GÖKKUŞAĞININ ACILARI 5. BÖLÜM

6 2 0
                                    

5. Bölüm

"Bir kere de söz dinle be kızım."
Evet, tam olarak bu sesi duymuştum. Ancak gıcıklığına arkamı bile dönmeden kapıya doğru ilerlemiştim.

"Hayal! Ilgaz haklı tek başına gidemezsin."

"Hayal!"
Arkadan Demir ve Sıla'nın bağırışları geliyordu. Ancak ben umursamadan kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giymek için eğildim. Tam o esnada belimde bir el hissettim. En son HAVADAYDIM. Bir anda kendimi evin içinde bulmuştum.

"Azcık söz dinlesen bunu yapmak zorunda kalmayacaktım."

"..."

"Hayal! İyi misin?"

"UÇURDUN LAN BENİ NASIL İYİ OLABİLİRİM?"

"Sende söz dinleseydin."

"Bir dakika. Ilgaz sen naptın lan?"

"Hayal'i tek elimle aldım ve içeriye koydu-"

"BEN SANA KOYUCAM ŞİMDİ."

"Hım hımm."

"Yürü Allah'ın belası yürü tamam."

"Bayanlar önden." dedi tek elini kapının  dışına doğru uzatarak.

"o bayan seni"

"Aa Hayalim ayıp oluyor ama."

Hay Allah benim de belamı versin
Ben dışımdan mı söyledim onu. Tüh!

Kapıya çıktım ve ayakkabılarımı giymeye başladım.

"Bak iki dakika içeriden ayakkabılarımı alıp geliyorum. Sakın kaçma."

"He birde tasma bağla."

"Mantıklıda. Boşver, aklıma başka şeyler geliyor."

"Ilgaz o sapık düşüncelerini kafandan at."

Dudağının tek kenarı yukarı doğru kıvrıldı.

"O sapık gülümsemenide. Şuan aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyorum."

"Tahmin ettiğinden çok daha fazla"

"Git al şu ayakkabılarını. Kapanacak birazdan."

Ilgaz içeriden ayakkabılarını alırken kaçsam mı diye düşünsem de kaçmadım.

"Aferin kaçmamışsın"

"Giy şu ayakkabılarını."

"Ya niye bu kadar sinirlendinn?"

"..."

"Ya küsme bana"

"..."

"Bak yemin ediyorum bana küsemeyene kadar öperim."

"Sen kim oluyorsun da beni öpüyorsun?"

"Sadece arkadaşız Hayal"

"Açıkçası ben hiçbir arkadaşın böyle yaptığını bilmiyorum."

"Ne yaptım ki?"

"Ilgaz!"

"Tamam sustum."

Arka sokağa gidene kadar birbirimizle hiç konuşmadık. Sadece
"dikkat et, araba geliyor, yavaş" gibi sözler duymuştum ağzından ama hiç umursamayıp dediklerini yapmıştım. Tam  dükkana gelmiştik ki kırtasiyeye benzeyen dükkanın yanındaki bebek eşyaları satan dükkan dikkatimi çekti. Dışarısı ne kadar karanlık olsa da içerisi ledler ile süslendiği için içerisi net bir şekilde gözüküyordu. Cama bir  kaç tane bebek zıbını asılmıştı. Evet,çocukları ve bebekleri çok seviyordum. Çünkü çocukluğumu bana yaşatmamışlardı. Hatta her gün ilerde ki çocuğuma kendi yaşadıklarımı yaşatmayacağıma yemin ederek uyuyordum.

Tam dalmıştım  ki kulağıma tanıdık bir  ses gelmesiyle irkildim.

Hay yine mi bu?

"Hayal?" dedi sorgulayıcı bir sesle.

"Ha, dalmışım. İçeri girelim."

"Bebek eşyaları satan dükkana mı daldın?"

"Bebekleri seviyorum." ardından ekledim.  "Bebeklerle ilgili herşeyi de"

"Ama bu şekilde oraya bakarsan dükkan kapanacak."

"Doğru. Gel girelim."

İçeri adımımı attım. İçerisi tam bir kırtasiyeyi andırıyordu. Ancak içeride okul ile alakalı hiçbir şey yoktu. Eğlenceli malzemeler, şaka malzemeleri ve kuru oyunları. İçerisi tamamen bunlar ile kaplıydı.

"Hoş geldiniz." güler yüzlü ve sıska bir kadın bizi karşıladı.

"Hoş bulduk ablam."

"Ne arıyordunuz?"

"Hayal?" dedi bana doğru dönerek.

"Hım?"

"Kutu oyunu değil mi?"

"Hım hım."

"Ne hımmış be?"
Daha sonra ablaya dönerek,

"Abla kutu oyunları nerede?"

"Sağ tarafta."

"Sağolun, gel Hayal."

Arkasını dönüp yürümeye başladığında, gözlerim eline kaydı. Dört parmağı avuç içine doğru açılıp kapanıyordu. Bunu gelmem için yapıyorudu. İlk tanıştığımız zamanlardan beri bunu yapardı. Ben gıcığına peşinden gitmezdim, o ise beni eliyle çağırırdı. Uzun zamandır görüşmediğimiz için bunu bıraktığını sanmıştım. Ama yanılmıştım, tüm huyları değişmişti. Ancak bu huyu hiç değişmemişti.

"Hayal?" arkasını bile dönmemiş, gelememi bekliyordu.

"Ne var?"

"Güzelliğin var."

Hay siktiğimin belası!

"İçinden bana sövüyorsun değil mi?"

Yok artık!

"Şimdi de 'bu çocuk aklımı mı okuyor' diyerek yuhluyorsun."

Hay şerefsiz

"Aa yeter daha küfretme."

"Oğlum sen benim aklımı mı okudun?"

"İnsan sevdiğinin kalbini bile okuyabilir."

Dağ ayısı

"GENÇLER BİRAZ HIZLI OLUN KAPATACAĞIZ BİRAZDAN!" içeriden gelen kadının bağırmasıyla hemen Ilgaz'ın yanına gittim.

"Noldu? Birşey korkusuyla mı geldin."

Hiç tepki vernedim ve önümde duran oyunlara bakmaya başladım.

"Bunu alalım mı?"

"Bu nasıl Hayal?"

"Pişt kızz."

"Bunu da mı alsak?"

"Hayal, bak ne buldum!"

"Al bakalım şunu da."

Sonunda dükkandan çıkabilmiştik. Ilgaz'da iki bende ise bir tane poşet vardı. Yaklaşık beşe  yakın oyun almıştık. Allah için bir gece de bunlarla nasıl oynayacağız?

Gece vaktinde bir yere giderken çok korkardım. Ancak şuan yanımda boksör Ilgaz Demirer vardı

BOKSÖR ILGAZ DEMİRER.

GÖKKUŞAĞININ ACILARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin