İyi okumalar...
Sesleniş şekilleri;
Jung Ho-Seok= Seok
Min Yongi=Min
Kim Taehyung=Tae
Jeon Jungkook=Jeon~Jungkook'dan~
Ho-seok kolumdan tutup "konuşmamız lazım" diyip Tae ve Yongi' ye baktı bizde bir şey demeyip depodan çıktık. Çıkar çıkmaz maskelerimizi ve kapüşonlarımızı çıkardık
"Ne oldu Seok hyung neyi konuşacağız" dedim "kız hakkında konuşacağız Jeon. Bak, sen hiç bir kadına zarar vermezsin şimdi ise sırf kız sen birini öldürürken gördü diye kıza işkence mi edeceksin" dedi. Birşey demedim, kahretsin ki haklıydı, Tae ve Yongi' ye bakıp konuşmasına devem etti "siz, sizde bunu biliyorsunuz neden engel olmadınız" ikisi de kafalrını eğmişlerdi ,tekrar bana döndü elini omza koyarak konuştu"Jeon sen asla masum insanlara zarar vermezsin, gidip kızı kimseye söylememesi için korkutabilirdin ki bence yeterince korktu, o kızı serbest bırak" dedi kafamı salladım "bırakacağım ama şimdi değil" "tamam ama en yakın zamanda bırakacaksın ve ona zarar vermiyeceksin" kafamı onaylarcasına salladım sonra Yongi konuştu "zaten biz kızı getirdiğimizde kolları falan yara içindeydi avuç içi de öyle" "evet Yongi haklı bir şey olmuş sanki" diye söze atladı Tae, Seok kaşlarını kaldırark"Nasıl yani?" Dedi "bizde bilmiyoruz" diyip omuz silkti Yongi. Belli ki bu konu uzayacak "her neyse gidelim hadi" diyip konuyu kapattım maske ve kapüşonlarımızı taktık Seok son olarak "kızı bırakacaksın Jeon unutma" " tamam dedim hyung bırakıcam" dedim kızı yarın bırakacaktım ama önce mafya babası hakkında bilgi toplamalıyım. Depoya doğru gidip içeri girdik kıza baktım Seok haklıydı o masumdu, ve Yongi'nin dediği gibi kollarında yaralar ve morluklar vardı, ne yaşamış olabilir ki...~Sedef'ten~
Yine depoya girdiklerinde onlara baktım son olarak içeriye patronları girdi. Girmesiyle bana baktı bende o maskenin altında ki gözlere baktım ne oldu ki dışarda ne konuştular acaba bir süre birbirimize baktık onun ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok ama ben acaba gerçekten de iyi birimi o adamın dediği gibi masum kimseye zarar vermiyor mu ama bende masumum ona hiçbir şey yapmadım evet belki görmemem gereken bir şey görmüş olabilirim ama bu bana eziyet edip zarar vereceğini anlamına gelmez ki. onunla konuşursam beni bırakır mı.
Düşüncelerimi ve göz temasımızı bozan şey maskeli Min'in konuşması oldu "hadi Jeon gelsene" diye seslenince maskeli patronun ismini de öğrenmiş oldum 'Jeon'
ama bunu duya Jeon memnun olmamış gibiydi sinirle Min'e baktı ve "sağol hyung ismimi ortaya çıkardığın için" diyip yanlarına gitti "oh üzgünüm ağzımdan kaçırdım" dedi Min. "boşver tam ismimizi bilmedikçe sorun değil biz işimize devam edelim" dedi profesörü göstererek. Profesör yarı uyanıktı bitkin bir haldeydi Jeon'un üzerine döktüğü kan yüzünden saçlarının alnına yapıştığını görebiliyordum. Jeon yeni gelen maskeli adama bir beyzbol sopası uzatarak "al hyung sen yap belki kendine gelirsin" diyip sopayı eline tutuşturdu, maskeli adam sopayı iyice kavrayıp "tabiki de" diyip sopayı havaya kaldırdı ve sert bir şekilde profesörün tam karnından vurdu profesör acıyla bağırırken bir kaç defa daha vurdu bende gözlerimi kapatmış bu acılı yakarışların dinmesini bekliyordum ağlamamaya çalışıyordum ,bir şey desem, ne kadar bağırsam da beni dinlemeyeceklerini biliyorum. Profesör ölüme daha da yaklaşırken nefes nefese kalan maskeli adam sopayı yere attı "siz bu yaralı halimle beni yordunuz. Amacınız ne? Beni öldürmeye mi çalışıyorsunuz" Maskeli ismini bilmediğim adam omuz silkti "sende hemen alıp vurdun, kabul et keyifliydi" "evet keyifliydi. Her neyse ben acıktım yemek yiyelim" üç maskeli adam da aç olduklarını belirtip kabul ettiler. Bende açtım hemde fazlasıyla iki gündür bir şey yemiyordum. Jeon, adamlarına "bu adamı kollarından asın biz gidiyoruz sizde işinizi bitirdiğinizde gidebilirsiniz" demişti. Bir kaç şey daha konuşup dördü de çıkmışlardı...Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 😊...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Doktoru
Fiksi RemajaHastaneden çıktıktan sonra gelen sesle merakına yenilip sesin olduğu tarafa doğru gitti kız, işte herşey orada başladı. Bir adamın başka bir adamı öldürdüğünü gördü o an. Korkuyla kaçarken adam kızın peşindeydi ama onu yakalayamadı. Adam pes etmedi...