Bölüm dört

362 40 10
                                    

Kolumdaki saatte bakıp gülerek ellerimi ensemde birleştirerek bedenimi çime bıraktım.

"Ne sırıtıyorsun sen öyle pişmiş kelle gibi?" diyen İrfan'a bir bakış attım.

"47 saat oldu."

"Neye?"

"Yıldız'ımla 47 saattir sevgiliyiz."

İrfan elleriyle yüzüne vurdu "Saatleri mi saydın boş herif?" Yüzümdeki sırıtmayla ona bakmaya devam ettim "Saydım, dakikaları da sayacaktım ama üşendim o kadarına." İsmail dediğime gülerek "Abi Allahtan üşenmişsin ya." dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Siz ne anlarsınız lan aşktan?" 

"Fenerbahçeliyiz oğlum biz en iyi biz anlarız aşktan." diyen İrfan'a bakıp kafamı salladım "Çok iyi laftı lan, susuyorum." 

İsmail'de İrfan'ı taktir ettiğinde gözlerim sahayı turladı, fakat aradığım yüzü bulamadım. Ofladığım sırada yanımıza gelen Serdar Dursun yanıma oturup "Ne oldu Merto?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım. "Yıldız'ı göremiyorum ya." dediğimde gözleri kısıldı "Az önce koridorda gördüm odasına gidiyordu sanırım." 

"Ya bu kız normalde sahaya mutlaka çıkardı bugün niye göremiyorum?"

"Utandığı için kaçıyor olabilir mi acaba abi?"

"Niye utansın lan?"

"Ulan mal herif çalıştığı kulübün futbolcusuyla sevgili oldu herhalde utanır."

Düşününce mantıklı gelen şeyle kaşlarım çatıldı uzandığım yerden doğruldum. "Ben en iyisi kendisini bir ziyaret edeyim."

"Et bakalım."

Antrenman zaten bitmişti bu yüzden rahat bir şekilde içeriye girip Yıldız'ımın odasına doğru ilerledim, odasının önüne geldiğimde kapıyı tıklattım içeriden gelen komutla beraber kapıyı açıp içeriye girdim.

Yıldız, önündeki dosyaya bakıyordu.

"Yıldız gözlüm." seslenmemle beraber kafasını kaldırıp bana baktı "Hakan?" gülerek yanına doğru ilerleyip masaya yaslandım, kollarımı göğsümde bağlarken "Nerelerdesin sen?" tedirgince etrafa baktı "Odamdayım." güldüm tekrardan önüne gelen saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdım, "Göremedim seni hiç özledim." derin bir nefes aldı gözleri parlarken.

"Ben de seni özledim."

"O yüzden mi bütün gün göstermedin kendini?"

"Hayır." diye mırıldandı bakışlarını kaçırırken, "Bir sorun mu var güzelim?" dediğimde yutkundu "Hayır ben sadece," deyip bakışlarını yüzüme çıkardı dudaklarını büzdü "Biraz utanmış olabilirim." beklediğim yanıtla güldüm.

"Neyden utanmış olabilirsin tam olarak?"

Dudağını büzüp omuz silkti "Kulübe geldiğimden beri İrfan Canların imalı bakışlarını görüp duruyorum ben de çareyi kendimi odaya kapatmakta buldum."

"Bana deseydin ya gözlerini oyardım, onlar yüzünden güzelliğimi göremedim ne zamandır."

Gülerek kafasını başka tarafa çevirdi yanına yaklaşıp kafasını karnıma doğru yaslayıp sarıldım, kolları belimi bulurken eğilip başına bir öpücük kondurdum. "Beni ne olursa olsun kendinden mahrum etme Yıldız'ım."

Gülümseyerek kafasını kaldırıp bana baktı "Ya bir gün beni görmek istemeyen sen olursan?" güldüm alayla "Böyle bir şey söz konusu dahi değil bir tanem." yüzü ciddi bir hal alırken "Hiç mi değil?" dedi "Hiç değil." dedim.

"Ya benden nefret edersen bir gün?"

"Bu sorudan sonra 'solucan olursam beni sever misin?' gelecek?" nefeslenir gibi gülüp "Belki." dediğinde güldüm saçını okşamaya başladım "Senden nefret etmem mümkün değil Yıldız gözlüm." 

"Ne yaparsam yapayım etmezsin değil mi?"

Kaşlarım çatıldı "Ne yaparsan yap etmem." eğilip saçlarına bir öpücük kondurdum "Her savaş meydanında, seni severim."

seni severdim|Mert Hakan YandaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin