5

437 25 1
                                    

--------------1 ay sonra----------
Ferit yavaş yavaş seyranin ölümünü kabullenmeye başlamıştı, her gece kabuslarla uyaniyor seyranin işkence gordugu zamanlar ki hali aklına geliyor ondan yardım istiyordu kabuslarinda.
Bu gece yine kabusla uyanmisti, Bu kez uyandığı anda seyranin hayallerinin olduğu o resim odasına girdi aynı seyranin yaptığı gibi resime dökmeye başladı kabuslarini, karisini anliyordu her bir hareketini yokluğunda çözüyordu sanki... bir haftadir elinden asla düşürmediği seyranin hırkasını yatağın üstüne koymustu aldı ve konusucak biri aradı baktı, baktı ama o yoktu ki onu ona anlatsın... abidinle konuşmak için aşağı indi, abidinle Suna bahçede konuşuyorlardı onları gördü, Abidin sunanin ellerini tuttu ferit bir anda ağlamaya başladı hüngür hüngür, Abidin ve Suna irkildi kafalarını çevirdikleri anda gördüler feriti yere çökmüş seyranin hırkasını koklaya koklaya seyranim diye diye ağlar şekilde gördüler.
Abidin koştu hemen feritin yanına,
----Abicim, abicim iyi misin? Ferit oğlum iyi misin noldu kabus mu gördün?
----Ferit iyi misin?
----Abi... abi Seyrani, seyrani çok özledim abi... karim abi ölemez ya ölemez karim abi, çok özledim abi kokusunu çok özledim.
Abidine sarılarak hüngür hüngür ağlıyordu bir yandan seyranin hırkasını içine içine çekip nefes almaya çalışıyordu...
---Abicim tamam sakin ol, bak dinle şimdi birr sakin ol bir nefes al dinle beni.
Bak abicim yapabileceğimiz bir şey yok bizim hem emin ol, o şimdi orda rahattır, görüyordur o seni senin üzülmeni ister mi hiç?
---Niye durdurdun beni abi, ben de onun yanına gidicektim niye durdurdun?
---Abicim hiç öyle şey olur mu biz napicaz sensiz?
---abi siz zaten bensizsiniz ben Seyran olmadan bir hiçim abi, ben çok özledim onu karımı çok özledim abi istiyorum sadece onu istiyorum abi ellerini tutmak istiyorum abi
----Tamam abicim...
Feriti zar zor yukarı çıkardılar Suna bu karşısında yaşananlardan dolayı hemen içeri girmişti gözyaşlarını tutamadığı için...
Feriti yatağa yatırdı Abidin
---Abi, seyranim gelicek.
---inaniyorum sana abim , gelicek.
Abidin çıktı Ferit seyranin hırkasını tekrar sımsıkı sarılarak
---kavusucaz karim, dedi.
Kokusunu bulduğu her an ona huzur doluyordu bir iki saniye de olsa ilaç gibi geliyordu...
----------Seyran sahnesi------------
---Tarik ne zaman bitecek bu oyun?
---Seyran, yarın biz su mazlumu tuzagimiza düşürdugumuzden emin olalım, bi gelsin, sana söz hemen istediğin ne varsa yapicaz.
---Tamam, tamam ben gidiyorum.
---Iyi geceler.
Seyran her gece ferite sarılmadan uyuyamamaktan delirmek üzereydi, o belki seyranin kokusuna kavusabiliyordu peki Seyran? Seyran onun kokusunu hiç bir yerden bulamiyordu, kendisini teselli edebileceği hiç bir şey artık kalmamıştı...
Artik karşısına çıkıpta her şey geçti demek ona sarılmak istiyordu. Kim bilir nasıl mahvoldu diye düşünmekten kafayı yemek üzereydi.
Sabah olduğunda tarik kapıyı tıklatti
--Seyran, gelebilir miyim?
--Gel
--Mazlumu yakaladık Seyran, tutuklaticaz, yani eğer hazırsan feritin karsisina çıkabilirsin, ama hazır değilim diyorsa-
--Hayir Tarik hazır olmasam da çıkicam yapmak zorundayım.
--Sen bilirsin sana bırakıyorum.
--Ne zaman yola cikicaz İstanbula gitmemiz sürer baya herhalde
--Burda 3 saat falan, sen hazır olunca çıkabiliriz.
--Tamam geliyorum
--bir seyler yemez misin?
--Hayir, ferite gitmek istiyorum
--peki, sen hazırlan
--Tamam
Seyran hazırlanıp çıktığında kalbi çok kötü bir hızla atıyordu, rahatsız olsa da feriti dusunerek geçirmeye çalışıyordu, bunu onlar icin yapmıştı.
--Yarım saate İstanbuldayız seyran, ben seni yalının yakınında bırakicam her şeyi anlatabilirsin bu arada.
--sen kaybol yeter
-- tamam merak etme
--Ben halledeceğim
--tamaam ablanı ara sor bir de yalıda değilse Ferit falan risk almayalim.
--bir bilen annemle o zaten başka kimseye soramam.
--sor bakalım
Seyran sorduğunda feritin yalidan çıkmadığı cevabını alır, 1 aydır telefondan ulaşma sanslari olduğu için ablasını aramadigi için hiç bir şeyden haberi yoktu.
--yaliya gidiyoruz
--tamam ben seni bırakıp kaciyorum
--hı hı
Tarik seyrani yalının yakınlarında bırakıp gittiğinde ablasına feritle yalının yakınlarındaki parka gitmelerini söylemişti.
Tarik seyrani parka bırakıp gitti Seyran onları buldu ve 1 ay sonra feriti gördü, gözlerindeki özlem gitmisti.
Ferit adeta çökmüştü, çok yorgun gözüküyordu, elinde seyranin hırkasıyla oylece oturuyordu Abidin de vardı Suna da onlarla bitik bir şekilde zar zor konuşuyordu.
Seyran adimlarini atamaz bir şekilde uğraşıyordu gitmek için.
Oturdukları yerin önüne geldiginde
--Ferit , dedi.
Ferit bir anda arkasını döndü, sesini tanıyip.
--Abi, abi ben yine halusinasyon goruyorum
--Abicim ben de goruyorum
--Ne?
Suna ağlamaya baslayip abidine yapacak bir şeyim yoktu gibi başıyla hakaret yaptı.
Ferit ayağa kalkıp seyranin yanına gitti koluna dokundu önce gitmedi dedi, bir adım geri attı
Seyran gozyaslari içinde--- Ferit benim.
--Sen değilsin
--Ferit benim
--hayir, hayır ben delirdim
--Ferit gerçeğim
--Ne
--gerçeğim dedi ve sarıldı ferit üstünden çekti önce
--Hayir ben delirdim sen sen yoktun ben, ben, babam öldü benim sen beni bıraktın, bıraktın, sen gittin, yoktun, delirdim ben.
--Ferit nolur sakin ol bak konusucaz boşuna gitmedim.
--Seyran sen yoktun dedi tekrar aglayarak
Seyran bir daha sarıldı sımsıkı, Ferit de sarıldı bu sefer başını boynuna gömdü öpücükler kondurdu.
--Seyranimm, diyerek ağlıyordu.
--Yanındayım aşkım, geçti gercekten geçti burdayım
--Seyran, çok özledim aşkım, burdasin, yanımdasın, çok özledim.
-- burdayım bebeğim geçti, burdayım.
--çok özledim.
Orda hüngür hüngür aglayarak sarıldı ikisi de

°antep fıstığı°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin