BÖLÜM 5

52 4 0
                                    

"Yeniden tanışalım mı? "

Daha doğru düzgün özür dilememişken pişkin pişkin sırıtıp elini uzatıyordu bir de!

Çetin'i arkamda bırakıp masaya döndüm. Beni ilk gören Eda oldu.

"Melek, Pelin'in galadaki elbisesine bayıldım. Artık her tasarımcı basma kalıp modellerle karşımıza çıkıyor. Senin daha farklı düşündüğün açıkça ortada. Hiç kendi işini yapmayı düşünmedin mi?"

Bu konulardan konuşulması işime gelirdi, çünkü Çetin ile alakalı daha fazla düşünmek istemiyordum.

"Çok sağol Eda. Inan ki böyle tepkiler almak beni çok mutlu etti. Elbette bir gün kendi işimi yapmak istiyorum ama henüz erken. Öğrenmem, deneyimlemem gereken çok fazla şey var. Kendimden az çok emin olmadan böyle bir şeye atılmak büyük bir risk. O yüzden beklemedeyim diyelim." dedim. Bu arada Çetin hala dönmemişti.

"Umarım o gün çabuk gelir. İlk müşterilerin şimdiden hazır bile." dedi gülerek.

"O zaman elimi çabuk tutmalıyım. Keşke bütün müşterilerim sizin gibi olsa." diye karşılık verdim. Pelin ve Eda'nın gösterdikleri samimiyet uzun zamandır karşılaşmadığım kadar gerçekti ve bu bana tatlı bir huzur veriyordu.

Tüm gerginliğim sona ermişti ve her şeyi unutmuştum ki, Çetin yanında bir kızla geldi. Pardon, taş gibi bir kızla geldi. Beynimdeki çarklar anında çalışmaya başlamıştı. Kaşla göz arasında bozulan keyfini düzeltmek için bu kızı mı ayartmıştı? Ne bekliyordum ki? Ya da neden şaşırıyordum? Ne yaparsa yapsındı. Zaten benden uzak olmasını istiyordum, o da bana yardımcı oluyordu. Teşekkür etmem gerekirdi.

Masadaki meraklı gözler kızı süzüyordu. Doğan'ın bakışları ise süzmenin çok ilerisine geçmişti bile. İstemsiz gülümsedim.

"Arkadaşlar tanıştırayım, Özge." dedi Çetin ve herkes sırasıyla kendini tanıttı.

"Özge'yle geçtiğimiz yaz Bodrum'da tanıştık. Burada karşılaşmamız gerçekten güzel oldu."

"Yoksa beni arayıp soracağın yoktu hayırsız şey!" dedi Özge dudaklarını büzerek ve Çetin'in omzuna hafifçe vurdu. Hayırsız şey?

Murat ile Doğan sohbetlerine dönmüşken Pelin, Eda ve ben sessizdik. Merakıma engel olamamıştım. Elime telefonumu alıp mail kutumu kontrol ediyor gibi yapıp Çetin ile Özge'yi dinliyordum ve ara ara göz ucuyla izliyordum.

"Çok yoğunum, o yüzden sıra gelmedi bir türlü." dedi Çetin.

"Öyleyse bu başlangıç olsun, bundan sonra rahat bırakmam seni." Özge bunları söylerken kolunu Çetin'in omzuna atmıştı ve cümlesinin sonuna doğru sesi fısıltıya dönmüştü. Çetin bakışlarını başka yöne çevirmişti ama aklından geçenleri tahmin edemiyordum.

"Özge, bak arkadaşların gelmiş. Sen istersen daha fazla bekletme onları. " dedi Çetin.

"Evet, gelmişler... İyi bari ben kalkayım. Kendine iyi bak, unutma görüşeceğiz" dedi Özge ve göz kırpıp yanımızdan uzaklaştı.

Kızın ne kadar basit olduğunu düşünürken gözlerimi devirdim, ardından Çetin'in bakışları ile karşılaştım. Sırıtıyordu. Bu bakışlara daha fazla maruz kalmamak için Pelin'e döndüm.

"Dedikodu yapmayı hiç sevmiyorum ama buna mecburum."dedi Pelin sessizce . "Bu ne ya?! Dakika bir, gol bir. Salak kız. Çetin gibi bir adamı baştan kaybetti."

"Kız hakkında aynı şeyleri düşünüyorum ama Çetin gibi bir adam derken?" dedim.

Sesimdeki imayı anlamıştı Pelin "Tanışmanız hoş olmadı ama Çetin'i tanıdıkça sen de ne kadar düzgün biri olduğunu kabul edeceksin."

HERŞEY YOLUNDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin