HARÇANA

00.06

Selamlarr komandolarımm!! Uzuun bir aradan sonra tekrar burada olmak çok güzell♡♡ yeni bölümde bombalarla geldimm, uzun aradan sonra artık bomba gibi ilerleyeceğizz! Neyse siz
bölümü okumaya başlayın bende diğer bölümü yazmaya gidiyorumm♡♡♡

Bölüm şarkısı: No.1 & melek Mosso - Yarım kalan sigara

İyi okumalar...♡

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Deri ceketimi üzerime giyerek otelden çıktım, üzerime karabasan gibi çökmüş olan düşünceleri içime gömerek arabama bindim ve gideceğim konuma sürdüm.

Gözlerim koyulaşmıştı, kısıktı ve avlanmaya giden bir kurt kadar ürkütücüydü.

Arabayı her zamanki gibi hızlı sürmüyordum. Normal bir hızda herşeye hazırlıklı bir şekilde gidiyordum.

Gideceğim yol giderek ıssızlaşmaya, evler azalmaya başlamıştı. Gülümsedim, kendilerini zeki sanıyorlardı.

Yaklaşık 7-8 dakika sonra gideceğim konuma ulaşmıştım.
Burası bomboş hiçbir şey olmayan bir yerdi. Oyun akıllarını siktiklerim. Aptallar.

Kafamı iki yanı sallayarak arabadan indim. Bir tarafım komlpe orman iken diğer taraf bomboş bir araziydi. Ormana doğru ilerledim, etraf gecenin biri olduğu için zifiri karanlıktı ama duyularım ile hareket ediyordum. 

Temkinli ama emin adımlarla ilerleyince az ileride ki yediye yakın araçları gördüm. Hepsinin de farları yanıyordu. Beni gördükleri anda hepsi arabadan teker teker indi, hepsi başlarında ki itin adamlarıydı.

Beni gördükleri anda hepsi arabadan teker teker indi, hepsi silahlarını bana doğrultmuşlardı, "Nerde sahibiniz lan köpekler!" Dedim gür sesimle.

"Yaklaşma yoksa vururuz!" Dedi aralarından biri, bu dediğine sadece sırıttım. Gerçekten beni öldürebileceklerini mi sanıyorlardı.

"Sahibinizin bu kadar korkak olduğunu düşünmüyordum," dedim ve devam ettim, "Bende az eğleniriz sanmıştım,"

Hepsi hala aynı pozisyonda bana silah doğrultmuşlardı.

"Beni gerçekten yakalayabileceğini mi sanıyorsun soysuz köpek!" Dedim ve yumruğumu arkamda ki piçin suratına attım, it yumruğumun etkisi ile yere serilirken diğer köpekler ateş etmeye başlamışlardı.

Anında yere düşen iti yerden kaldırdım ve tek kolumu boynuna sardım ve diğer elimle de cebimde ki keskin tırtıklı çakıyı boğazına dayadım.

Salaklar ateş etmeyi bırakmıştı, ben kollarım arasında ki it ile geriye bir kaç adım atınca, "Hareket etme sakın!" Dedi itlerden birisi.

"Bırak beni orospu!" Dediğinde boğazına dayadığım çakıyı biraz daha bastırdım, inleyerek sesini kesmişti.

İtle beraber geriye doğru adımlıyordum, tabii diğer itler de adım adım takip ediyordu. Başkanlarını esir aldığım için bir şey yapamıyorlardı, tabii gecenin karanlığı da işimi kolaylaştırıyordu.