"Görüşürüz Kartal, seni özlemeyeceğim ve özlettirmeyeceğim." ~ Gökhan.
Otopsi raporu için onun cesedini ortopediye gönderince Bade on dört saat geçmesine rağmen hâlâ ağlıyordu. Onu böyle gördükçe içim acıyordu.
Onun bu hâli, hem içimizi parçalamış hem de kendisini parçalamıştı. Kartal'a en bağlı olan oydu. Hatta bazı geceler kendi odası olmasına rağmen onunla aynı odada olmak için onunla kalıyordu. Kardeşine çok üzülüyordu.
İnsanın kardeşi yok olmuş, dünyadan kopmuş.
Hiç üzülmemiş olur mu?
Artun şu an yanımızda yoktu. Başka bir yerdeydi fakat nerede olduğunu bilmiyordum. Muhtemelen eğer bir iz bulabilirse bize söyleyecekti. Böyle canice, böyle vahşice, bu psikopatça şeyi kim yapabilir? Kim kıyabilirdi ona?
☆☆☆
Otopsi raporu da sonuç vermiyordu. Hangi cani, hangi katil yapmışsa kendisini çok iyi saklıyordu. Ah, daha önce hiçbir şeyde beynimi bu kadar zorlamamış ve yakmamıştım.
Kafamı dağıtmak için hastanenin bahçesine çıktım. Çok sayın(!) ağabeyim Arman'dan çaldığım sigarayı ve çakmağı çıkardım. Sigarayı iki dudağımın arasına yerleştirdim. Sonra da siyah çakmakla ucunu tutuşturdum. Ve derince içime çektim.
Her içime çekişte sorunlarım teker teker yok oluyormuş gibi hissediyordum.
Keşke her sorun sigara içerek düzelse, belki daha çok severdim evreni.
Ama hayat işte, izin vermiyor sevdiklerine.
Fakat kucak açıyor istemediklerine.
(Bade Son)
Yanımda İnci ve Şebnem'le oturmuş ağlıyordum. Onun ölümü benim için çok zordu. Duygularımla beraber gitmişti resmen. Hiçbir şey hissedemiyordum. Hatta odama gelirken kolunu kestim. Gelince çok kanamıştı. Anca fark ettim.
"Ağlama artık. Perişan oldun." Şebnem'in şevkat dolu sesleri kulağımı dolduruyordu. Sanırım o da bana üzülüyordu.
"Ağlasın, durdurmaya çalışma. Rahatlıyor. Ayrıca şimdi ağlamazsa bizden gizli ağlar." Son cümleyi fısıldayarak söylemişti resmen İnci. Kendisinin boynuna gömdüğüm başımı kaldırdım. Ve söylediği tek kelimelik cümlede haklıydı. Birer gözyaşı, birer rahatlama.
Ancak benim üzülmemin tek bir nedeni yoktu. İki nedeni vardı. Sadece o ve ben biliyorduk. Artık bu sırrı paylaşan tek ben vardım. Bir de o. Anonim diyelim...
Birden sırtımda İnci'nin şevkatli elini hissettim. Ondan bir anne sıcaklığı görmek güzel bir histi. Annem gibiydi. Saçlarımın üstünü öpüp bana sıkıca sarıldı.
"Daha iyi misin?" Başımı evet anlamında salladım. "Güzel..."
"Biraz uyumaya ne dersin," dedi Şebnem. "Ağlamaktan yorgun düşmüşsündür." Doğru söylüyordu. Ağlamaktan yorulmuştum. Konuşacak hâlde değildim. Çünkü konuşucunda daha çok hıçkırıyordum. Bu yüzden başımı sallamaya karar verip başımı aşağı yukarı salladım.
İnci ve Şebnem de odadan çıktı. Ben de yatağa kıvrıldım. Gözümü kapattım, uyumaya çalıştım. Yani, umarım uyurum...
(...)
Eee, bölüm nasıldı?
Bu arada size YouTube hesabımı vereyim: @jrzobm_karantinafan zaten bu isimde tek bir hesap var. "Jrzobm karantina fan" diye aratırsanız çıkar. Bakarsanız sevinirimmm. Herneyseee!
Karakter düşüncelerini alabilir miyiz y/n hanım? Jdjcjjsuxjd. Kartal'a umarım bağlanmamışsındır. Umarım üzmedim seni. Herneyse çok boş yaptım. İYİ AKŞAMLARRR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN YAZAR ARAŞTIRMASI || ARA VERİLDİ
Mystery / ThrillerBir kitap basılır, dünyada ünlü olur. Ancak yazarı bilinmez. Yazarın kim olduğunu bulmakla görevli on polis, içlerinden sadece iki tanesi kalana kadar araştırmanın devam edeceklerini bilmezler... Bölümler Çok Sık Atılamayabilir.