Korkmazdım öyle kolay kolay . Yıkılmamak , dik durmak için kendi kendime işkence etmiştim yıllardır . Üzülmemek için verdiğim çabanın sonucunu duygularımı yitirerek ödemiştim .Üzülmem artık , yıkılmam sanmıştım . Bedenime vurulan darbeler ruhumu ulaşamaz artık demiştim . Kimseyi sevmemiş ruhumu açmamıştım yeni benliğimi bulurken.
Yüreğimi dağlayan bu acı da neyin nesiydi şimdi ?
Ruhumu açtığım her seferin sonu böyle kederle mi bitecekti?
Ölüm .
Ölüm korkutmuyordu beni .
Gözüm kapalı koşardım ecele. Kendimi düşünmezdim hiç bir zaman .
Benim korkum bana emanet bırakılan yavruya sahip çıkamamamdı. Bu dünyanın hesabını görürdük de Mihrime bir şey olsa nasıl verirdim hesabını kollarımda can veren anne babasına .
Zaten geceme pek uğramayan uykular hepten haram olmuştu günlerdir . İz peşine düşmüştük de elimiz boş kalakalmıştık şimdi.
"Bir şeyler ye artık Beria.."
Sabahtan beri peşimde tabakla dolaşan Cihan'a düz bakışlarımı gönderdim . Elbette yemiştim bir şeyler . Olurda bir an da operasyon haberi gelir diye bir yerlerde düşüp bayılmamak için atıştırıyordum ara ara .
"Beybolat kovmadı mı seni yarım saat önce . Ne dikiliyorsun tepemde ."
Tabiki samimiyeti arttıran Cihan beni hiç takmayıp yanıma kurulmuştu . Beybolat yarım saattir bağlantılarını kullanarak günlerdir sürdürdüğü telefon konuşmalarından birini yapıyordu. Ben de bir kaç kişiyi yoklasam da hiç birinde bir haber çıkmamıştı . Şehrin altını üstüne getiriyorduk günlerdir . Ele avuca sığamıyordum . Üzüntümü öfkeye döksem de elime bir şey geçmemişti . Elbet o şerefsizleri bulduğum yer de ölmekten beter edecektim .
"Valla bana patlama hiç . Binbaşın tutuşturdu elime tabağı ."
İçime sığmayan nefesleri derin derin geri verdim . İnsanın canı derinden yandığın da aldığı nefes içtiği su yediği ekmek bile zehir oluyordu . Şimdi çaresizce oturuyorsam bana zehir edilen her saniye onlara misliyle ödetmek için bekliyordum .
"Sen geç Cihan ben hallederim "
Cihan tabağı bırakıp evden çıkınca sessizliğe gömülmüştük . Beni bu süreçte en iyi Binbaşı anlamıştı zaten . Benimle İzmir'e kadar gelmiş , benimle ağlayıp benimle sinirlenmişti . Üzüntümü de öfkemi de yaşamam için bana alan sağlamıştı . Günlerdir o da ben de uykusuzduk . Her an haber gelir diye silahlarımızı bile çıkarmamıştık belimizden.
"Beria.."
Duvarda ki kanlı yazıyı bininci defa okuyan gözlerim yavaşça ona döndü .
"Telkin istemiyorum Beybolat.."
Tekli koltuktan ayaklanıp yanıma adımladı . Koca cüssesini yanıma bırakırken yandan bakışıyorduk .
"Şöyle içine kapandıkça tüm şerefisizleri bir gece de gizlice döktüğün tüm o yaşlarda boğasım geliyor.."
İri eli uzanıp tırnak izleriyle dolan avucumu kendi avucuna hapsetti . Dışarıya duygusuz bakan bu gözler bana her seferinde şefkatini sunuyordu . Eline tutunarak kendimi göğsüne yasladım . Diğer eli hemen bel boşluğumu doldurmuştu .
"Teşekkür ederim Binbaşı.."
Başıma konan öpücük günlerin yorgunluğunu bir anda çekip almıştı sanki .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERİA
General Fiction7 yıl sonra gözyaşlarıyla çıktığım bu eve duygusuz adımlarla ilerledim . Geri de bıraktığım her şeyin ve herkesin canımı yaktığı kadar canlarını yakmaya gelmiştim . Boynum da steteskobum belim de silahımla önce vatan için sonra kendi benliğim için...