10

8 1 0
                                    

İki kadın çıplak bedenleri ve ıslak saçlarıyla duşakabinin içinde, yerde oturuyordu.

Zuzu bacaklarını açıp sırtını duvara yaslamıştı. Alya ise sırtını Zuzu'ya yaslamış bacaklarını kendine çekip kollarıyla sarmıştı. Zuzu'nun çenesi Alya'nın omzunda elleri ise saçlarındaydı.

Alya başını geriye doğru, Zuzu'nun omzuna yatırdı. Zuzu, Alya'nın boynu ve kulağı arasına bir öpücük kondurup konuştu.

-Özür dilerim.

Alya başını kaldırdı.

-Dileme! İkimizde patladık. Sabır ve öfke savaşır, genelde öfke kazanır.

-Ne yaşadığını bilmeden bir anda değiştiğini görmek çok sinir bozucuydu. Bir sorun yaşadığını bilip ne olduğundan bihaber olmak... Sabırla bekleyemediğim için özür dilerim. Dilemeliyim.


Zuzu Alya'nın yanaklarını iki eli arasında tutuyor ve okşuyordu.

-Bende özür dilerim o halde. Seni obje gibi korumak değildi niyetim. İradeni yok saymak istemedim. Tehdidi küçümsediğim için gafil avlandım. Düşmanımı iyi tanımadan bir kez daha...

Zuzu parmakları ile Alya'nın dudaklarını tuttu. Dingin bir sesle konuşuyorlardı artık.

-Biliyorum. Söz veriyorum küçümsemeyeceğim. Ama her şey birlikte, iyi de kötü de. O yüzden sende benden bir daha asla hiçbir şeyi saklama.

Zuzu Alya'nın başını kendine doğru çevirdi, bir kez daha öptü. Bir, iki, üç, küçük öpücükler büyümeye başladı. Alya da Zuzu da bu öpücüğü istiyordu.

Zuzu bedenini Alya'ya doğru çevirmişti. Alya da Zuzu'nun bacakları arasında dönüp dizlerinin üzerinde durdu. Zuzu'yla karşı karşıyaydı artık. Zuzu'nun boynunu iki eliyle kavradı. Öpüşmek ilaç gibi geliyordu ikisine de. Bedenleri daha fazlasını isterken Alya direnmezdi. Hiçbir zaman direnmemişti zaten.

Acıyı unutuverdiler bir anda, birbirlerine temas eden tenleri onları kendi ütopyalarına götürmüştü yine.

Yalnızca ikisinin olduğu, kısacık bir sonsuzluğa.

YANLIŞ TERCİHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin