-HAZAL!
diye bağırdı abim. Korkuyla bana bakıyordu. Anlık şaşırmayla ne olduğunu anlamadan bir asker bana silahını yöneltti. Abim hızlıca koşmaya başladı ve önüme atladı
Bir silah sesi
Bir silah sesi daha
Yere dökülen kanlar
Ve diz boyu yere serilen babam..
Korkuyla babama baktım. Abimi geri itmiş ve kendisini feda etmişti. Yere serilmiş, kanlar içinde yatıyordu.
-BABA, BABAM!!
dedim babama atılarak. Abim şok içinde bir babama birde bana bakıyordu. Gözlerinden yavaşca süzülen göz yaşları. İşte anlamıştı babasını. O gün annesinin doğumunda ölmesini ve yere yıkılıp ağlamasını. Şimdi anlıyordu işte. 'Erkekler ağlamaz' sözünün yalan olduğunu.
Babamı burdan uzaklaştırmaya çalışıyordum. Hızlıca babamın, bir elimi omzuma doladım ve babamı kaldırmaya çalışıyordum fakat gücüm yetmiyordu
-Abi!! Yardım etsene
Dedim. Abim gözleri korkuyla açılmış babama bakıyordu. Sanki elinden oyuncağı alınmış çocuklar gibiydi ama abimin ve benim farkımız şuydu bizim elimizden oyuncağımız değil babamız ve annemiz alındı...Abim hızla atılarak babamı diğer yandan tuttu ve meydanın biraz daha gerisine doğru çekildik. Abim ilk babamın nabzını ölçtü. Korkuyla bana baktı.
-N-nabzı atmıyor
Dedi kısık bir sesle. Ağlamıyordum çünkü babam ölmedi. Şehitler ölmezdi. Kollarımı babama doladım, sımsıkı sarıldım babama. Üstüme sürülen kanları gördükce boğazım kilitleniyordu. Orada öylece oturmuş babama sımsıkı sarılıyordum. Abim ise hala şok içinde babama bakıyordu. Kaldıramıyordu büyük ihtimalle, babasının ve annesinin ölümünü gördüğü için. Abim eğilerek babamın yanına oturdu ve göz yaşlarına hakim olamadı. Abımı öyle ağlarken görünce boğazımda ki acı daha şiddetlendi. Babama sarılmayı bıraktım ve abime baktım. Bir elimi sırtına dokundurup sıvazladım. Abim bir an daha çok ağlamaya başladı ve şunları söyledi
-Özür dilerim Hazal, özür dilerim herşey için, bu zamana kadar sana kötü davrandığım için
Bir anlık şaşırmayla abime baktım. O bunları söylerken yüreğim burkuldu. Hep ciddi olan abim şimdi benden ağlayarak özür diliyordu. Abimi böyle görmek yüreğimi sızlatıyordu. Abimin iyi hissetmesi için gidip sımsıkı sarıldım abime. Oda kollarını bana doladı. Başını ise omzuma koydu ve ağlamaya devam etti.
-Abi... Özür dileme!
-Ne yapayım Hazal? Bir annemi kaybettim bir de babamı ya seni de kaybedersem
Dedi başını omzumdan kaldırdı. Birbirine yapışmış göz kapaklarını aralamaya çalışırken.
-Merak etme abim, sen varsın bak bana birşey olmaz!!
Abim burnunu çekti. Mavi gözleri kıpkırmızı olmuştu. Birşey demedi, diyemedi
-Ağlama artık abi, babam ölmedi... Şehit oldu!
Dedim üstüne basarak. Abim bunu dediğimi duyunca ağlamayı bıraktı. Cebimden çıkarttığım mendili abime uzattım. Biraz kan bulaşmıştı
Babamın kanı...
Abim mendile üzgün üzgün bakarken temiz kısmıyla gözlerini sildi. Ayağa kalktı ve elini bana uzattı. Tam ayağa kalkacekken yere düştüm. Doğru ya ayağım ezilmişti. Abim mavi gözlerini korkuyla açtı ve bana baktı.
-Hazal ne oldu?!
-Ayağım ezilmiş ama birşeyim yok yürüyebilirim.
-Ne?
-Tankın önündeyken dikkat etmemişim ayağım ezilmiş o an acısını hissetmedim zaten önemli birşey değil.
Dedim abim sinirli sinirli askerlere birde bana baktı. Eğilip bana yardımcı oldu kolumu omzuna attım ve abime baktım. Abimin ağzından bir küfür savururcasına bir söz çıktı
-Bunun hesabını soracağım size!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehidimin Kızıl Bayrağı
Algemene fictieHikaye Hazal ve abisi Yusuf'un hikayesini anlatmaktadır 15 temmuz darbesinde babaları şehit olmuş iki öksüz çocuğun hikayesi Yusuf babasının intikamını almak ister bu yolda kardeşi Hazal ona yardımcı olur sᴀɴᴋɪ ᴇʟɪɴᴅᴇɴ ᴏʏᴜɴᴄᴀɢ̆ı ᴀʟıɴᴍış ʙɪʀ ᴄ̧ᴏᴄᴜ...