3. BÖLÜM SORUNSUZ BİR GÜN

105 11 0
                                    

HER ZAMANKİ GİBİ ÇOK TATLILAR BU BÖLÜMDE DE. KEYİFLİ BİR BÖLÜM İYİ OKUMALAR!!!

...

Ergin ve serrayı yolcu ettikten sonra çağrıyla salonda oturuyorduk. O puflarda ben ise deri koltukta uzanmıştım. Oflaya puflaya zaman öldürmeye çalışıyordum. Çağrı ise bilgisayarda bir şeyler yapıyordu.

"Dikkatimi dağıtıyorsun rahat dur."

"Ama cidden sıkıldım. Kaç saattir telefona bakıyorum ondan bile sıkıldım."

"Ne yapmamızı bekliyorsun?"

Yerimden kalkıp onun yanındaki pufa oturdum. "Bana oyun öğretsene seni bi güzel yeniyim." Yandan bir sırıtışla beni hiç takmadan bilgisayarına bakmaya devam etti.

"Hadi ama ya cidden çok sıkıldım yapacak hiç bir şey yok bari birlikte eğlenelim."

Kafasını iki yana sallayıp " İşim var." Dedi.

"İyi öyle olsun" diyerek yanından kalktım. Mutfağa doğru ilerledim. Buz dolabını açıp içinden soğuk bir şey var mı diye bakındım. En sonunda bulamayınca umudumu diğer dolaplarda aramaya başladım. İlk dolapta baklagiller diziliydi. Diğer küçük küçük dolaplarda meyvelerle doluydu.

Tek bakmadığım yer kalmıştı koskoca mutfakta orasıda kocaman dolaptı ve hemen kapının yanındaydı.

Kapağı açar açmaz gözlerim büyüdü. Birsürü ıçki vardı. Ve hepside benim içtiğim dandik içkilerden değildi. Halamlar burada olsalardı kalp krizi geçirirlerdi heralde.

Elime ilk geleni aldım. Üstünde bilmem ne cin yazıyordu. Diğer elimede bişe bişe votka yazanı aldım. O kadar saçma isimlerdi ki boşa ağzımı yormak istemedim. 2 tane tekila bardağınıda ağzımda tutup çağrının yanına koşarak gittim.

"BAĞ NĞ BULDUĞÖM"

Önüme geçmemle birden ayağa fırladı. Bilgisayarı kenara bırakıp elimden 2 şişeyide aldı. Ben ağzımda 2 bardakla kaldığımda neredeyse ağlayacaktım.

"Bunlar çok pahalı ayrıca yaşın tutmuyor."

"Yaşım tutuyo içicem ben."

"Abine söylerim."

"Çağrı neden böyle yapıyorsun valla sadece tadına bakıcam. Sen içme sarhoş olursan uyuya kalırsın ama bari ben içim."

"Bir kere sevgili ev arkadaşım çağrı değil çağrı abi ayrıca hala küçüksün. O yüzden olmaz."

"Lütfen diyorum. Yalvarıyorum ne istersen yaparım lütfen izin ver tadına bari bakim hem sıkıldım da zaman geçer."

"Sen cidden buraya yardıma falan değil işlerimi zorlaştırmaya gelmişsin. İlk günden rahat durmuyorsun dua edelimde abin bir an önce gelsin."

"Bu tamam demek miydi?"

Kafasını iki yana sallayıp armuta oturdu. Diğer armutuda karşısına çekip oturmamı işaret etti.

Sevinçle gülümseyip gösterdiği yere oturdum.

Şişeleri ve bardakları yere koyup bardağın yarısına cin koydu. Daha sonra bana uzattı.

"Bak sakın bir anda dikme. İlk önce bir yudum alıp ağzında çalkala sonra da eğer baş dönmen olmazsa dikebilirsin."

Kafamı sabırsız ve heyecanla salladım. Elinden hızlıca bardağı alıp dediğini yaptım. Ağzım feci yanıyordu.

"Ee bir şey hissettirdi mi?"

Şöyle bi durdum. Ağzım yanıyor hafifte boğazım ama baş dönmesi yok.

UYUMAK YOK (abimin arkadaşı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin