Alara;
Zamanın aslında sadece insanlara işleyen bir kavram olduğunu biliyor muydunuz? Zaman, aslında bizim ona nasıl baktığımızla bağlı olarak ya düşmandır ya da bir dost... Ben hiç zamanı kullanmayı bilemedim, şimdi ise o beni kullanıyordu. Bu yüzden kendimi hep bir korkak gibi hissediyordum içten içe, kendi zamanımı yaratamadığım ve o zamanın aleyhime işlemesine izin veremedim. Yeniliklerden, temiz bir sayfadan korktum. Her konuda cesur ve kararlı olan ben, akrep ve yelkovanın sayıların etrafında dönmesinden korkuyordum. Ama bir yandan da istiyordum, bu korkumu yenecek ve hatta bana unutturacak bir anı...
"Klübümde ne işin var, Alara?"
Eray ve Gizem'in tartışırken çıkarttıkları sesler, bağırışlar kulağıma sadece bir uğultu gibi geliyordu. Şu an tek duyduğum şey Savaş'ın erkeksi sesi ve odunsu kokusuydu.
Arkamı dönüp gözlerimi gözlerine çevirdim.
Karşımda gece yukarı baktığım zaman gördüğüm gökyüzüden farksız, karanlık gözlere sahip o adam duruyordu. Gözleri bir sır kutusu gibiydi, sanki o karanlık da bunu kamufle ediyordu...
Üzerindeki ilk dört düğmesi açık, gözleriyle uyum sağlayan gömleği vardı.
Gömleğin açık yakasında kendini saklamayan, ensesinden köprücük kemiklerine kadar dolanan bir dövme görünüyordu.
Dövmenin ne olduğunu tam olarak çözemedim ama inceleyip de meraklısıymışım gibi görünmemek için gözlerimi ordan ayırıp Savaş'ın gözlerine çevirerek konuya odaklandım.
"Diğer müşterilerine de bunu soruyor musun?"
Gamzelerini belirginleştiren o çarpıcı gülümsemeyi edindi.
"Kendini müşteriyle bir tutma, güzelliğine hakaret ediyorsun."
"Gizem'i yalnız bırakmamak için geldim. Ayrıca, neden sana bunun hesabını veriyorum?"
"Neden veriyorsun, bana ne bundan?"
Gerizekalı herif, az önce kendin sordun!
Bu herife katlanmak yerine annem ve camgöz Mahir ile bir gün geçirmeyi tercih ederdim!
Gözlerimi Eray ve Gizem'e çevirdim. Zavallı Eray, sadece bir gece klübünde oturduğu için Gizem'e iki saattir kendini izah etmeye çalışıyordu.
Onların yanına gittiğimi bile fark etmeyecek kadar hararetli tartışıyorlardı.
"...Güzelim arkadaşım için geldim buraya, başka bir sebebi yok anla artık!"
"Kim o arkadaşın ya, kim? Yanımdan kalkıp buraya gelecek kadar önemli kim olabilir ya?!"
Eray gözlerini locaya çevirdiğinde bende istemsizce onunla birlikte Savaş'ın olduğu yere baktım.
Savaş, oturduğu locada elindeki viski kadehini bize doğru kaldırarak gülümsedi.
Gözlerimi, devirerek Gizeme çevirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Vites
AçãoBu hikaye; hani şu kitaplarda olan özendiğimiz, "keşke karşıma böyle biri çıksa da aşık olsam" dediğimiz o karşılıklı aşk hikayelerinden değil. Bu hikaye tam olarak tek bir tarafın karşı tarafı, uğruna her türlü fedakarlık yapmayı ve ona sahip olmak...