Daha önce defalarca kitap yazdım fakat bu, belki de bitirmek için hedeflediğim tek eser. Sadece eğlence için değil yılların birikmiş entrikasını yazacağım. Haydi iyi okumalar.
🖤
Genç çocuk, başına bela olmuş çocuğun yakasından tutup sürüklerken tek hissettiği öfkeydi. Yüzünde ki yaralar ve kan umurunda değildi. Yakasını tuttuğu adam ise hıncını çıkaramamıştı ama biricik örümceğini de kıramazdı.
Peter, yeterince uzaklaşınca öfkeyle kendisine sinirle karışık sevgiyle bakan çocuğa döndü. Başının belası Wade lanet olası Wilson. 20 yaşında bir üniversite öğrencisi. Kendisinin peşini bırakmayan adam.
"Beni okulda bir kere daha rezil ettin! Benim, söylediklerimi dinlemiyor musun!"
Wade, her ne kadar Peter'ı sevse de bunun altında kalamazdı.
"Eğer müdahale etmeseydim orada ölecektin! O piç'e izin veriyorsun!"
Peter'ın peşini bırakmayan acımasız zorbası Flash. Peter'a çok kötü bir lise hayatı geçirtti. Alerjisi olan bir hayvanı çantasına koydu, bilim projesini kırdı, parti de onu küçük düşürdü ve birçok kez dövdü. Askerin ve çok zengin bir adamın çocuğu olmasına rağmen sayısızca adaletsizliğe uğradı, Peter.
"Flash'la bir sorunum olmasını istemiyorum! Ayrıca, bir katil olacak varsa oda sendin! Flash'ın kolunu kırdın!"
"Evet, kolunu kırdım. Sen, beni uzaklaştırmasaydın diğerini de kıracaktım.'
"Benden uzak dur! Bu yaptığın taciz sayılır! Kimsenin korumasına ihtiyacım yok! Kendi babalarım var!"
"Oh evet, Flash, senin kaburgalarını kırdığında sırf okulun müdürünün tanıdığı olduğu için ve futbol takımının yıldız oyuncusu olduğu için herkes tarafından desteklendikten sonra yalan söylediğini düşünen ve bunun için 2 hafta odadan çıkmama yasağı veren babaların. Her sene doğum gününü unutan baban ve onun tüm sorunlarını görmezden gelip, diline dikkat etmeni söyleyen baban! Sikerler öyle babaları."
"Kapa çeneni! Onlar, benim iyiliğimi düşünüyorlar! Benim için onca tehlikeye girdiler!"
"Sence bu yeterli mi? Ne yani? Ülkeyi korumak için çalışırken sırf iki bina sana geliyor diye kurtarmaları kahramanlık mı oldu? Bunu bende yapardım ve sonra harika kıçımla poz verirdim. Kaptan Wade, iş başında."
Peter, göz devirdi ve kapının önüne doğru yürümeye başladı. İkiz kardeşi Harley, onu bekleyecekti. Wade, arkasından geliyordu.
"Örümceğim, şimdi bunları konuşmanın sırası değil. Önemli olan sen ve ben. En azından gelecek veren bir çift. Akşam, sen, ben, şu harika hamburgerleri yapan McDonald's. Nasıl fikir?"
"Hayır,"
"Ama sen, hamburger'e hayır demezsin! Peki!" Nefesinin altında mırıldandı; "Babasına benzeyen küçük göt!" Seslice konuştu: "Akşam, sen, ben, Burgerking. Nasıl fikir?"
"Hayır! Göt sensin. Beni rahat bırak!"
Happy, çoktan gelmişti. Kardeşinin yanına binince araba çalıştı. Harley, kitap okuyordu. Sarışın babasının, bitirmek için iddaya girdikleri kalın bir romandı. Peter, bazen (çoğu zaman) ikiz kardeşi ve sarışın babası arasında ilişkiyi kıskanırdı. Aynı hobilere sahip olmaları, aynı şeyleri sevmeleri, aynı kıyafetleri giymeleri, aynı rengi sevmeleri, aynı kelimeleri kullanmaları, aynı yüz ifadelerini yapmaları, aynı görünmeleri.
"Gene mi, Wade?"
"Gene! Peşimi bırakmıyor! Hayatını kurtardım ve başıma gelene bak!"
Happy, duymasın diye sessizce konuşuyordu fakat Happy'nin aklı Tony Starktan isteyeceği zamdaydı.
"Kurtuluş yokmu bu adamdan? Babama söylemelisin."
"Hayır, hayır! Daha kötü şeyler olur."
"Aslında seni koruması bi' bakıma güzel. Flash'ın gözünü korkutur."
"Fakat, okula benim, gay olduğum ile ilgili dedikodular ve Flash'ın daha fazla çığrından çıkması sonuç bulmazsa!"
"Gay değil misin?"
"Yüce Tanrım! Tabiki değilim!"
"Bana öyle görünüyorsun."
"Çeneni kapa, tamam mı? İkinci bir Steve Rogers istemiyorum. Bir tanesi yetiyor."
"Ben, tonlarca isterdim."
Elbette isterdin. Her gün o kocaman göğüslere kafamı sokacaksam bende isterdim-
Akşam, yemek harikaydı. Sarışın babası gene döktürmüştü. Harley, oturma odasında Steve ile kitap okurken Peter da evde ki tek sırdaşı Tony Stark ile video oyunu oynuyordu. Hayatında ki en yakın arkadaşı esmer babasıydı.
"Ben, yendim! Bot bile senden daha iyi oynuyor baba!"
"Tony Stark, asla yenilmez fakat bu ikinci bir Stark oluyorsa pek olacak değil."
"Babamdan mı bahsediyorsun?"
"Her üçünüzden de. Bu gece bir planının var mı? Harley'in arkadaşları ile buluşacağını duydum."
Oh, birbirlerini ayıran bir şey daha. Harley, oldukça popülerdir. Okulda baya sevilir. Flash denen oç bile onu sever. Peter ise daha çok 3 kişilik arkadaş guruplarını tercih eder. Ned, Gwen ve Michelle gibi.
"Hayır, bir planım yok. Uyumayı planlıyordum."
"Peki, iyi geceler evlat."
Peter, kalktı ve asansöre yöneldi. Binmeden önce sarışın babasını duydu; "Bir şey unutmadın mı, Peter?" Derince nefes verdi ve onun yanına gitti. Sarışın babasının yanağından öptü. Steve, sevgiyle gülümsedi. "İyi geceler, oğlum." Steve, için bu Dünya da en önemli iki şeyde Harley ve Peterdı. Tony, arka planda kaldı.
Peter, odasına girdi ve yatağına uzandı. Gözlerini kapattı ve tam uyurken telefon çınlama sesi ile gözlerini araladı. Mesaj elbette ki baş belası Wadedendi.
Baş Belası Wade: Uyudun mu.
Gözlerini devirdi, Peter.
Örümceğim: Bana mesaj atmayı kes! Seni daha kaç kere engelleyeceğim!
Baş Belası Wade: Ben, ölene kadar, örümceğim. Eee yarın ne yapıyoruz?
Peter, telefonu sessize aldı ve yan döndü. Tek istediği uyumaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası Wade
FanfictionWade, 20 yaşında bir üniversite öğrencisi. Peter ise 17 yaşında bir lise öğrencisi. Wade, Peter'a deliler gibi aşık ama Peter, çok nazlı. Kaderlerinde ne var?