Ekim ayına rağmen Ağustos ayıymış gibi sıcak olan göğün altında yürürken ne kadar da berbat bir ruh haline sahip olduğum yeni kestiğim kaküllerimden belli oluyordu.Bilinçsizve tek başıma kestiğim için yamuk olmuşlardı ama neyse ki Verity onları beni azarlayarak düzeltmişti.Her kızın ömründe bir kaç kez korkunç kakülleri olmuştur,öyle değil mi? Neyse ki benimkiler bana yakışmıştı.Aksi taktirde ne kadar komik görüneceğimi düşünmek bile istemiyordum.
Kampüsteki Starbucks'a yaklaşırken Verity ile aramızda yürüyen Josh'ın ağzından çıkan şeyler ile az kalsın yürümeyi unutacaktım.
" Profesör terapiye başlamış.Acaba adamın ne derdi var ? Koskoca adamın kafasını kim bozdu Tanrı bilir. "
Ne terapisi? Verity ile birbirimize bir süre sessizce baktık.Sipariş vermek için sıraya girerken Verity kaşlarını kaldırarak mırıldandı.
" Sen nereden biliyorsun? "
" Ah,geçen gün annemi terapiye ben bıraktım.Şu an orta yaş krizi ile mücadele ediyor da.Her neyse,koridorda Profesör'ü gördüm.Herif o kadar düşünceli gözüküyordu ki,beni fark etmedi bile.Doktor odasına girince anladım ki -- "
Şu anda etrafıma buram buram karamsarlık yaydığımdan çok emindim.Sorun yok dedim kendi kendime.Bunu yaptığına değecek.Sipariş sırası bize geldiğinde Verity gülümseyerek öne doğru bir adım attı ve hepimiz adına sipariş vermeye başladı.O sırada kapıdan içeri giren tanıdık sima ile dikkatim dağıldı.
Zayn.
Gözlerimiz bir kaç saniyeliğine buluştu fakat o hızlıca başka tarafa baktı.Etrafta gerginlik kıvırcımları yayarak yürüdü.Josh'da onu fark etmiş olmalı ki sırıtarak el salladı.
" Merhaba Profesör! Bugün nasılsınız? "
Yanılmıyorsam Zayn'in gözleri bir tiksinti belirtisi ile seğirir gibi oldu.Josh'ı baştan aşağı süzerken kahve almak için biraz uzağımızda durdu.Bu sabah gri bir pantolon ve beyaz gömlek giyiyordu,kıyafetleri çok özenliydi ama yüzü iyi bir uyku çekememiş gibi yorgun görünüyordu.
" Teşekkürler,Smith.Sen nasılsın? "
" Harika,geçen hafta için kusura bakmayın.Ben biraz haddimi aştım sanırım.Kızmakta çok haklıydınız. "
Dudakları ve çenesi sıkı bir vaziyette iç çekti.
" Bir daha olmasın,genç adam."
" Kesinlikle olmayacak.İyi günler,Profesör. "
Josh ona kocaman sırıttı ama Zayn delici bakışlarla ona dik dik baktı.Gözü yeniden seğirmeden önce bana bir bakış attı.Pislik.Kahvemi alıp topuklarımın üzerinde döndüm ve kasten Josh'ın elini tutarak dışarı çıktım.
&&
Ofisime bir şimşek gibi hırsla daldım.Kapı bir gümbürtü ile çarptı ve elimdeki americano'yu masaya sertçe koyduğum için kahve lekeleri etrafa sıçradı.Karton bardağın üzeri parmak izlerim ile doluydu.Haddinden fazla sıktığım elim uyuştuğu için parmaklarımı açıp kapattım.Boynumda bir damar patlayacak gibi atıyordu ve kravatım beni sıkmaya başladı.En son bu denli sinirlendiğimde sanırım sınav haftalarımın berbat geçtiği yıllardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
L O L I T A ( +18 )
Fanfic" Sen sadece şanssızlıkları üzerine çekiyorsun, Bayan Lombardi, bense günahların mıknatısıyım. "