#4

52 7 6
                                    

Carlos, yeni güne gözlerini huzurla açtı. Uzun zamandır bu kadar sakin ve huzurlu bir uyku çektiğini hatırlamıyordu. Baş ucundan telefonunu kaptı ve kendine gelene kadar instagram da dolaştıktan sonra ayaklandı. Tuvalete gidip işlerini gördü ve mutfağa geçti. Mutfağa geçtiğinde annesini yakın gözlüklerini takmış masada bulmaca çözerken görünce gülümsemeden duramadı. Bayan Sainz'in bu gün tatil günüydü. Carlos da annesi için mutlu olmuştu.

Carlos masada annesinin yanına oturmadan önce yanağına kovaman bir öpücük kondurdu. "Günaydın güzel annem." Bayan Sainz, bulmacasına o kadar dalmıştı ki Carlos'un geldiğini yanağındaki öpücükle fark etmişti. Önce irkilmiş, fakat sonra gülümseyerek cevap vermişti. "Günaydın, oğlum. Kahvaltı hazırlayayım mı?" Carlos gülümseyerek yanıtladı. "Olur. Yardım edeyim beraber hazırlayalım." Böylece beraber anne-oğul kahvaltı hazırlamaya koyuldular.

Carlos ve annesi, hasret gidererekten beraber kahvaltı yaptılar. Carlos, annesiyle böyle sohbet etmeyeli uzun olmuştu. Anne-oğul birbirlerini her ne kadar çok sevseler de, Bayan Sainz iş yoğunluğundan, Carlos da dışarıda it kopukluk yapmaktan birbirlerine zaman ayıramıyorlardı. Bu sabahki kahvaltı ikisine de iyi gelmişti.

Kahvaltıları bittikten sonra Carlos bulaşıkları yıkadı. Annesi işi yüzünden zaten yeterince bulaşık yıkadığından evdeki bulaşığı da kadının üstüne yıkmak istememişti.

Carlos işi bittikten sonra odasına çekildi. Yatağına oturdu ve telefonunu kaptı. Charles'a doğru düzgün bir teşekkür etmek istiyordu. Ayrıca nedense Carlos'u adama çeken bir enerji vardı. Yıllardır tanıyormuş gibi yakınlık hissediyordu."Bir kahve ısmarlayarak teşekkür edebilirim." diye düşündü Carlos. Yeni bir sohbet açarak Charles'a mesajı attı.

Carlos: Merhaba Charles. Ben Carlos. Dün kurtardığın kovalanan çocuk

Carlos: Eğer müsaitsen sana düzgünce teşekkür etmek istiyorum.

Carlos mesajı atmasıyla camın dışından gelen bir bildirim sesi duydu. Hayretle kafasını çevirdi ama bir şey göremeyince "İyicene kafayı yedim." diye kendini şizofrenlikle suçlayarak tekrar telefonuna döndü ve Charles'dan mesaj beklemeye başladı.

------------------------------------

Charles hala dün aldığı yerinde, Carlos'un penceresinin önünde, duruyordu. Tanrı'nın verdiği görevi özenle yerine getirmek istediğinden bir an olsun bile Carlos'dan gözünü ayırmıyordu. Tabii Carlos onu göremezdi. Çünkü bu gözetleme işlemini uygularken gerçek formuna, melek formuna, bürünüyordu. Ve melek formunda iken de kendi istemediği sürece kimse onu göremezdi.

Charles, Carlos telefonunu çıkarıp birine mesaj yazarken onu dikkatlice izledi. İçinden "Umarım serseri arkadaşlarından biri değildir." diye geçirdi. O sırada üstünden bir yerden gelen yüksek bildirim sesiyle titredi. Telefonu hemen kaptı ve zor uğraşlar ile bildirim sesini kıstı. Bu insan yapımı aleti kullanmak onun için hep zor olmuştu.

Tekrar Carlos'a kafasını çevirdiğinde, onun bu tarafa baktığını gördü. Şükürler olsun ki Charles'ı göremiyordu. Yoksa olucak şeyler gerçekten çok trajikomik olurdu. Carlos tekrar önüne döndüğünde Charles da telefonu açtı. Telefonundaki tek numara Carlos olduğundan mesajın ondan geldiğini de tahmin etmek hiç zor değildi. Carlos'dan gelen mesajları okuduktan sonra bekletmeden mesaj yazdı. Her ne kadar 'bekletmeden' yazmaya çalışsa da yaşlı teyzeler gibi yavaş yazdığından uzun sürüyordu...

Charles: Selam Carlos :)

Charles: Tüm gün müsaitim. İstediğin zaman buluşabiliriz.

--------------------------------

Carlos ve Charles bir saate kadar lokal bir kafede buluşmaya sözleştiler. Carlos ayağa kalktı ve üstünü giyindi. Kafeye yolu 20 dakika kadardı. Ama erken çıkmakta fayda vardı. Geç kalmayı hiç sevmezdi.

Böylece Carlos evden çıkarak yola koyuldu. Carlos'un evden çıkmasıyla Charles'ın da Carlos'un tepesinde uçmaya başlaması bir oldu. Carlos sanki arkasında birinin varlığını hissedermiş gibi arkasına döndü. Fakat kimseyi göremeyince bu sefer de paranoyaklığını suçladı.

Tüm yol böyle geçti. Charles, Carlos'dan bir adım geride olarak tepesinde uçtu ve onu gözetledi. Yılda başına bir şey gelsin istemezdi. O zaman görevinde başarısız olurdu. Ancak Charles daha önce melek hayatında hiç başarısız olmamıştı. Görevlerini her zaman başarıyla sonlandırmıştı.

Charles gerçekten de koruyucu melek olarak görevini mükemmelce yerine getiriyordu. Tüm gizliliğini koruyarak Carlos'a sahip çıkıyordu.

Carlos, ve tabii ki tepesindeki Charles, kafeye varmıştı. Henüz buluşma saatlerine 10 dakika olduğundan sakin bir köşeye oturarak Charles'ı beklemeye başladı. Charles şüpheli durmaması için 2-3 dakika oyalandıktan sonra insan formuna büründü. Kafeye girerek Carlos'un nerede oturduğunu sanki bilmiyormuş gibi etrafına bakındı. Carlos ayağa kalkıp Charles'a el sallayınca onu yeni görmüş gibi yaparak yanına gitti.

"Hoşgeldin, Charles" diyerek sıcak bir kucaklama ile karşıladı onu Carlos.

"Merhaba" diye utangaç bir kucaklama ile cevap verdi Charles.

MeleğimWhere stories live. Discover now