Hatırladım Sevgilim #16

11 2 16
                                    

Saçını başını düzelttikten sonra kapıya yöneldi Aeri.Kapıyı açtığında karşısında Hyungseo'yu bulmayı beklemiyordu elbette.

Bu saatte ne diye gelmişti ve neden üstü başı dağınıktı mesela?

Niçin nefes nefese kalmıştı? Acelesi neydi sonuçta?

Zihnindeki karışıklığı açığa vuran bir şekilde Hyungseo'ya bakıyordu.

Yaklaşık bir dakika süren bakışmalarını bozan şey ise, sokağa inen merdivenlerden gelen kaba ve kalın erkek sesiydi. O sesin duyulmasıyla Hyungseo'nun içeri girmesi ve kapıyı kapatması bir olmuştu. Hızla evin ışıklarını kapatmaya başladı ve son olarak mutfaktan küçük bir mum alıp çıktı.

"Ne yapıyor-"

"Şşş, sessiz ol ve yanıma otur."

"Neden fısıldıyorsun be manyak!"

"Sence konumuz bu mu şuan?"

"Konumuz mu vardı?"

Hyungseo, bıkkınlıkla nefes verdi ve şakaklarını ovuşturmaya başladı. Aeri ise neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor fakat sormaya çekiniyordu.

"Bizim kafe var ya..."

"Evet?"

"Kafenin eski işletmecisi var ya..."

"Evet var."

"O gelip biraz boş yaptı işte. Ne bileyim, dükkanı bana devretmezsen burayı başına yıkarım temalı ve oldukça nazik (!) bir konuşma yaptı. Ben de dedim ki 'sana protez tırnağımın oje kırıntısını dahi vermem' dedim. O da birazcık sinirlendi sanırım."

"Senin tırnakların protez değil ki kanka."

"Buna mı takıldın cidden! Aeri diyorum, adam diyorum, kafeme geldi diyorum, tehdit etti diyorum ve sen de diyorsun ki 'tırnağın protez değil ki'."

"E, değil çünkü."

"Ayhh, yemin ediyorum şurada bayılacağım bak."

İkisi de fısıldaşarak konuşurken kapının ısrarla çalması, ürkmelerine yetmişti. Kapıya bakmak için ayağa kalkan Aeri'yi tutup geri oturtmuştu Hyungseo. Bu işlere nereden bulaştığını sorguluyordu bir yandan.

Dışarıdaki adamın sesi, evin içindeki sessizliği bozmaya yetiyordu. İki genç kız ise koridorun ortasında, yeni yeni erimeye başlamış mumun başında oturuyordu. Ses çıkarmazlarsa adamın gideceğini düşünüyorlardı.

Öyle olmadı.

Bir, iki, üç...
Dakikalar dakikaları kovaladı, güneşin ilk ışıkları görünmeye başladı fakat adam hâlâ kapının önündeydi. Bu kadar ısrarcı olmasına sebep olan şeyin ne olduğunu iki kız da bilmiyordu.

Sonunda dışarıdan gelen seslerin kesildiğini farkettiler. Hyungseo, yorgun olduğu için Aeri'nin omzuna başını yaslamış ve uyuyakalmıştı.

Aeri, Hyungseo'yu dürterek uyanmasını sağladı ve kapının dürbününden dışarıya baktı. O adam görünürde yoktu fakat kapının önünde Cheonsa vardı.

Bir saniye, ne alaka?

Kapı kilidini iki kez çevirip açtı ve Cheonsa'yı içeriye çekti. Neden evine gelmişti ki sanki?

"Ne işin var burada?"

"Sana da günaydın Aeri!"

"Ne işin var burada demiştim."

"Güzel yüzünü göreyim de günüm aydınlansın demiştim ama kapındaki adamı kovmakla uğraştığım için birazcık geç kaldım sanırım."

"Okula gitmiyor musun sen?"

"Gidiyorum tabii ki."

"Yürü git, okuluna geç kalma o zaman."

"Ya aşkım ne alaka ama şimdi..."

Cheonsa'nın dediğini farketmesiyle ikisi de susmuştu. Cheonsa utanmış, Aeri ise göz devirmekle yetinmişti. Onu zaten yıllarca sevmişti ve hâlen seviyordu fakat yaptığı şeylerden sonra Cheonsa'ya kör kütük güvenmesi beklenebilir miydi sonuçta?

"Vay, yenge nabersin ya?"

"Aeri bu kim?"

"Okuldan arkadaşım, Hyungseo. O seni tanıyor zaten."

"Ben gidiyim de evden çantamı alayım. Oradan fakülteye geçerim. Kafeteryada buluşuruz Aeri'm. Hadi bay, muck."

Hyungseo alelacele evden çıktığında iki kız da baş başa kalmıştı.

"Bence konuşmamız gereken konular var."

"Evlenmemiz gereken konular var," diye mırıldandı Aeri ve derince iç geçirdi. Söylediği şeyin duyulmamış olduğunu umuyordu.

"Konuşalım. Ama önce kahvaltı hazırlamam lazı-"

Aeri'nin sözü ve nefesi, dudaklarına kapanan Cheonsa yüzünden kesildi. Kalbi çok hızlı atıyor, şaşırdığı için karşılık da veremiyordu.

Buna öpüşmek denir miydi, bilinmez. Yalnızca dudaklarını değdiriyordu Cheonsa. Gözlerini kapatmıştı, yüzünde ise yıllar sonra huzur bulmuş bir ifade vardı.

Birbirlerinin dudaklarında hasret gidermişlerdi. Uzun zamandır sakladıkları duyguları dışa vurabilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı.

___________________________________________

yaşasın iyilik NİHAHAHAHAHHAH

Şaka maka, bunlar bir araya gelsin diye iki üç tane taslak hazırlamıştım.

İki bölüm daha var çünkü tek sayıda bitirmeyi sevmem.

Canım sıkılıyorr

Not: yayınlamayı unutmuşum bir gün olmuş hatta

Hatırla Sevgilim | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin