13

8 1 0
                                    

Alya telefonu kulağından çekmeden Teo kapatmıştı bile, başını direksiyona öyle hızlı indirdi ki bir an korna çaldı. Hemen irkilerek kaldırdı başını, dirseklerini direksiyona dayadı. Elleri ile yüzünü kapattı, parmak uçlarını şakaklarından beyninin içine sokmak istiyor gibi bastırıyordu.

Kendini köşeye sıkışmış hissediyordu. Aldığı her nefes, göğüs kafesini sıkıyor kendini boğuyordu.

Lisede öfke kontol sorunu yaşadığı zamanları hatırladı. Tıpkı o zamanlar olduğu gibi birilerini ya da bir şeyleri yumruklasa geçecekti sanki kendini boğan bu duygu. Ama bunun saçmalık olduğunu biliyordu.

Zuzu'ya sarılmak istedi sıkıca sarılıp o andan kopmak ve kendi zihinlerinde oluşan, ikisinden başka canlının olmadığı o küçük utapyaya saklanmak...
Yapamazdı.
Ofise dönmesi gerektiğini biliyordu. Teoman toplantıda olacaktı yanına gitsede işe yaramayacaktı.

Kendini kanla tahdit eden bir pislik sevdiği kadını bulmadan o kadını korumalıydı, ama Zuzu verdiği tepkiyle herhangi bir korumacı girişime kapalı olduğunu göstermişti. Belki kuru gürültüydü adam,haklı olabilirdi Zuzu, ama belki de ciddi bir sorun yaşayacaklardı.

Kafasındaki soru işaretlerini attı bir kenara ve araçtan indi. Yapılacak çok bir şey yoktu zaten. Ofise doğru yürümeye başladı. Binaya girip hızlı adımlarla asansöre bindi ve kapı açılıp inecekken karşısında bir anda beliren şirketin genel müdürü Alp Beyi gördü. İçinden küfür etti.

Sesli olarak, hayatı boyunca hiç küfür etmemişti ama içinden saydırmayı iyi bilirdi.

Alp Bey yüzündeki sert mimik hareketleriyle bir sorunun eşiğinde olduklarını belli ediyordu gözleriyle kendini takip etmesini istedi. Ağzından tek kelime çıkmaması şiddetli bir konuşmanın geldiğini gösteriyordu.

Adam arkasını dönüp yürürken Alya etrafa bakınarak onu takip etmeye başladı. Zaten stres seviyesi yeterince yüksekti, şimdi öfkeden iç yanağını ısırmaya başladığını fark etti. Alp odaya girip masasına yürürken peşinden içeri giren Alya adamın önündeki koltuklardan birine oturdu. Alp bir kaşını kaldırıp Alya'ya baktı. Nedenini başta anlamayan Alya Alp'in kapıya bakmasıyla yerinden kalkıp kapıyı kapattı.

Yerine geri oturduğu zaman adam konuşmaya başladı. Sesini dostane duysada bu ses tonunun değişeceğini biliyordu Alya, mesele konunun ne olduğuydu. Bu adam ilk kez Alya'ya öfkesini gösterecekti. Bunun farkında olmak Alya'ya huzursuzluk verdi.

-Alya, biz bu şirketin demirbaşıyız. Başından beri birlikteyiz. Bu şirket, müzik, şansa bakan bir şey değil. Yetenek ve o yeteneği görüp işlemek istiyor. Sanatçı olması için iyi sese sahip adamı kalıba sokmak bizim işimiz. Reklam ıvır zıvır ne haltsa işte. Sen hep profesyonel ve tereddütsüz oldun. Bu yüzden hiç böyle bir konuşma yapmak zorunda kalmadık ama bu kez...

Alya gözlerini dikmiş Alp'e bakıyordu.

-Alp Bey tereddütsüz bir şekilde söyleyin lütfen. Hata yapan bensem siz konuşmakta zorlanmayın.

Alp sinir dolu gözlerle kendini tutamayıp gülmeye başladı. Kafasının karışık olduğu belliydi.

-Alya, bu ne? Karşımda duran kadın hala tanıdığım kadın ama yaptığın şeyle alakası olmayan sen... Anlamıyorum!

Bir an sessizliğini korudu her ikiside. Ardından Alp konuşmaya başladı.

-Sen beyninle çalışan bir insansın beden gücünle değil. O kafanın içinde duran şey meşgulken benim işim aksar. O yüzden oldukça taviz veriyorum pek çok konuda.
Kafan rahat olsun. Benim işim için rahat ve güzel değerlendirme yapabil diye. Ama bilirsin takıntılıyımdır.

Bir an sessizlik oldu, Alya hala anlamıyordu sorunun ne olduğunu tâki Alp tekrar konuşana kadar.

-İstersen beni şikayet edebilirsin. Ofisteki saatlerinizin içinde kamera var.

Bir anda Alya'nın gözleri büyüdü. Şimdi anlamıştı işte. Yüzünün rengi değişti bir kaç ton koyulaştı bir anda, gözlerini anlık olarak kaçırdı Alp'ten. Bir an boşluğa bakıp başını kaldırdı ve Alp'in yüzüne bakarak konuşmaya başladı.

-Peki istifa mı yoksa açıklama mı bekliyorsunuz?

Alp sağ dirseğini masaya koydu ve baş parmağı ile orta parmağını kullanıp burnunun kemerini sıktı bu arada ağzını açtı ama konuşamadı. Bir an tereddüt edip bekledi sonra ise nefes alıp konuştu.

-Açıklama yap.

Bir an durup gözlerini kapattı yeni bir şey fark etmiş gibi sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırdı, dirseği hala masaya dik duruyordu. Konuştu tekrar.

-Birde şu, sekreterine kafana göre izin verme konusu var. Başlamışken onu da açıklarsan sevinirim.

Alya iki dudağını da içe kıvırıp ısırdı. Bu arada elini ensesine götürüp ensesini sıkarak ovdu, konuşma vakti gelmişti.

YANLIŞ TERCİHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin