Bölüm-6

146 13 4
                                    

Rozerin Redikan

Azad bana inanmıyordu ne dersem diyeyim kendimi ona inandıramıyordum.
Vicudum zangır zangır titriyor neredeyse dişlerimin birbirine çarpma sesi duyuluyordu. Bedenimin aksine yüreğim alev alevdi, bu işite Dilanın parmağı olduğuna adım kadar eminim.

"Efsun nene haklıydı demek. Zaten Xezalın kızından ne beklenirdi?"

Anneme hakaret edip merdivenlere yöneldi o sırada girdiğim şoktan çıktım. Bedenim titremeyi bıraktı. Ellerim karıncalanıyor önüme geleni duvardan duvara vurmak istiyordum. Bi hışımla merdivenlerden yukarı çıkan Dilana doğru yürüdüm. Artık susup sessiz kalmak yoktu kim bana nasıl davranırsa bende ona öyle davranacaktım.

Dilanın saçına yapışıp "Annemin adını o kirli ağzına alma. Anneme laf etmek sana düşmez Dilan"

"Annenin adı zaten kirl-"

Cümlesini tamamlamasına izin vermeden tuttuğum saçlarını sertçe çekip merdivenden aşağıya doğru sürükledim.

"Ahh! Napıyorsun be manyak kadın! Bırak beni! Azad yard- ahhh kafam!"

Cümleleri kesik kesik geliyordu, merdivenler bitince tutup avluya fırlattım. Tekrar üstüne atlayacağım sırada Dilanın Annesi kolumdan tuttu. Beklemediğim bir anda kendine çevirip sert bir tokat attı. Bir anda olduğu için kendimi savunamadım.

"Bana bak oruspunun evladı kızıma değil vurmak dokunamazsın bile! Anasının yolundan giden bir kızı bu eve gelin diye almak hataydı."

Sustum. Dişlerimi o kadar sıkmıştım gibi artık diş etlerim acıyordu. Dedem ve Anneannem olanları daha sindirememiş bizi izliyorlardı. Anneannem ağlıyor dedem de onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Botan ağa ve karısı şok geçirmiş gibi bizi izliyordu. İhtimal vermiyorlardı böyle bir şey yapacağıma.

Azad..

Ayakta zor duruyordu biliyordum. Gözleri kıp kırmızıydı. Çenesini sıkıyordu. Gözleri doluyordu ama hemen ifadesini gizliyordu. Daha dün dağ çiçeğim demişti bana. Benimle konuşmadan, beni dinlemeden nasıl hemen inanmıştı?

Kafamı kaldırım Dilanın annesine ters bir bakış attım. " Xelifanlar size söylüyorum, gün gelecek çok pişman olacaksınız. Zamanı geri alıp bugüne gelip herşeyi telafi etmek isteyeceksiniz ama bu isteğiniz sadece bi yalvarış olarak kalacak! Azad Xelifan.. Bir gün gerçekleri öğrendiğinde kendinden utanacaksın ama o gün geldiğinde ben seni affetmeyeceğim."

Kimsenin bişey demesini beklemeden konaktan çıktım nereye nasıl gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu halde konağa gidemezdim. Dedemler gelince olaylar daha çok sarpa sarabilirdi. Koştum.. nereye gittiğimi bilmeden koştum. Ayaklarım benden bağımsız hareket ediyordu.

En sonunda bir mezarlığın önüne geldim içeri girip mezarlığın içinde seri adımlarla bi mezara doğru ilerliyordum.

Xezal Redikan..

Annem..

Varlığını hiç bilmediğim. Sadece fotoğraflardan gördüğüm Annem..

Benim için canından vazgeçen Annem..

Mezarın üstü çiçeklere doluydu. Anneannem hep derdi, annem çiçekleri çok severmiş. En çok papatyaları severmiş hatta kimsenin papatyaları seviyor-sevmiyor uğruna koparıp öldürmesine izin vermezmiş odasında ki papatyaların hepsi saksıda olur onları düzenli olarak sularmış. Mezardaki yazıyı görünce tüylerim diken diken oldu. Annem adını bir mezar taşında ilk görüşüm değildi ama her görüşümde buz kesiyordum. Yine öyle olmuştu. Gözlerim dolu dolu mezarı izledim en sonunda bardaktan boşalırcasına ağlamaya başladım. Konuşurken sesim titriyordu ama bunu umursamadım.

KADERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin