2. Bölüm

10 4 0
                                    

 Yeni bölümle buradayım! Keyifli okumalar...

***

 Son dersten sonra Defne'yi evine bırakmayı teklif ettiğimde arabam olup olmadığını sordu. Bu sırada çoktan arabamın yanına geldiğimiz için anahtar ile arabayı açtığımda şok ile gözleri büyüdü. 

 "Oha! Sen zengin misin?" 

 "Karnımı doyuracak kadar zenginim," deyip dalga geçtim onunla. "Maddi sıkıntımız yok," dedim küçük bir tebessümle. Defne benimle daha yakın arkadaş olmak istediğini açıkça dile getirdiğinden ve ben bunda bir yanlışlık görmediğimden ben de onu tanımaya karar vermiştim.

 Çantalarımızı arka koltuğa atıp ben şoför koltuğuna Defne de yanıma yerleşti. Yüzünde masum ve aşırı büyük bir gülümseme vardı. Bu hâline ben de gülümsedim ve arabayı çalıştırdım. 

 "Bebeğim benim," diye fısıldadım arabaya. 

 "Böyle arabam olsa ben de onunla konuşurdum," dedi Defne ve güldü. Ben de aynı şekilde ona güldüm. Tarif ettiği şekilde yola devam ederken çalan telefonumu Defne'den çantamdan çıkarmasını rica ettim. Telefonu aldığımda arayanın abim olduğunu gördüm.

 "Efendim yakışıklı." Gerçekten yakışıklı bir abim olduğu için şanslı hissediyordum.

 "Beni alsana güzellik, arabam serviste."

 "Tamam," deyip telefonu kapattım. "Yakışıklı?" diye sorarken tek kaşını kaldırdı Defne.

 "Abim," diyerek kısaca açıkladım.

 "Abin mi var? Ben de hep bir abim olmasını istemişimdir," dedi anlamsız bir hüzünle.

 "Senin kardeşin var mı?" diye sordum.

 "Hayır, tek çocuğum," dediğinde az çok anlamıştım neden üzüldüğünü. "Üzüldüm, tek çocuk olmak gerçekten sıkıcı olmalı."

 "Tahmin bile edemezsin," dedi nefes vererek.

 Omuz silktim. "Edemem, iki tane kardeşim var."

 "Bir tane daha mı var?"

 "Evet, benden bir yaş küçük. Ben ortancalarıyım." Defne anlamsız bir şekilde gülümsüyordu.

 "Hoşuna mı gitti?" 

 "Evet, kardeş çok güzel bir şey. Ben de bir kardeş isterdim," dedi ve tekrar hüzne büründü. Daha fazla konuşmayıp yola devam ettim. Defne'yi evine bıraktıktan sonra abimi almak üzere üniversiteye yola koyuldum.

 On beş dakika süren akıcı bir yolculuğun ardından kampüse girdim ve beni her zaman beklediği ağacın önünden abimi aldım.

 "N'aber?" dedi biner  binmez.

 "İyi abi, sen?"

 "İyi ben de, okul nasıldı?" diye sordu.

 "İyiydi," diye kısa bir cevap verecekken lafımı böldü. "Değildi." Kaşlarımı çatıp bir saniye ona baktığımda sırıtarak bana bakıyordu. Babamınkine benzeyen yeşil gözleri güneş çarparken parlıyordu.

 "Ne zaman iyiydi desen mutlaka altından bir şey çıkıyor," demesinin üzerine gülümsedim.

 "Evet, küçük bir kavga yaşamış olabilirim." Anında ifadesi değişti. "Ne kavgası?" diye sordu ciddiyetle. 

 "Top," dediğimde kahkaha atıp kafasını koltuğa yasladı. Uzun siyah saçları ıslak gibiydi.

 "Saçların mı ıslak senin?" deyip elimi kafasına uzatırken kolumu tutup elimi direksiyona koydu.

4 Okul 1 KazananHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin