"SEN SALAK MISIN" Elimi çektim. Etrafıma baktığımda gazeteciler bizi çekiyordu minhoyla hemen arabaya binip uzaklaştık.
"Sen naptığını sanıyorsun"
"O ADAMIN SANA BAKMASINA İZİN Mİ VERSEYDİM"
"VERSEYDİN" "O KADAR ŞEYE İZİN VERİN Kİ MİNHO BUNADA VERSEYDİN" "KALBİMİN DEFALARCA PARÇALANMASINA İZİN VERDİN BUNADA VERSEYDİN"
"HER SEFERİNDE BUNU BANA HATIRLATMAK ZORUNDA MISIN" "TAMAM KABUL EDİYORUM APTALIM" "ÇOK FAZLA HATA YAPTIM SANA KARŞI AMA O DUDAKLARIN HER SEFERİNDEN BENİ BİTİRİYOR" "O KADAR ÇEKİCİLER Kİ BAŞKASININ BAKMASINI İSTEMİYORUM"
"SEN NESİN BİLİYOR MUSUN MİNHO" "SEVDİĞİN KİŞİYİ PARÇALIYORSUN AMA ONDAN VAZGEÇEMİYORSUN" "AMA KARŞI TARAFI HİÇ DÜŞÜNMÜYORSUN BENCİLİN TEKİSİN SEN"
Eve gittiğimizde minho duşa girdi ben ise odada telefonuma bakıyordum.
"Çok mu ileriye gittim ona bencil diyerek" "Of jisung" "Neden o çenene hakim olamıyorsun" "Ne yapmam gerekiyor onun için"
Minho duştan çıkmıştı.
"Minho"
"Efendim"
"Yemek yapmak ister misin"
"Aç değilim"
"Hiç bir şey yemedin yalan söyleme"
Minhonun yanına gittim kolundan tutup onu mutfağa götürdüm.
"Bence bize sadece bir şarap yeter"
"Peki o zaman sende bir film seç"
Minho mutfaktan çıktı.
İki tane şarap kadehi çıkardım ve bir tane kırmızı şarap açtım kadehlere doldurdum ve minhonun yanına gittim.
"Al bakalım"
Minhoya kadehi uzattım. Minho kadehi aldı
Minhonun yanına oturdum filmi izlemeye başladık. Film üzücüydü ağlamamak istiyordum kafamda biraz güzeldi ağlamaya başladım.
"İyi misin neden ağlıyorsun"
Cevap veremiyordum.
"Tamam sakin ol bir şey mi yaptım yine"
"Canım acıyor" "Oda benim gibi hem ondan nefret ediyor hemde seviyor"
"Kimi"
"Seni" "Hem seni seviyorum hemde sende nefret ediyorum" "Ama sende vazgeçemiyorum" "Takıntı gibi bir şeysin minho" "Beni artık ağlatma olur mu"
Minho bir elini yanağıma koydu diğer elinide belime sardı. Dudaklarıma yapıştı ondan nefret ediyordum ama karşılık veriyordum onun dudakları karşısında etkisiz kalıyordum.
Ayrıldık.
"Bebek gibisin biliyor musun" "O kadar masum bakıyorsun ki"
"Beni bir daha aldatma olur mu" "Bir daha aynı şeyleri kaldıramam minho" "Senin için babamın laflarına bile katlandım" "Neden hala yaşıyorum bilmiyorum"
"Yaşamaya devam edeceksin zaten" "Kendine zarar vermene izin vermem"
"Kendinden çok emin konuşuyorsun lee minho" "Neyine güveniyorsun bu kadar"
"Dudaklarıma"
Minho tekrar dudaklarıma yapıştı bu sefer çok sert öpüyordu canım acıyordu ama hoşuma gidiyordu ondan vazgeçemiyordum.
"Yeter canım acıyor"
"Ama çok güzel dudakların var"
"Şuana kadar öptüğün dudakları puanla desem puanlıcak insansın minho"
"Evet haklısın" "Şuana kadar çok fazla öpüştüm ama seninki kadar çekici olanını görmedim"
"Kötüsün"
Ayağa kalktım.
"Nereye" "Kocan seni istiyor gitme"
"Kocam mı" "Kocam falan değilsin kendine gel"
"Ama daha yeni evlendik ya"
Odama gittim ve kapıyı kapattım yatağa atladım ve kafamı yastığa gömüp çığlık atmaya başladım mutluluktan kalbim yerinden çıkmak üzereydi
"Manyak çocuk"
Gözlerimi kapattım ve gülümsememi durdurmaya çalıştım.
-
Sabah gözlerimi açtığımda karşımda minhoyu gördüm.
"Manyak mısın sen ya" "Niye başımda duruyorsun"
"Çok güzelsin çünkü" "Uykucu hadi kalk geç kaldık şirkete"
"Off her gün gitmek zorunda mıyım"
"Evet"
"Tamam çık hazırlanıcam"
"Önümde hazırlan"
"Azgın mısın piç çık dışarı"
"Tamam ya bekliyorum"
Minho çıktı.
-
Şirkete gittiğimizde masamın üstünde bir çiçek vardı isimsizdi sadece bir not vardı.
"Yanındaki piçi bırakıp benimle çıkar mısın"
Minho notu okuyunca gözleri büyüdü.
"Kim bu piç"
"Bilmiyorum"
Notun devamında
"Bırakmama gibi bir şansın yok güzelim eğer bırakmazsan yanındaki o piçi gözümü kırpmadan öldürürüm"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
