Seungmin'in arkadaşlarından kötü enerji almamıştım. Onlar kendi aralarında bir grup kurmuştu. Odanın kapısı hafif aralandı. Felix yavaşça içeri girdi ardından diğerleri.
"Hyung! " diyerek seungmin'e sarıldı. Yanlış hatırlamıtorsam bu kişi jeongin olmalıydı. Yavaş yavaş tipler hafızama oturuyordu.
"Öfff! Çok garip kokuyor burası! Biri cam açsın! " dedi diğerlerine göre daha kaslı olan. Bu da changbin olsa gerek.
"Bana mı emir veriyorsun changbin hyung? " dedi seungmin
"Yok yaa ben hyunjin'e demiştim. Değil mi jen? " dedi changbin.
"Evet changbin oppa. " dedi jennie.
"Ee neyin varmış? Neden kan kustun?"dedi sincapa benzeyen. Bu da jisung olmalıydı.
"Kalbim çok uzun süre yaşamayacak. Ameliyat gününe kadar burada gözlem altında tutulacak mışım. Saçma, zaten ölüyorum-"
"Sana böyle konuşma hakkını kim veriyor!? Benim arkadaş grubumda kimse kimseyi yarı yolda bırakamaz. Zamanında seni bırakmadığım gibi. " dedi Minho. Artık isimleri ve tiplerini hafızama kaydetmiştim. Şimdi onlarla arkadaş olmalıydım.
"Minho hyung haklı. Biz seni bırakmayız. Söz verdik. " dedi felix. Bende pembe dizi izler gibi koltuğa yayılmış onları izliyordum.
"Bir şey isteyeceğim. Evimden ilaçlarımı alıp gelebilir misiniz?" dedi seungmin.
"Ben gidebilirim" dedi jisung.
"Bende gidebilirim ama senin evin tenhada kalıyor tek gidemem. " dedi jeongin.
"Siz rahatınızı bozmayın ben gidip gelirim" dedim. Sonuç da benim sevgilimdi. Ayağıya kalkıp kapıya doğru yürüyecektim ki
"Beni yanlız bırakmayın" diye ağlayan sevgilimin sesini duydum.
"Biz yanındayız. " dedi Minho.
"O zaman ben gidip geleyim. " diyerek odadan çıktım. Koridorda yürüyen bir kız sürekli bana bakıyordu. Rahatsız olmuştum. Onda beni huzursuz eden bir şey vardı.
"666. oda nerede? Biliyor musunuz? " o an kafama dank etti. Seungmin 666. odada kalıyordu. Bu kız onun kaldığı odada ne yapacaktı.
"Bilmiyorum! " diyerek hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. Seungmin'in arkadaşlarına güveniyordum. En çokta Minho'ya çünkü zamanında onu kurtardığını söylemişti. Hepsine güvenmiştim. Hastaneden ayrılırken seungmin'in kaldığı odanın camına baktım. Seungmin camdan aşağıya bakıyordu. Çok uzak değildi. Gözgöze olduğumuzu fark edebiliyordum. Birden öksürmeye başladı. Ardından ağzından akan kan. Felix ve jisung onu iyice kavrayıp içeri çekmişti. Beni fark etmesinler diye hızlı adımlarla ilk gördüğüm taksiye bindim. Felix'in dediğine göre anahtar paspasın altındaymış.
30 dk sonra
Eve gelmiş hatta içeri girmiştim. 2. kata çıktım. Odasını bulup içeri girdim. Odası çok genişti. Odasında ekstra giyinme odası ve bir ebeveyn banyosu vardı. Yatağının iki kenarında komidin bulunuyordu. Makyaj masına benzer bir çalışma masası vardı. Odanın kalan tarafı kitaplıklardan oluşuyordu. Çalışma masasının yanında geniş bir raf vardı. Raf kutuyla doluydu. Her kutunun üstünde, içinde ne bulundurduğuyla ilgili bilgiler yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Born From Death
DiversosHer şey seungmin'in merdivenlerden düşmesiyle başladı. Chan bu çocuğu hayatında ilk defa tanıyordu ama seungmin onu daha önce çok görmüştü. Chan ilk gördüğünde aşık olmuş hayatını bu ölmekte olan bu çocuğa bağlamıştı. Zaman zaman gerçekler su üstüne...