Baş Belası Wade/3

124 17 57
                                    

MJ, Gwen ve Ned ile kafeterya da oturuyorduk. Ned, yemeğini yerken bazı heyecanlı sohbetler ediyordu.

"Peter, yorgun görünüyorsun ne oldu?"

Gwen, fark etmiş olmalı. Şey, tabi sizde akşam mideniz yanana kadar asit içip sonra hayatta en çok nefret ettiğiniz insanın yatağında uyanırsanız bitkin hissedersiniz. Başım hala çok ağrıyor ve Harley'i ispiyonlama şansını yakalayamadım!

"İyiyim, sanırım sana öyle gözüktü."

Yemeklerimiz bitince çöpe döktük ve oradan ayrıldık. Bahçeye gitmek istedik. Geriye gereksiz derslerimiz kalmıştı ve bir kerelik ekmek istedik. Dışarı da beklediğim kişi: Baş Belası Wade lanet olası Wilson. Orada 3 çocukla bir tür tacizde bulunuyordu sanırım?

"Joker! Hah! Gene ben, kazandım, ezikler! Donunuza kadar aldım fakat hala vazgeçmiyorsunuz. Bu parayla bir sonra ki ay kirayı ödeyebilirim." Evet, bu para tacizi.

Beni görmeden kaçmaya çalıştım. Başımı eğdim ve geçmeye çalışsam da beni yakaladı.

"Örümceğim! Ah Tanrım, sonunda! Seni kaçırdılar sandım! YouTube'a bin kere kimliğini yazdım..."

Hızla elimle ağzını kapattım.

"Kapa çeneni Wade!"

Wade, parmaklarımı yaladığında tiksinerek elimi çektim. Dudaklarını yaladı.

"Bu ahmaklar hiçbir şey anlamaz! Sonuçta sen, Tony lanet olası Stark'ın oğlusun."

"Babama öyle deme! Seni pişman ederim!"

"Yatakta mı? Hemen kelepçelerimi getireyim!"

Gwen ve Michelle çıktılar. İkisi de öfkeliydi. Kurtarıcı meleklerim. Ned ise şaşkındı. Ne zaman değil ki?

"Arkadaşımızdan uzak dur, Wade!"

"Ah! Siz kim oluyorsunuz, küçük, sidikli oyuncak bebek ve göt bıçaklayan bebek? Adlarınız neydi? Sana Elizabeth diyeceğim çünkü aşırı benziyorsun!"

Gwen, ona saldıracakken ikisini de durdurdum. O sırada Harley ve kaltak arkadaşları geldi. Bir yanında Mary Jane vardı. Okulda ki en kaltak kız diye bilinir fakat sanırım kaltaklar favori.

"Gene mi sen, Wilson? Defol buradan."
"Birileri partiye erken katılmayı tercih etmiş. İyi kardeş, Harley de buradaymış."

Hiç kimseyi dinlemeyerek bağırdım: "Tamam! Defol Wade! Seni görmek istemiyorum!"

Wade, omuzları düştü. Yavru köpeği gibi göründü. Lanet olası. Arkasını döndü ve yavaş adımlarla yürüdü gitti. Biraz üzülmüştüm fakat sonra geçti.

Akşam eve gittiğimde hiç mesaj gelmedi. Telefonu yastığımın altına tıkıştırdım fakat dayanamayarak geri aldım.

Örümceğim: Bu sabah sana bağırdığım için özür diler

Baş Belası Wade: Kusura bakma, Peter. Sana mesafe sağlamalıydım. Seni rahatsız etmeyeceğim.

Dur bi' dakika, ne?

Baş Belası WadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin