye sordu Ecrin. Geceyi geçirdiğimiz evle aramızdaki mesafe artarken Kuzey haritadan kafasını çekmeden cevapladı.
"Geldiğimiz yeri biliyorum sorun olmayacak ayrıca çoktan öldüğümüzü düşündüklerine eminim" nasıl bu kadar kendine güvenebiliyordu?
"Gideceğimiz yer kalıcı olmayacak" dedi Tarık etrafı izlerken.
"Nasıl yani?" diye sordum. Ağaçların arasından yürümeye devam ederken Tarık "Bulgaristana gideceğiz ama önce araha ve silaha ihtiyacımız var" dedi.
Güneş kar tanelerini eritmeye devam ediyordu. Sağ taraftan gelen adım sesleri kaşlarımı çatmama neden olurken Tarık bana doğru baktı ve durduğumu görünce o da durdu.
"Biri geliyor.." diye fısıldadığımda Kuzey elindeki haritayı cebine koyup koltuk altına sıkıştırdığı uzun sopayı çıkardı. Serab'ın kocasından habersiz verdiği bıçağı Kuzey sımsıkı kavradı ve sesin geldiği yere doğru ilerledi.
Arkasından ufak adımlarla ilerlerken bir elin kolumu kavramasıyla durmak zorunda kaldım. Gözlerim bileğimi sıkan kişiye çevrildi ve virüslü adamla göz göze geldim.
Ufak bir çığlık dudaklarımdan kaçtı ve adamın üzerime gelmesiyle dengemi kaybedip sırtüstü düştüm. Hasta adam üzerime düşerken Tarık , Ecrin ve Kuzey hemen bana doğru koşmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
HorrorCanavarlar korkutucudur ama insanlar daha fazla. Bir zombi salgını başlar tabi kii bu kendi kendine olan bir şey değildir. Simyacıların ölümsüzlüğü bulma saçmalığı gibi bilim insanlarının ölüyü diriltme düşüncesidir. Evet yanlış duymadınız ölüyü d...