Doğumdan bir hafta önce:
Ağlamaktan birbirine yapmışmış kirpiklerini zar zor açtı Xezal. Sadece dün gece değil her gece ağlıyordu, aylar önce onun için verilmiş karar yüzünden. Tahmini bir haftaya kadar doğum yapacaktı. karnındaki bebekten defalarca kez kurtulmak istedi ama nafile başaramadı.
Sürekli birileri engel oluyordu ya kendini öldürecekti yada bu bebeği. Yapamıyordu işte hem daha kendisi çocukken nasıl bir çocuğa bakacaktı ki? Ona ne olacaktı adı çıkmıştı bütün Diyarbakır'da herkes Redikan aşiretinin ağası Kalender ağanın torunu Xezal Redikan'ın başkalarının koynuna girdi diyerek konuşuyordu bu olayı.
"Xezal ineceksin aşağı yoksam yok"
"Geliyorum ana az dur hele"
"Dedenler seni çağırıyor çabuk gelesin"
Yataktan fırladı hemen xezal üzerine siyah bir elbise giyip saçlarını tarayıp odadan koşar adım çıktı. Aşağı geldiğinde kimseden çıt çıkmıyordu, bir ona birde kalender ağaya bakıyordu herkes.
"Rojbaş* dede"
"Rojbaş xezal hanım, hele gel otur şöyle"
Xezal tereddüt etsede oturdu dedesinin ne diyeceğini merak ediyordu açıkcası
"Bildiğin gibi bu hafta içinde çocuğun kucağında olacak"
Xezal yutkundu yerine daha çok sindi bedeni titremeye başlamıştı. Hiç cevap vermeden kalender ağayı dinledi
"Çocuğun bütün masrafları karşılanacak lakin o çocuk 18 yaşına geldiğinde evlenme şartıyla sen bu evde kalabilirsin xezal hanım aksi mümkün değildir bilesin"
"Siz nasıl uygun görürseniz öyle olsun ağam ben ne anlarım"
Kabul etti çünkü korkuyordu kime ne diyeceğini bilmiyordu nereye gideceğini hiç bilmiyordu bulurdu iyi yürekli birini vakti gelince verirdi kızını.
Xezal düşüncelere dalmışken kapı büyük bir gürültüyle çalındı. Kalender ağa dahil sofradaki herkes bir hışımla ayağa kalktı.
"Nerde o ağa bozuntusu! Kendini bir bok zaneden it nerde!"
"Kimdir bu edepsiz destursuz benim konağıma böyle giriyor!"
"Benim kalender ağa yıllar önce babamın canını almıştın hatırladın?"
"Botan Xelifan? Hayırdır nedir seni buraya bu şekilde getiren"
"Töre dir kalender ağa töre!"
Redikan konağında her iki tarafında bağırışları birbirine karışıyordu babasının canını alan bu adamın torununu oğluna almaya gelmişti Botan Xelifan.
"Neyden bahsediyosun sen Xelifan o dava yıllar önce kapandı"
"Sen çok iyi bilirsin neyden bahsettiğimi kalender ağa. Nerde oğlun ha? Boran Redikan çık dışarı lan it herif geliceğimi duyunca odana mı kapandın korkundan birde ağa olucak s*kimin ağası olursun sen anca! Çık lan dışarı"
Botan ağanın buraya gelme sebebi babasının canına karşı xezalın hamile olduğu bebeği almaktı Hemde 12 yaşındaki oğluna!
"Geldim ulan ne bağırırsın sabah sabah evimde dingonun ahırı mı burası elini kolunu sallaya sallaya giriyosun içeri!"
Boran sözünü bitirince bu sefer Botanın konuşmasına fırsat vermeden kalender ağa konuştu;
"De hele derdin nedir senin Xelifan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER
Ficção Adolescente"baba ne saçmalıyorsun ben daha bugün reşit olmuş birine karım gözüyle bakmam!" *** "Sana kimse zarar veremez dağ çiçeğim hiç bir insan evladının sana dokunmasına asla izin vermem"