Günlerden 11 ağustos'u gösteriyordu tarih. İzin almıştım. Bu gün sevgilimle vakit geçirecektim. Oda da herkes vardı. Anlaşılan changbin'in doğum günüydü. Changbin ekstra üzgündü. Seungmin' siz bir yaş daha yaşlanmıştı. Jeongin'in duyguları gelmemişti geri. Yaklaşık 3 ay geçmişti. Evden gitarımı almıştım. Onun için bir şarkı söyleyecektim.
Saçların ıslanır
Ellerin bana bağlanır
Utanır söylemez
Diz çöküp sana yalvarır
Dudakların bana nasılda yakınken öyle
Bı rüyadan biri, biri beni uyandırır
Saatler geçmiyor
Bu rüzgâr artık esmiyor
Bana senden kalan hatıralar da yetmiyor
Ellerim üşüyor
Fotoğraflar konuşmuyor
Bu zalim dünya da hiç bir şey beni ısıtmıyor
Bir sahne kurmuşum
Seul'de buluşmuşum
Seninle ağlayıp saatlerce konuşmuşum
Verdiğim sözleri,
Birer birer unutmuşum.
Üzgünüm sevgilim.
Düşlerimle savrulmuşum.
Bu dağ, bu karları; nasıl taşır anlamadım
Ben bir kez vuruldum, bir daha hiç kalkamadım.
Sevmeyi denedim. Afalladım, afalladım
Denediğim olmadı hiç kimseye inanmadım...
Ah canım sevgilim
Derin bir okyanustayım
Hiç kimse gelmiyor
Bırak beni konuşayım
En azından bu gün
Bu günde son bahardayım.
Soracak olursan
Ben şimdi uzaklardayım
Ah, canım sevgilim
Derin bir okyanustayım
Hiç kimse gelmiyor
Bırak beni konuşayım
En azından bu gün
Bu günde son bahardayım
Soracak olursan
Ben şimdi uzaklardayım
Ben sana gel dedim
İçimde kaybolan papatyalardı gözlerin
Eski bir radyodan çalan şarkıyı dinledim
Hayatı kahrolan biri, guru ayaklar altına alınmış biri gibi
Ben sana gel dedim
İçimde kaybolan papatyalardı gözlerin
Eski bir radyodan çalan şarkıyı dinledim
Hayatı kahrolan biri gururu ayaklar altına alınmış biri gibiDaha fazla devam edemeyip alnımı seungmin'imin alnına yasladım.
"Ah, canım sevgilim... Derin bir okyanustayım. Hiç kimse gelmiyor, bırak beni konuşayım. En azından bu gün. Bu gün de son bahardayım... Soracak olursan ben şimdi uzaklardayım... " şarkıyı tamamlayan ses çok özlediğim bir sesti. Sevgilimin sesiydi. Alnımı alnından ayırdım.
"Bitti bakın uyandım... " hafif öksürerek konuşmasıyla mutluluktan ağlamaya başladık. Jeongin dahildi bu ağlamaya... Eli yanağıma gitti.
"Ağlama, ağlamayın. " dedi. Kendisi bile ağlıyordu. Hepimiz sırayla sarılıp çok özlediğimiz o kokuyu içimize çektik.
"Abi... Uyandın, şükürler olsun uyandın. " diyip sıkıca sarıldı jeongin.
"Demek öğrendin. Minik meleğim benim. " abi kardeş sarılmışlardı. Jennie ve jisoo'yu da çağırdı yanına. Sevgi yumağı haline gelmişlerdi.
...
"Durumu gayet iyi. Yalnız bir kaç ilaç içip kilonu normale çevirmeliyiz. " dedi doktor.
"Şuan çok mutluyum seung." diyip mutluluk göz yaşı döküyordu jisung. Felix' de çok mutluydu. Hepimiz çok mutluyduk.
"Doğum günün kutlu olsun changbin hyung. " dedi seungmin.
Seungmin'in ağzından
Onları böyle mutlu görmek hoşuma gitmişti. Özellikle jeongin'i. Doktor gidince açık açık bu konuyu konuşmak istedim.
"Jeongin, 19 yıl geç kaldığım için özür dilerim. Biliyorum imkanı yoktu sen küçük yaşta iken kardeş olduğumuzu söylemenin. Annen en çok bunu istemişti benden. O zaman soramadım ama şimdi soruyorum. Benimle yaşamak ister misin? Aynı evde, olur mu? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Born From Death
AléatoireHer şey seungmin'in merdivenlerden düşmesiyle başladı. Chan bu çocuğu hayatında ilk defa tanıyordu ama seungmin onu daha önce çok görmüştü. Chan ilk gördüğünde aşık olmuş hayatını bu ölmekte olan bu çocuğa bağlamıştı. Zaman zaman gerçekler su üstüne...